kendine benzemeyen kişilerle daha iyi arkadaş olmak
başlık "dahlvier" tarafından 20.05.2024 23:45 tarihinde açılmıştır.
1.
benim neredeyse tüm hayatımdaki vaziyettir.
3.5 yaşımda anaokuluna gitmeye başlamıştım (abimle birlikte, ki o benden 20 ay büyük) ve bu da 1984 senesi falan yapıyor. o zamanlarda ilkokula 7 yaşında, anaokuluna da gidiliyorsa 6 bazense 5 yaşında başlanırdı.
ankara'da okul öncesi ingilizce branş öğretmenliği yaptım senelerce ve 2 yaşında öğrenci gruplarımız bile vardı. (2-6 yaş arası.)
neyse bu yüzden olabilir herhalde. mesela 70'lerde doğanlarla daha iyi arkadaş oluyorum genelde. kafa yapılarımız daha çok uyuşuyor. ortaokul ve lisede de abimin arkadaşlarıyla, kendi akranlarıma nazaran daha iyi arkadaşlık edebiliyordum. bir de bizim kuşak (okuduğum anadolu lisesiyle de sınırlı olabilir) inanılmaz inekti. ben ise tembel bir öğrenciydim. yani iyi notlar alabilirdim ama hakikaten tembeldim. sadece başarı odaklıydım. ingilizceye de yatkınlığım/yeteneğim olduğu için dil bölümünde çok rahat ettim ve üniversiteyi, dershaneye gitmek dışında çok az hazırlanarak çok iyi netlerle kazandım. bir üst ve bir alt sınıflar asla bizimkiler kadar inek değildi mesela. yani cidden anlatılmaz yaşanırdı... o yüzden bizim yaş grubundakilerin ders odaklı olmaları ve benim buna tam uyumlanamamam...
neyse yazı hayat hikayem gibi olmaya başladı. kusura bakmayın. şimdi fark ettim. *
ezcümle, yaşıtlarımdan ziyade benden biraz büyük kişilerle kafa yapım daha çok uyuştu genelde. gerçi 30'lu yaşlarımla birlikte z kuşağı ve "moruklarla" da iyi olmaya başladım. anlamaya çalışınca anlayabiliyorsunuz bence diğer kuşaklardaki insanları da. yani benim açımdan böyle en azından.
bir de, asıl başlıktaki konu... bana benzeyen kişilerle iyi arkadaş olamıyorum. yani sıkıcı oluyor. bazen de gerilimli... benden çok farklı karakteri olan insanlarla dost olmuşumdur bu yüzden hep. kimisiyle pek ortak zevkimiz bile olmayabiliyor. birbirimizi şaşırtmak ve birbirimize bir şeyler öğretmek... bunu seviyorum işte!
3.5 yaşımda anaokuluna gitmeye başlamıştım (abimle birlikte, ki o benden 20 ay büyük) ve bu da 1984 senesi falan yapıyor. o zamanlarda ilkokula 7 yaşında, anaokuluna da gidiliyorsa 6 bazense 5 yaşında başlanırdı.
ankara'da okul öncesi ingilizce branş öğretmenliği yaptım senelerce ve 2 yaşında öğrenci gruplarımız bile vardı. (2-6 yaş arası.)
neyse bu yüzden olabilir herhalde. mesela 70'lerde doğanlarla daha iyi arkadaş oluyorum genelde. kafa yapılarımız daha çok uyuşuyor. ortaokul ve lisede de abimin arkadaşlarıyla, kendi akranlarıma nazaran daha iyi arkadaşlık edebiliyordum. bir de bizim kuşak (okuduğum anadolu lisesiyle de sınırlı olabilir) inanılmaz inekti. ben ise tembel bir öğrenciydim. yani iyi notlar alabilirdim ama hakikaten tembeldim. sadece başarı odaklıydım. ingilizceye de yatkınlığım/yeteneğim olduğu için dil bölümünde çok rahat ettim ve üniversiteyi, dershaneye gitmek dışında çok az hazırlanarak çok iyi netlerle kazandım. bir üst ve bir alt sınıflar asla bizimkiler kadar inek değildi mesela. yani cidden anlatılmaz yaşanırdı... o yüzden bizim yaş grubundakilerin ders odaklı olmaları ve benim buna tam uyumlanamamam...
neyse yazı hayat hikayem gibi olmaya başladı. kusura bakmayın. şimdi fark ettim. *
ezcümle, yaşıtlarımdan ziyade benden biraz büyük kişilerle kafa yapım daha çok uyuştu genelde. gerçi 30'lu yaşlarımla birlikte z kuşağı ve "moruklarla" da iyi olmaya başladım. anlamaya çalışınca anlayabiliyorsunuz bence diğer kuşaklardaki insanları da. yani benim açımdan böyle en azından.
bir de, asıl başlıktaki konu... bana benzeyen kişilerle iyi arkadaş olamıyorum. yani sıkıcı oluyor. bazen de gerilimli... benden çok farklı karakteri olan insanlarla dost olmuşumdur bu yüzden hep. kimisiyle pek ortak zevkimiz bile olmayabiliyor. birbirimizi şaşırtmak ve birbirimize bir şeyler öğretmek... bunu seviyorum işte!
devamını gör...
2.
gizemlidir , heyecan uyandırır belki de her şeyden daha çok bağlar
devamını gör...
3.
egolu iseniz veya tartışmayı seviyorsanız oldukça normal karşılanması gereken yönelim.
devamını gör...