orijinal adı: l`éducation de la volonté
yazar: jules payot
yayım yılı: 1894
jules payot bu eserinde, kendi hayatından verdiği örneklerle irade sahibi ve tembellikten uzak bir zihne sahip olma yöntemlerini aktarıyor.
yazar: jules payot
yayım yılı: 1894
jules payot bu eserinde, kendi hayatından verdiği örneklerle irade sahibi ve tembellikten uzak bir zihne sahip olma yöntemlerini aktarıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "_buaradahukukokudum_" tarafından 25.02.2021 23:05 tarihinde açılmıştır.
1.
yüz yıldan fazla bir süre önce yazılmasına rağmen günümüz modern insanının ciddi sorunlar yaşadığı irade konuşunda hayatımızı çok ciddi biçimde şekillendirilecek eser.
bu kitabı milli eğitim sistemimiz içine yerleştirebilirsek işini iyi yapan insanlar yetiştirebileceğimizi söyleyebilirim.
ortaokul ve lise seviyesinde okuyan bir öğrencinin ilerleyen süreçlerde hem sosyal hayatında hem de akademik yaşamında ciddi başarılar elde edeceğini düşünüyorum.
mevcut sistem zavallı ergenleri her şeye hafifçe dokunmaya mecbur tutuyor ve öğrenmeleri gereken konuların aşırı çeşitliliğiyle onları herhangi bir konuya derinlemesine girmekten men ediyor.
yaptığı bu tespit 100 yıl öncesine ait ve değişen pek bir şey yok bizde.
ayrıca arap imparatorlukları ile tembel öğrencilerin arasındaki benzerliği çok iyi yakalamış.
okurken ayırdığınız vaktin her saniyesine değecek bir eser. hayatınızdaki etkilerini deneyimleceksiniz.
bu kitabı milli eğitim sistemimiz içine yerleştirebilirsek işini iyi yapan insanlar yetiştirebileceğimizi söyleyebilirim.
ortaokul ve lise seviyesinde okuyan bir öğrencinin ilerleyen süreçlerde hem sosyal hayatında hem de akademik yaşamında ciddi başarılar elde edeceğini düşünüyorum.
mevcut sistem zavallı ergenleri her şeye hafifçe dokunmaya mecbur tutuyor ve öğrenmeleri gereken konuların aşırı çeşitliliğiyle onları herhangi bir konuya derinlemesine girmekten men ediyor.
yaptığı bu tespit 100 yıl öncesine ait ve değişen pek bir şey yok bizde.
ayrıca arap imparatorlukları ile tembel öğrencilerin arasındaki benzerliği çok iyi yakalamış.
okurken ayırdığınız vaktin her saniyesine değecek bir eser. hayatınızdaki etkilerini deneyimleceksiniz.
devamını gör...
2.
gereksiz abartılmış kitap. bu kadar abartılmasını popüler kültüre bağlıyorum. misal, şu kitaptan yıllar önce haberim vardı; 2014 yılında okudum eski basımını. ama her şeyde olduğu gibi, sosyal medyada paylaşanların sayesinde son günlerde popüler oldu. psikoloji, sosyoloji, felsefe, kısmen de kişisel gelişim kitapları okuyan birçok kişi bilir ki bu kitapta anlatılanların çoğu bilinen şeylerdir. kitap bana ekstra bilmediğim bir şeyi katmadı. ha bu, kitap kötüdür manasına gelmesin, tabi ki alınıp okunabilir. benim eleştirdiğim, kitaba sanki hiçbir kitapta, hiçbir yerde olmayan bir şeyi söylüyormuş muamelesi yapılması. genelde okuma kültürü olmayan insanlar bu tarz kitapları ilk defa okuyunca aşırı abartıyorlar.
devamını gör...
3.
fransız yazar jules payot'un eseri. bu kitap üzerine bir yazıyı okumuştum öncelikle ve orada öğrencilik yıllarında okunması gereken kitaplardan biri olarak bahsediliyordu. merak da ettim ve okuyunca bu önermeye çok katıldım. öğrenci değilseniz de okuyun tabii. 1894 yılında yazılmış ama bence etkisi günümüz için hala devam ediyor. kendinize bir iyilik yapın okuyun sözlük.
"asla cuma sabahı 'söz olsun pazartesiden itibaren çalışacağım' diyerek kahramanlık yapanlardan olmayalım. şayet hemen işe koyulmazsan, sadece kendini kandırmış olursun."
"asla cuma sabahı 'söz olsun pazartesiden itibaren çalışacağım' diyerek kahramanlık yapanlardan olmayalım. şayet hemen işe koyulmazsan, sadece kendini kandırmış olursun."
devamını gör...
4.
stanza adlı yazar bayağı gömmüş. ben sevdim. tamamını okumadım fakat gittiği yere okudum ve akıyor kitap. kitap içerisinde bir sürü eleştiri yapıyor. zaten o eleştiriler için okunmaya değer bir kitap.
devamını gör...
5.
hemen baştan belirtelim, 1894 yılına tarihlenen kitap. dolayısıyla değerlendirirken o dönemin şartları baz alınarak değerlendirilmeli.
dönemi düşünüldüğünde j. payot'un eğitim için niçin bu kadar çaba sarf ettiği ve kitap içerisinde neden özgürlük konusuna bu kadar sık değindiği anlaşılabiliyor.
