isimlerdeki zaman kavramının çağrışımı
başlık "birseyyah" tarafından 12.12.2020 14:13 tarihinde açılmıştır.
1.
aylardan nisan: delişmen, afacan bir kız. belki yaşı ilerleyince sakin, hayata derinlemesine bakan ve hayatın akışından bir huzursuzluk duyan hanımefendi.
aylardan eylül: sapsarı, o sarışınlığı ile güneş gibi altın gibi insanı mutlu eden fakat ruhunun gizli köşelerinde hep bir ayrılığın kırışıklığı bulunmakta. eylül, ileri yaşlardaysa hüznü derinlemesine yaşatırken gözler dolu dolu olur. kaybolan o yılların ağırlığı.
aylardan ekim: kızıllık saçlarına yakışmış diyeceğım fakat bir can sıkıcılık var. bir uzaklaşma, git buradan diyor fakat gözleri kal derken bir şey yapamanın şaşkınlığı.
günlerden cuma: ağır bir adam cuma. esmer, kendi halinde, hayatın yükü sırtına bırakılmış bir genç ancak dağı sırtlamaya azmetse de sesi çıkmıyor. cuma eğer ileri yaşlara geldiyse kilolu, alnı kırışık, elleri koskocaman. nice tepeler aşmış fakat bir dağın yamacında kalakalmış. aşmak istese de o dağı nefesi kesilmekte.
mevsimlerden bahar: hep bir esenlik, bir çağıldama, hayat burada edasında. neşe, zerafet, ölçü onda. yıllar geçmiş ve bahar büyümüş ancak neşesi yitmemiş. hayatın merkezine kendini koymaktan vazgeçerek başka insanları da oraya taşıyıp paylaşmayı sevmiş.
vakitlerden saniye: evin sakin kızı. ablasının veya abisinin yanında konuşmaz. içinde ne sözcükler var. söyleyecek fakat hayır cesaret edemiyor. vakit geçer ve saniye büyür. bu sefer yine konuşmuyor, adına çekmiş. kocası konuşur, kaynanası konuşur, arkadaşı konuşur, çocuğu konuşur fakat saniye hanım hep durur susar, konuşmak ister birkaç cümleyle meramını anlatıp gider.
peki başka hangi zamanlar var ve çağrışımları nelerdir zihinde?
aylardan eylül: sapsarı, o sarışınlığı ile güneş gibi altın gibi insanı mutlu eden fakat ruhunun gizli köşelerinde hep bir ayrılığın kırışıklığı bulunmakta. eylül, ileri yaşlardaysa hüznü derinlemesine yaşatırken gözler dolu dolu olur. kaybolan o yılların ağırlığı.
aylardan ekim: kızıllık saçlarına yakışmış diyeceğım fakat bir can sıkıcılık var. bir uzaklaşma, git buradan diyor fakat gözleri kal derken bir şey yapamanın şaşkınlığı.
günlerden cuma: ağır bir adam cuma. esmer, kendi halinde, hayatın yükü sırtına bırakılmış bir genç ancak dağı sırtlamaya azmetse de sesi çıkmıyor. cuma eğer ileri yaşlara geldiyse kilolu, alnı kırışık, elleri koskocaman. nice tepeler aşmış fakat bir dağın yamacında kalakalmış. aşmak istese de o dağı nefesi kesilmekte.
mevsimlerden bahar: hep bir esenlik, bir çağıldama, hayat burada edasında. neşe, zerafet, ölçü onda. yıllar geçmiş ve bahar büyümüş ancak neşesi yitmemiş. hayatın merkezine kendini koymaktan vazgeçerek başka insanları da oraya taşıyıp paylaşmayı sevmiş.
vakitlerden saniye: evin sakin kızı. ablasının veya abisinin yanında konuşmaz. içinde ne sözcükler var. söyleyecek fakat hayır cesaret edemiyor. vakit geçer ve saniye büyür. bu sefer yine konuşmuyor, adına çekmiş. kocası konuşur, kaynanası konuşur, arkadaşı konuşur, çocuğu konuşur fakat saniye hanım hep durur susar, konuşmak ister birkaç cümleyle meramını anlatıp gider.
peki başka hangi zamanlar var ve çağrışımları nelerdir zihinde?
devamını gör...