izlediği dizi ya da filmin yönetmenini ve yapımcısını bilen insan

ben o insan değilim. sanata saygım sonsuz da bir eser yayınlandıktan sonra artık o eser herkesindir gibi geliyor bana. derindeki mantığın farkındayım pek tabii. beğendiğimiz veya beğenmediğimiz bir eserin yaratıcısını bilmek, devamında bize sunacağı güzellikleri takip edebilmek, başka bir eserini keyifle izleyebilmek ya da bize hitap etmeyeceğini bilmek zaman kazandıracaktır. ben o işi filmin veya dizinin ismini hatırlamaya çalışıp ki onu yaparken bile zorlanıyorum, şu filmin yapımcısının, yazarının filmerine bir göz atayım var mı yeni bir şeyler diyerek çözüyorum. b12 eksikliği sanata da darbesini vuruyor işte.

yapımcı değil de yönetmeni bazen bakılır

yapımcı parayı veren adam, niye aklımızda tutalım? ama bir filmi yönetmeni için beklemek ve izlemek diye de bir şey var. benim için o isim nolan.

bu sebeple quentin tarantino'nun yönettiği filmlerin tümünü izledim, her filminden de ayrı keyif aldım, oyuncu kadroları ve hikaye anlatımı da çoğunda benzer olması nedeniyle benzer tatları aldım filmlerinde. onun dışında filmi yönetmeni için izlediğim ali atay olabilir komedi türünde. gerek ölümlü dünya serisi, gerek cinayet süsü çok güzeldi. hani bu iki yönetmen de bir film yapsa merak içinde izlerim açıkçası. aaa bir de onur ünlü de var, diğer ikisi kadar takipte olmasam da onur ünlü'nün filmlerini de severim.

yapımcı dediğin kişi bana göre sadece prodüksiyon için yatırımcılarla bir araya gelip para işlerini halleden kişi.

bu kişi yapımın ticari başarısından doğrudan etkilenen kişi olarak yönetmene veya senariste ciddi şekilde karışıyorsa işte o zaman belki etkisi olacaktır ama böyle bile olsa bunu biz çoğu zaman bilemeyiz.

yönetmen bir yapımın en önemli unsurudur zira senaryo soyut bir şey olduğu için onun ete kemiğe bürünmesi yönetmen eliyle olur.

senaryo hayata ancak yönetmenin isteği ve sabrı ölçüsünde geçer. ben bunu çekemem veya bu sahne genel tabloda gereksiz diyerek yazılan senaryoyu revize ettiği anda ya da kurgu masasında ham filmi kısalttığında senaryo ne olursa olsun filmin asıl şeklini veren kişidir.

her yönetmen belli şeyleri sever. hatta bazı yönetmenler büyük oranda aynı oyuncu havuzundan beslenir.

tüm bunlar bir araya geldiğinde zincir restoran hamburgerleri gibi bir şey ortaya çıkar. dünyada tüm ülkelerde aynı ürün aynı tarifle ve çoğunlukla aynı kalitede olduğundan siz turist olarak gittiğiniz yerde süpriz yaşamak istemiyorum diyorsanız dünyaca ünlü zincir bir restorandan yemek yersiniz.

yönetmen de rüştünü ispatlamıştır ve siz de onun filminin tadını kalitesini sever ona gidersiniz.

özetle herkesin aslında sevdiği yönetmenler vardır. herkes derken elbette arkada ses olsun diye filmi açıp uyumaya çalışanları kastetmiyorum.

isim hafızam çok zayıftır. gerçi gereksiz bilgiler kafamda yer etmesin diye münasebetim olmayacağını düşündüğüm insanların isimlerine fazla dikkat etmediğim için zamanla isim hafızam köreldi ve bu okuduğum kitap, izlediğim dizi/filmlere kadar yansıdı. elbette bende iz bırakanları asla unutmuyorum ama yani öyle insanlar gördüm ki izlediği her filmin yönetmeni, senaristi cartı curtu aman allahım hepsini biliyor! beyne gereksiz yük gibi geliyor bana bu durum. ayrıca bu tipler etrafınızda "en sinefil benim" havası uyandırmaya çalışanlardır. sevdiğim işlerin sadece adını hatırlarım ki canım ister de o işe benzer bir yapım izlemek istersem elimizin altındaki internet nimetinden yararlanırım.

en iyi film ödüllerinde yapımcı da sahneye çağrılıyor. bu onurlandırma sadece ticari bir ürüne para yatırmış olmasından değildir diye düşünüyorum. sanata , sanatın gücüne de inanmışlıkla alakalı.

yapımcı bir riske giriyor ve bu riskini 2 olaya dayandırıyor:

1: yönetmene olan inancı. bu inanç alt maddeleri de kapsar. cast ekibine , makyajcıya, set ekibine . yapımcı bütün hu insanların geçiminin sorumluluğunu da üstleniyor.

baba serisinin yapımcısı albert rudy' nin filmi çekebilmek uğruna kurşunlandığını, ciddi tehditler aldığını ama vazgeçmediğini hatta mario puzo le f.f. coppola arasında nasıl bir sağlam köprü olduğunu örnek olarak verebiliriz.

yapımcıların bu serüvenleri sırf maddi beklentiyle o heyecanı yaşatmaz onlara. tutku da şart.

2: para kazanmak.

t: her film için geçerli olmasa da en azından üzerinde iz bırakan filmlerin hem yapımcılarının hem yönetmenlerinin isimlerini de dağarcığına atmayı deneyen kişidir.

dünya üzerinde bundan daha gereksiz bir yetenek yoktur, bu özelliği açan insandan uzak durun zira bu insanın kendine faydası da yoktur ama genel olarak tüm radyo tv öğrencileri bunu yapar.

ipuuc: bunu yapabilen insanın sohbetinin sıkıcılığı %100'dür.

bilinçli izleyicidir sanırım. sonuçta bir kitap gibi düşünürseniz kitabın yazar ve yayıncısı benzeri bilgiler gibi. (öyle olabiliyor ki bu bilgiler size vakit kaybettirmiyor. diyelim quantum fiziğiyle ilgilisiniz. baktığınızda sizi şaşırtan -diyelim-'quantumun sırları' adlı oldukça da kalın bir kitapla karşılaşıyorsunuz. izlediğiniz, ilgilendiğiniz bir konu olmasına karşın, ne yazarı ne de yayıncıyı tanımıyor olmanız, o alanda başka hiçbir yayınlarının olmaması, konu hakkında küçük makaleler bile artık biliniyorken bu kapsamda bir 'kitap'! yazar ve yayıncısı ile size bir fikir vermez mi. nitekim incelediğinizde de görürsünüz ki, uzak yakın fizik ya da quantumla ilgisi, bilgisi olmayan bir saçmalamalar demeti, ya fal ya rüya yahut ilahi güçleri adres gösteren bir çöp yığını..trendy isim ve kapakla ve muhtemelen gerçekte var olmayan uydurma bir yazar adı ile ve yanıltıcı arkakapak övgüleri ve mesela 6.baskı bantı ile tezgahlanıyor. -gülmeyin sakın 6. baskı bilgisi doğru bile olabilir 'adına bakarak kitap alan' bir taife daima vardır çünkü.-
bu nedenle yazar, yönetmen, yapımcı vs. önemli ayrıntılardır hafife almayın.)