1.
4 bölümlük netflix mini dizisi.başroldekiler:david tennant,dolly wells,stanley tucci
yaratıcılar:steven moffat. burada doctor who ve sherlock dizisinin senaristi olunca ve stanley tucci filmlerini de sevince beklentiyi biraz büyük tutarak başladık. ilk bölümden hoşlandım. birbirine bağlanacak iki farklı hikâyenin ilerleyişini izlemek güzeldi. tabiki zaman zaman amerikan yapımlarına özgü abartılı oyunculuklar ve zorlama, mantık hatası dolu senaryo öğeleri olsa da görmezden geldik. ancak gün itibari ile 3. bölümü bitiridik ve zerre merak duygusu kalmadı.
üstelik adamın karısını neden öldürdüğünü açıklayacağını öğrenmenize rağmen
içinde çok fazla mantık hatası barındırıyor. olaylar papazın evinde çok hızlı ilerliyor ve geçmişteki ilişki biçimleri hakkında bilgi sahibi olmadığımız insanların birbiri ardindan iş cevirdigini görüyoruz. yine idam mahkumu bir adamın hücresine telefon gelecek kadar imtiyazları var ve korkusuz gazetecimiz de ilk bölümde metroda taciz edildiginde sesini çıkaramıyor vs...
dizide gerilim ve suç öğeleri bulunsa da alttan alta din sorgulamasi yapılan, hristiyanlık la ilgili alt metinlerde mesaj vermeye çalışan bir dizi olmuş. papazın sürekli kendine "ben lanet olsun ki papazım." diye sürekli lanet etmesi, karısının ateist oluşu, papazligin mesaili bir iş olarak gösterilmiş olması, vs... "herkes hristiyan olduğunu söyler ama kimse çarmıha civilenmez." diyen bir papaz ve "isa'nın çocuğu yoktu." diyen bir eş de buna bir örnek.
beklentisiz izlediğinizde vakit geçirmeli eğlenceli bir dizi. hatta david tenannt'ın sahnelerinde kullanılan ışık ve kamera açıları ile absurd komediye yaklaşması ama stanley tucci sahnelerinde ve jenerik müziğinde insanın kendisini gerçekten heryerin marley kaplı, tozlu ve sarı hapishanede gibi hissetmesi için bile bir şans verilebilir.
yaratıcılar:steven moffat. burada doctor who ve sherlock dizisinin senaristi olunca ve stanley tucci filmlerini de sevince beklentiyi biraz büyük tutarak başladık. ilk bölümden hoşlandım. birbirine bağlanacak iki farklı hikâyenin ilerleyişini izlemek güzeldi. tabiki zaman zaman amerikan yapımlarına özgü abartılı oyunculuklar ve zorlama, mantık hatası dolu senaryo öğeleri olsa da görmezden geldik. ancak gün itibari ile 3. bölümü bitiridik ve zerre merak duygusu kalmadı.
üstelik adamın karısını neden öldürdüğünü açıklayacağını öğrenmenize rağmen
içinde çok fazla mantık hatası barındırıyor. olaylar papazın evinde çok hızlı ilerliyor ve geçmişteki ilişki biçimleri hakkında bilgi sahibi olmadığımız insanların birbiri ardindan iş cevirdigini görüyoruz. yine idam mahkumu bir adamın hücresine telefon gelecek kadar imtiyazları var ve korkusuz gazetecimiz de ilk bölümde metroda taciz edildiginde sesini çıkaramıyor vs...
dizide gerilim ve suç öğeleri bulunsa da alttan alta din sorgulamasi yapılan, hristiyanlık la ilgili alt metinlerde mesaj vermeye çalışan bir dizi olmuş. papazın sürekli kendine "ben lanet olsun ki papazım." diye sürekli lanet etmesi, karısının ateist oluşu, papazligin mesaili bir iş olarak gösterilmiş olması, vs... "herkes hristiyan olduğunu söyler ama kimse çarmıha civilenmez." diyen bir papaz ve "isa'nın çocuğu yoktu." diyen bir eş de buna bir örnek.
beklentisiz izlediğinizde vakit geçirmeli eğlenceli bir dizi. hatta david tenannt'ın sahnelerinde kullanılan ışık ve kamera açıları ile absurd komediye yaklaşması ama stanley tucci sahnelerinde ve jenerik müziğinde insanın kendisini gerçekten heryerin marley kaplı, tozlu ve sarı hapishanede gibi hissetmesi için bile bir şans verilebilir.
devamını gör...