1789 fransız ihtilali üzerinden, yaklaşık yüz yıl geçmiş, sanayi devrimi yapılmış ve her avrupa vatandaşı ülkesini, milli gayelerle bir adım daha öne çıkarmaya çalışmaktadır.
savaşlar, sınır genişletme politikaları, bağımsızlık, özgür irade, devrim ve direniş kavramları, son derece revaçtadır.
dolayısıyla insanların tavrı, düşünceleri belli olduğu kadar, dönemin aydınını da bu çerçevede görmek, yerinde olacaktır.
o dönemin her milli aydını gibi j. payot da, bu milli gayeden etkilenmiş ve eserinde bu kavramlara sıkça ve bağımsız olarak rol oynatmıştır.
pedagoji açısından da, eğitimde henüz kavrama, ezber yöntemleri ve darvinist yaklaşımın yeni yeni filizlendiğini sezmekteyiz. bilimsel anlamda ilerleme düşünülürken bir yandan da insanlara, bu bilimsel etkinlik ve yetkinliklerin, hatta komple yeniliklerin kavratılmaya çalışıldığı görülmektedir. yazımdaki üslup ve ifadeleme tekniği bu açıdan değerlendirilmeli.
yaratıcı düşünce ve eğitimde yenilik faaliyetleri, bizim zamanımızın pedagojik atılımlarıdır. j. payot'un anlatımını ve içeriğini biraz da bu açıdan ele almak sanırım yerinde olacaktır. elbetteki eleştiriler doğrudur. ancak zamanı baz alındığında, * hükümsüz oluyor.
onun dışında, klasik tarzda yazılmış, ağır olmayan dile sahip -tabi okuduğunuz çevirmen ve yayınevine göre de değişir- bir kitaptır.
okumaya başlar başlamaz, yazarın baskın bir üsluba ve pragmatik bir gayeye hizmet ettiğini hemen anlıyorsunuz. eli sopalı hocalar gibi gelmişti bana biraz.* *
dönemi düşünüldüğünde j. payot'un eğitim için niçin bu kadar çaba sarf ettiği ve kitap içerisinde neden özgürlük konusuna bu kadar sık değindiği anlaşılabiliyor.
1789 fransız ihtilali üzerinden, yaklaşık yüz yıl geçmiş, sanayi devrimi yapılmış ve her avrupa vatandaşı ülkesini, milli gayelerle bir adım daha öne çıkarmaya çalışmaktadır.
savaşlar, sınır genişletme politikaları, bağımsızlık, özgür irade, devrim ve direniş kavramları, son derece revaçtadır.
dolayısıyla insanların tavrı, düşünceleri belli olduğu kadar, dönemin aydınını da bu çerçevede görmek, yerinde olacaktır.
o dönemin her milli aydını gibi j. payot da, bu milli gayeden etkilenmiş ve eserinde bu kavramlara sıkça ve bağımsız olarak rol oynatmıştır.
pedagoji açısından da, eğitimde henüz kavrama, ezber yöntemleri ve darvinist yaklaşımın yeni yeni filizlendiğini sezmekteyiz. bilimsel anlamda ilerleme düşünülürken bir yandan da insanlara, bu bilimsel etkinlik ve yetkinliklerin, hatta komple yeniliklerin kavratılmaya çalışıldığı görülmektedir. yazımdaki üslup ve ifadeleme tekniği bu açıdan değerlendirilmeli.
yaratıcı düşünce ve eğitimde yenilik faaliyetleri, bizim zamanımızın pedagojik atılımlarıdır. j. payot'un anlatımını ve içeriğini biraz da bu açıdan ele almak sanırım yerinde olacaktır. elbetteki eleştiriler doğrudur. ancak zamanı baz alındığında, * hükümsüz oluyor.
onun dışında, klasik tarzda yazılmış, ağır olmayan dile sahip -tabi okuduğunuz çevirmen ve yayınevine göre de değişir- bir kitaptır.
okumaya başlar başlamaz, yazarın baskın bir üsluba ve pragmatik bir gayeye hizmet ettiğini hemen anlıyorsunuz. eli sopalı hocalar gibi gelmişti bana biraz.* *
devamını gör...
6.
bir ara çok popüler olan, elden ele dolaşan ve tanıdığım okurların elinden en az bir kere geçmiş bir eser ama içeriği uygulayan var mı derseniz... orası muamma... koridor baskısından okumayı tercih edenlerdenim...
devamını gör...
7.
eğer yazarın adını, yazıldığı yüzyılı bilmesek, sanki günümüz dünyasında müslüman ya da katı bir katolik inançlı hrıstiyan bir papaz tarafından yazıldığına ikna olabileceğimiz bir kitap. çevirisi gayet açık, anlaşılır, özellikle genç nesle hitap eden, mantıklı ve rasyonel öğütlerle bezeli hızlıca okunan ve anlaşılabilen güzel ve hoş bir yapıttır.
devamını gör...
"irade terbiyesi" ile benzer başlıklar
irade
25
özgür irade
42