insanlar sevişince elden giden din
başlık "herr holz" tarafından 11.04.2021 17:14 tarihinde açılmıştır.
21.
eskiden, çok eskiden verilmiş bir kararın nesiller boyunca kuşaktan kuşağa biraz bozularak ve belki biraz gerçek amacına bir süre hizmet ederek aktarılması sonucu uygulamanın aldığı bu günkü hali.
devamını gör...
22.
baskıcı bir ortamda büyümüş , cinsel dürtülerini ortam baskısıyla törpülemiş ( aslında bileyliyorlar genellikle , ileri noktalarda sapkınlığa varan eylemlerle ortaya çıkıyor ) , hiç bir kadının-erkeğin elini tutmamış , öpüşememiş , açılamadığı ya da açıldığı anda reddedilip, içine kapanıp , kendini ibadete veren bireylerin icat ettiği din şekli. bir konu , akım , yönelim ya da nesneye vs. düşmanca tavır alan insanları takip ettiğinizde , düşman oldukları şeye duydukları gizli hayranlıkları , saplantıları belirgin şekilde görürsünüz.
devamını gör...
23.
ayaktır.
toplumlar, dine / dinlere teslim edilmeden önce de, sosyal yaşantılar ve ortak çıkarlar gözetilerek sınırlandırılır ve kurallara bağlanırdı. ilkel toplumları ele geçiren krallar modern devletin içeriğinde, dini ilmek ilmek * dokuyarak yarattılar.*
din, gerçekte, insanların -sadece- sevişmesini değil -aslında sevişme bahanesi gölgesinde- sosyalleşmelerini ve gelişerek örgütlenmelerini yasaklamaya -engellemeye- çalışmıştır. firavunların, soylu kültürlerinin keskin zekası ile kafaladıkları saf köleler, durumların farkında bile değillerdir. onlar dini, -tanrısal- kanunların , ilkel atalarının masum ve derme çatma kurallarının gelişmiş ya da daha hakkaniyetli birer sürümü zannederek yaşamışlardır/yaşıyorlardır.
laf aramızda, 'kutsal' evlilik sözleşmesi de krala/krallara bağlılık yemininden başka bir şey değildir.
toplumlar, dine / dinlere teslim edilmeden önce de, sosyal yaşantılar ve ortak çıkarlar gözetilerek sınırlandırılır ve kurallara bağlanırdı. ilkel toplumları ele geçiren krallar modern devletin içeriğinde, dini ilmek ilmek * dokuyarak yarattılar.*
din, gerçekte, insanların -sadece- sevişmesini değil -aslında sevişme bahanesi gölgesinde- sosyalleşmelerini ve gelişerek örgütlenmelerini yasaklamaya -engellemeye- çalışmıştır. firavunların, soylu kültürlerinin keskin zekası ile kafaladıkları saf köleler, durumların farkında bile değillerdir. onlar dini, -tanrısal- kanunların , ilkel atalarının masum ve derme çatma kurallarının gelişmiş ya da daha hakkaniyetli birer sürümü zannederek yaşamışlardır/yaşıyorlardır.
laf aramızda, 'kutsal' evlilik sözleşmesi de krala/krallara bağlılık yemininden başka bir şey değildir.
devamını gör...
24.
din sevişmeyin demiyor. sevişin ama çoluğunuzun çocuğunuzun anası babası beli olsun diyor.
hayvanlığa gerek yok diyor..
insan olarak hayvandan farkınız olsun diyor.
hayvanlığa gerek yok diyor..
insan olarak hayvandan farkınız olsun diyor.
devamını gör...