2.
bunu izleyen beni izlemesin.
ilk bölümüyle merak uyandırdı. sonra nasıl olduysa tüm kadro dağılmış ve yossi kohenler basmış diziyi.
iki konuyu birleştirmeyi nasıl güzel yapmışlarsa devamında rezil etmeyi de aynı hızla başarmışlar. öncelikle pederin hikayesi muazzam bi trajedi örneği olabilirmiş. kurgudaki boşluklar kara delik gibi olmasaydı nasıl bişey çıkardı tahmin bile edemiyorum. david tennant ve stanley tucci harika oyuncular. senaryo ne gerektiriyorsa oynamışlar. tucci'nin alanı dardı ama tennant gerçekten aşmış kendini. harika bir oyuncu.
diziye dönecek olursak dönemiyorum. bu kadro ve konunun dizi çöplüğüne gidecek olması hiç içime sinmiyor.
hücresinden dünyayı kontrol eden tucci'ye yazılan karakter çok boş ve amatör. kaybolan birisini aramak için çıkılan ilk yer, onun görüldüğü son yerdir. arkadaşlar bu airfel klavuzunda bile yazar. bu neydi şimdi neden yazdınız böyle bi karakteri? ayrıca ucundan girdiğiniz bir olayın sonunu yazmıyorsanız bu gizem olmaz. ucu açık soru bırakmak da böyle bişey değil. ne izledik biz?
pederin karakteri daha düzgün yazılmış. alt metinde bişey sorguladıklarını sanmıyorum. ingiliz dizilerinin mizahı hep böyle. yeni bişey yok ama keyifliydi. ta ki pederin evine girene kadar. 2 bölümde yaşanan şeyi 3 dakikada halledebilirdiniz aslında. uzatmak istiyorsanız da içini doldurabilirdiniz. senarist tembelliği falan değildi. tertemiz savsaklamışlar. acaba kendileri izledi mi bunu?
gazeteci kız da çok tutarsızdı. metroda neredeyse ırzına geçecekler ağzını açıp bişey demiyor, bi kere gördüğü kadın için kıtaları aştı. motivasyonuna anlam veremedim. sen bu değilsin ablacım.
bence moffat'ın aklına şu gelmiş; bi peder bulalım, bi şekilde başını belaya soksun ama hepsi yanlış anlaşılmadan ibaret olsun. bunu da hapisteki bi adam çözsün ama iq'su 8 falan olsun fazlasına gerek yok.
tennant'ı izlediğim için mutluyum. tucci de harcanmış. gerisi öğk.
ilk bölümüyle merak uyandırdı. sonra nasıl olduysa tüm kadro dağılmış ve yossi kohenler basmış diziyi.
iki konuyu birleştirmeyi nasıl güzel yapmışlarsa devamında rezil etmeyi de aynı hızla başarmışlar. öncelikle pederin hikayesi muazzam bi trajedi örneği olabilirmiş. kurgudaki boşluklar kara delik gibi olmasaydı nasıl bişey çıkardı tahmin bile edemiyorum. david tennant ve stanley tucci harika oyuncular. senaryo ne gerektiriyorsa oynamışlar. tucci'nin alanı dardı ama tennant gerçekten aşmış kendini. harika bir oyuncu.
diziye dönecek olursak dönemiyorum. bu kadro ve konunun dizi çöplüğüne gidecek olması hiç içime sinmiyor.
hücresinden dünyayı kontrol eden tucci'ye yazılan karakter çok boş ve amatör. kaybolan birisini aramak için çıkılan ilk yer, onun görüldüğü son yerdir. arkadaşlar bu airfel klavuzunda bile yazar. bu neydi şimdi neden yazdınız böyle bi karakteri? ayrıca ucundan girdiğiniz bir olayın sonunu yazmıyorsanız bu gizem olmaz. ucu açık soru bırakmak da böyle bişey değil. ne izledik biz?
