yazar : svetlana aleksiyeviç
yayım yılı : 1985
ikinci dünya savaşı yıllarında sovyetler birliğinde savaşa katılan kadınların anlatıldığı kitaptır. yazarın farklı bir türde ele aldığı kitapta kadınlar, savaşın zorlukları ve kayıpları ile savaşta kadın olmanın ötesindeki duygularını, vaz geçişlerini, mecburiyetlerini ve kabullenişlerini kendi ağızlarından aktarmaktadırlar.
yayım yılı : 1985
ikinci dünya savaşı yıllarında sovyetler birliğinde savaşa katılan kadınların anlatıldığı kitaptır. yazarın farklı bir türde ele aldığı kitapta kadınlar, savaşın zorlukları ve kayıpları ile savaşta kadın olmanın ötesindeki duygularını, vaz geçişlerini, mecburiyetlerini ve kabullenişlerini kendi ağızlarından aktarmaktadırlar.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "teyze arwen" tarafından 24.11.2022 22:56 tarihinde açılmıştır.
1.
svetlana aleksiyeviç in çalışmalarını 1978 – 1985 yılları arasında yaptığı on yedi yıl yayınlanmayıp 2002 de yayınlanan ve 2015 nobel edebiyat ödülünü alan, 2. dünya savaşı sırasında sovyet ordusun da görev yapan kadınların anılarından oluşan kitabıdır.
savaş tüm zamanlarda cinayettir, vahşettir, kandır, ölümdür, yanık insan eti, bulunamayan sargı bezi, irin, kopmuş uzuvlar, tecavüzler, kaybedilmiş evlatlardır. o ulvi varlık insanın diğer yüzüdür. kitap boyunca bunlardan ve çok çok fazlasından bahsediliyor elbette hem de o bildiğimiz erkek sesiyle değil de, bigudili, dantelli, parfümlü, şarkı söyleyen, kaşlarını boyayan kahraman rus kadınlarının sesinden. kitabı okursanız o kadınların ne hale geldiklerini, neler yaşadıklarını, neler başardıklarını bulabilirsiniz. satır aralarından gizlenen başka bir şeyden söz etmek istiyorum. savaştan sonra 1978’ e kadar yazarımız bu kadınları dinlemeye başlayana kadar onları kimse aramamış, röportaj yapmamış baya yok sayılmışlar ve toplum onları dışlamış, yapayalnız kalmışlar. kahramanca karşılanmayı beklerken hakarete uğrayan kadınlar bence savaştan sonra ölmüşler aslında.
savaştan sonra uzun zaman gökyüzünden korktum, başımı kaldırıp göğe bakamadım. sürülmüş toprak görünce korktum. oysa ekin kargaları telaşsız geziyordu artık üzerinde. kuşlar savaşı çabuk unuttular...
öyle sanıyorum ki kitap çok uzun süre başucumda duracak.
savaş tüm zamanlarda cinayettir, vahşettir, kandır, ölümdür, yanık insan eti, bulunamayan sargı bezi, irin, kopmuş uzuvlar, tecavüzler, kaybedilmiş evlatlardır. o ulvi varlık insanın diğer yüzüdür. kitap boyunca bunlardan ve çok çok fazlasından bahsediliyor elbette hem de o bildiğimiz erkek sesiyle değil de, bigudili, dantelli, parfümlü, şarkı söyleyen, kaşlarını boyayan kahraman rus kadınlarının sesinden. kitabı okursanız o kadınların ne hale geldiklerini, neler yaşadıklarını, neler başardıklarını bulabilirsiniz. satır aralarından gizlenen başka bir şeyden söz etmek istiyorum. savaştan sonra 1978’ e kadar yazarımız bu kadınları dinlemeye başlayana kadar onları kimse aramamış, röportaj yapmamış baya yok sayılmışlar ve toplum onları dışlamış, yapayalnız kalmışlar. kahramanca karşılanmayı beklerken hakarete uğrayan kadınlar bence savaştan sonra ölmüşler aslında.
savaştan sonra uzun zaman gökyüzünden korktum, başımı kaldırıp göğe bakamadım. sürülmüş toprak görünce korktum. oysa ekin kargaları telaşsız geziyordu artık üzerinde. kuşlar savaşı çabuk unuttular...
öyle sanıyorum ki kitap çok uzun süre başucumda duracak.
devamını gör...
2.
hayatımda okuduğum en iyi kitaplar arasına girdi. savaşlarla ilgili çok kitap okumuşumdur ama böylesini okumadım. büyük savaşları bilirsiniz. öyle çok ölü vardır ki onları gömmeye vakit olmaz. üzerine biraz toprak atılabilirse onlar şanslıdır. başarılı savaşlarda kadınlar da büyük önem taşır. bu savaş ise bildiklerimizden biraz farklı. kadınlar sadece cephe gerisinde savaşmıyor. en önlerde mücadele ediyorlar. nişancı olan, muharebeci olan, komutan olan. her yerde görev alıyorlar. onları savaşa gönüllü katılmaya iten ise vatanları için her şeyi yapmaları gerektiği inancıyla büyütülmüş olmaları. kadın olmanın doğasına ters olan savaş ilk önce herkesi zorluyor. kadınsal tüm özelliklerini kaybediyorlar. vücutları bile kadın olmaktan vazgeçiyor. savaş boyunca ve sonrasında uzun yıllar regl olmayan kadınlar oluyor. doğurma becerisini kaybeden kadınlar oluyor. erkekler savaşlarla ilgili genelde nasıl zafer kazanıldığını anlatırken kadınların anlattıkları çok daha gerçek ve etkileyici şeyler. en üzücü olanın ise savaştan sonra gördükleri muamele. onca acıyı çekmiş kadınlara kadın gözüyle bakılmıyor. evlenmek istemiyorlar onlarla. üstelik kadınlar bile onlara kötü gözle bakıyor. mutlaka okunması gereken bir kitap. nobel yazara anasının ak sütü gibi helal olsun.
devamını gör...