1.
evet. kalbim acıyor.
beynimizde acı reseptörleri yokmuş. insan o yüzden beyin ve kalp arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor sanırım. bir tarafta duvar gibi hissiz ve sadece mantıkla çalışan bir organ; bir tarafta ise hisseden üstelik acıyan hatta acıdıkça acıyabilen bir organ. bazen beynimin acımasını istiyorum. mesela "bu olanları aklım almıyor" dediğimde beynim acırdı, yanlış bilgilerle doldukça acırdı. ama bu karın ağrısı gibi olurdu bence. sıcak su torbası ya da bir ilaçla geçer gibi bi acı, bi ağrı. ama insanın kalbi ağrıyınca öyle olmuyor. ne ilaç, ne sıcak, ne de soğuk işe yarıyor. ne ortası var ne de sonu. üstüne üstlük çaresi olmadığı gibi sıfatlara da sığmıyor. acı desen değil sızı desen değil kırık desen yaşadığının yanında hafif kalır gibi düşüncelere de boğuyor insanı. işte kalp acıyınca düşündüklerimizle öylece kalakalıyoruz.
beynimizde acı reseptörleri yokmuş. insan o yüzden beyin ve kalp arasındaki dengeyi sağlamaya çalışıyor sanırım. bir tarafta duvar gibi hissiz ve sadece mantıkla çalışan bir organ; bir tarafta ise hisseden üstelik acıyan hatta acıdıkça acıyabilen bir organ. bazen beynimin acımasını istiyorum. mesela "bu olanları aklım almıyor" dediğimde beynim acırdı, yanlış bilgilerle doldukça acırdı. ama bu karın ağrısı gibi olurdu bence. sıcak su torbası ya da bir ilaçla geçer gibi bi acı, bi ağrı. ama insanın kalbi ağrıyınca öyle olmuyor. ne ilaç, ne sıcak, ne de soğuk işe yarıyor. ne ortası var ne de sonu. üstüne üstlük çaresi olmadığı gibi sıfatlara da sığmıyor. acı desen değil sızı desen değil kırık desen yaşadığının yanında hafif kalır gibi düşüncelere de boğuyor insanı. işte kalp acıyınca düşündüklerimizle öylece kalakalıyoruz.
devamını gör...
2.
insanın kalbinin ağrımaz olarak değiştirilmesi gereken başlık. gerçek anlamda kalp acısı; iman tahtasında ve yaygın olarak sol kolda hissedilir, aynı şekilde sırt ve midede de hissedilen vakalar vardır.
benzetme anlamında kalp acısı ise kolay geçer, beyin zorlaştırır sadece.
benzetme anlamında kalp acısı ise kolay geçer, beyin zorlaştırır sadece.
devamını gör...
3.
ciddi anlamda toprağa gömülmüş ya da dipsiz, karanlık okyanuslarda yapayalnız boğuluyorum gibi hissediyorum, bunların benzetme olması acı olan şey. çünkü gerçek olsa bir yerde bayılır, sonra ölürdüm. ama hayat size böyle hissettiriyorsa, ölmüyorsunuz, bitmiyor. her gün aynı sabaha uyanıp, gece olup uyuyabilene kadar boğulmaya devam ediyorsunuz.
beynimin içinde çığlık çığlığa bağıran, duvarlara vuran bir kız varken, dışarda gıcık, suratsız, yorgun gördüğünüz kişi evet benim. hep yorgunum, hatta son yaşadığım olaydan sonra 2 gün boyunca kısa aralıklarla 20 saat uyumuşum, canım o kadar acımış ki, beynim durmak istemiş. bunu buraya yazmak istedim, çünkü olayı anlattığım tek insana, içimdeki çığlıkları anlatmaya çalıştığımda dinlemedi ve bu beni daha çok sinirlendirdi, kimse dinlemek zorunda değil ama konuya girmiştik, ortasında bıraktı gitti. tekrar başkasına anlatma cesaretini henüz bulamam.
bir süredir, kimsenin sevmediği, hiçbir şeyi hak etmeyen biri gibi hissediyorum. öfkem bunu kabullenememek, neden diye ettiğim isyanı içimde durduramıyorum. bu isyan, öfke, acı döngüsü içinde kendimi bulamıyorum, kayboldum. karanlık ormanlarda yapayalnız, nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum ama nedense bu benzetme de gerçek olsa, bu kadar canım acımaz, bu kadar korkmazdım sanırım.
küçük, penceresiz, gece gündüz karanlık bir odadan, canı çok yanmış, bitmek bilmeyen öfkesiyle kendini yiyip bitiren biri olarak söylemek istediğim tek şey şu: benim zamanım ne zaman gelecek?
beynimin içinde çığlık çığlığa bağıran, duvarlara vuran bir kız varken, dışarda gıcık, suratsız, yorgun gördüğünüz kişi evet benim. hep yorgunum, hatta son yaşadığım olaydan sonra 2 gün boyunca kısa aralıklarla 20 saat uyumuşum, canım o kadar acımış ki, beynim durmak istemiş. bunu buraya yazmak istedim, çünkü olayı anlattığım tek insana, içimdeki çığlıkları anlatmaya çalıştığımda dinlemedi ve bu beni daha çok sinirlendirdi, kimse dinlemek zorunda değil ama konuya girmiştik, ortasında bıraktı gitti. tekrar başkasına anlatma cesaretini henüz bulamam.
bir süredir, kimsenin sevmediği, hiçbir şeyi hak etmeyen biri gibi hissediyorum. öfkem bunu kabullenememek, neden diye ettiğim isyanı içimde durduramıyorum. bu isyan, öfke, acı döngüsü içinde kendimi bulamıyorum, kayboldum. karanlık ormanlarda yapayalnız, nereye gittiğimi bilmeden yürüyorum ama nedense bu benzetme de gerçek olsa, bu kadar canım acımaz, bu kadar korkmazdım sanırım.
küçük, penceresiz, gece gündüz karanlık bir odadan, canı çok yanmış, bitmek bilmeyen öfkesiyle kendini yiyip bitiren biri olarak söylemek istediğim tek şey şu: benim zamanım ne zaman gelecek?
devamını gör...
4.
'esneme'ye benzer 'bulaşıcı' bir etkiye sahip söz. bunu duyunca biriktirdiğim hüzünlerim aklıma geliyor ve benim de 'kalbim acıyor'
devamını gör...
5.
burayı bulana kadar gerçekten geçmeyen sızım vardı,güzel oyalanma yeri*
devamını gör...