pederin karakteri daha düzgün yazılmış. alt metinde bişey sorguladıklarını sanmıyorum. ingiliz dizilerinin mizahı hep böyle. yeni bişey yok ama keyifliydi. ta ki pederin evine girene kadar. 2 bölümde yaşanan şeyi 3 dakikada halledebilirdiniz aslında. uzatmak istiyorsanız da içini doldurabilirdiniz. senarist tembelliği falan değildi. tertemiz savsaklamışlar. acaba kendileri izledi mi bunu?
gazeteci kız da çok tutarsızdı. metroda neredeyse ırzına geçecekler ağzını açıp bişey demiyor, bi kere gördüğü kadın için kıtaları aştı. motivasyonuna anlam veremedim. sen bu değilsin ablacım.
bence moffat'ın aklına şu gelmiş; bi peder bulalım, bi şekilde başını belaya soksun ama hepsi yanlış anlaşılmadan ibaret olsun. bunu da hapisteki bi adam çözsün ama iq'su 8 falan olsun fazlasına gerek yok.
tennant'ı izlediğim için mutluyum. tucci de harcanmış. gerisi öğk.
devamını gör...
3.
oyuncu listesinde stanley tucci, david tennant, dolly wells, lydia west, lyndsey marshal, kate dickie, dylan baker, louis oliver, atkins estimond, tilly vosburgh ve mark quartley gibi oyuncuların olduğu 2022 dram türündeki dizinin yönetmenliğini ise paul mcguigan yapmıştır.
bir yanlış anlaşılma sonrası oğluna özel ders veren kadını bodrumuna kapatan bir papazın onu bodrumunda uzun süre tutması ve o arada hapiste olan usta bir dedektifin kendisine getirilen davaları hapisten çözmesini konu alan dizide olaylar oldukça ilginç gelişir ve dedektifin hapiste olması üstüne bir de olayları kendilerine anlatan kişilerle yanında kocaman bir adamla birlikte dinleyerek çözmesi gariptir. çok farklı bir dizi olduğunu söylemek lazım özellikle olduğu yerden dava çözen dedektif ve yanındaki adamın olayları dinledikten sonra onları bir kaset gibi kaydetmesi ise çok daha güzel bir ayrıntı olmuş. kısa ama etkili bir dizi var karşımızda çünkü kim kötü adam kim iyi adam anlamak mümkün değildir. evinde kadını bodruma kapatan papazın beceriksiz halleri ve karısının da olaya ortak olması daha sonra kadını öldürme planı yapmaları ve hapisteki adamın bu olayı hapisten çözmesi falan hepsi bir araya gelince çok üst düzey bir iş gibi geliyor izlerken. konu biraz saçma gelse de başta dizi ilerledikçe konuya takılmıyor insan.
david tennant için açıp izlediğim dizi. beğendiğimi söylemek isterim hatır beğenisi değil bu gerçekten güzel bir dizi ayrıca da kısa film gibi bir şey. izlemenizi tavsiye ederim zaman bulursanız, iyi seyirler.
bir yanlış anlaşılma sonrası oğluna özel ders veren kadını bodrumuna kapatan bir papazın onu bodrumunda uzun süre tutması ve o arada hapiste olan usta bir dedektifin kendisine getirilen davaları hapisten çözmesini konu alan dizide olaylar oldukça ilginç gelişir ve dedektifin hapiste olması üstüne bir de olayları kendilerine anlatan kişilerle yanında kocaman bir adamla birlikte dinleyerek çözmesi gariptir. çok farklı bir dizi olduğunu söylemek lazım özellikle olduğu yerden dava çözen dedektif ve yanındaki adamın olayları dinledikten sonra onları bir kaset gibi kaydetmesi ise çok daha güzel bir ayrıntı olmuş. kısa ama etkili bir dizi var karşımızda çünkü kim kötü adam kim iyi adam anlamak mümkün değildir. evinde kadını bodruma kapatan papazın beceriksiz halleri ve karısının da olaya ortak olması daha sonra kadını öldürme planı yapmaları ve hapisteki adamın bu olayı hapisten çözmesi falan hepsi bir araya gelince çok üst düzey bir iş gibi geliyor izlerken. konu biraz saçma gelse de başta dizi ilerledikçe konuya takılmıyor insan.
david tennant için açıp izlediğim dizi. beğendiğimi söylemek isterim hatır beğenisi değil bu gerçekten güzel bir dizi ayrıca da kısa film gibi bir şey. izlemenizi tavsiye ederim zaman bulursanız, iyi seyirler.
devamını gör...