1.
artık eskisi gibi ağlamıyorum çünkü taş kesildi emeği geçen herkese teşekkürler
devamını gör...
2.
alnından öpmek istediğim başlık. tabii bunda benimde katkılarım çok... ama aklımdan geçen şey tam olarak bu..
devamını gör...
3.
4.
bende zannetmiyorum olduğunu.
manevi anlamda herşeyi yükleriz. lakin sadece kan pompalayan zalım bir pompacı olduğu gerçeği daima baki kalacaktır.
hayatımızda bir, belki de bir kaç defa "bu gırdığın galp galp! anayın porselen takımı değil" diye çemkirsekte başka er yada kadın kişilerine, yine aynı haltı yemeye, yani buna izin vermeye devam ederiz.
ya hu anlasana... bıkmıyoruz işte muhterem, azıcık kalmış canımızı da elaleme vermeye.
usanmıyoruz asla "olsun be... yâr olsun da ister yâr olsun ister yara" düsturundan yola çıkıp düşe kalka, kırıla kırıla perişan olmalara.
seviyoruz biz bunu.
kalbini başkasına verme durumu, aşık olma hali, ait hissetme duygusu. biz bunu çok seviyoruz.
sonunu bile bile bazen "olsun be" deyip kaptırıyoruz kendimizi. buna değer diye düşünüyoruz.
aramakla geçiyor çoğumuzun koskoca ömrü. bir daha elimize asla geçmeyecek yıllarımızı bozuk para gibi harcayıp bitiriyoruz.
sonuç?
kör olmuş gözlerimizin göremediği, görsede kabul etmediği gerçeğin inkârı ile hüsran, göz yaşı ve ayrılık.
daha sonra da çivi çiviyi söker düsturuyla tekrar aynı şeyleri yapmaya devam ediyoruz işte.
sanki o kadar hatayı yapan biz değilmişiz gibi.
sanki, bir daha dünyaya gelecekmişiz gibi.
manevi anlamda herşeyi yükleriz. lakin sadece kan pompalayan zalım bir pompacı olduğu gerçeği daima baki kalacaktır.
hayatımızda bir, belki de bir kaç defa "bu gırdığın galp galp! anayın porselen takımı değil" diye çemkirsekte başka er yada kadın kişilerine, yine aynı haltı yemeye, yani buna izin vermeye devam ederiz.
ya hu anlasana... bıkmıyoruz işte muhterem, azıcık kalmış canımızı da elaleme vermeye.
usanmıyoruz asla "olsun be... yâr olsun da ister yâr olsun ister yara" düsturundan yola çıkıp düşe kalka, kırıla kırıla perişan olmalara.
seviyoruz biz bunu.
kalbini başkasına verme durumu, aşık olma hali, ait hissetme duygusu. biz bunu çok seviyoruz.
sonunu bile bile bazen "olsun be" deyip kaptırıyoruz kendimizi. buna değer diye düşünüyoruz.
aramakla geçiyor çoğumuzun koskoca ömrü. bir daha elimize asla geçmeyecek yıllarımızı bozuk para gibi harcayıp bitiriyoruz.
sonuç?
kör olmuş gözlerimizin göremediği, görsede kabul etmediği gerçeğin inkârı ile hüsran, göz yaşı ve ayrılık.
daha sonra da çivi çiviyi söker düsturuyla tekrar aynı şeyleri yapmaya devam ediyoruz işte.
sanki o kadar hatayı yapan biz değilmişiz gibi.
sanki, bir daha dünyaya gelecekmişiz gibi.
devamını gör...