1.
eğitim bilimleri veya psikolojide de kullanılan bir kavram.
basit tanımla 'aklına gelenin başına gelmesi' diyebiliriz. tabi arka planda zihindeki telkinler-bilinçaltı etkilidir.
basit tanımla 'aklına gelenin başına gelmesi' diyebiliriz. tabi arka planda zihindeki telkinler-bilinçaltı etkilidir.
devamını gör...
2.
sürekli düşündüğün şeyden kaçamıyorsun. çokça yaşarım. korktugunun başına gelmesi şeklinde de olabilir.
devamını gör...
3.
"iyi düşün iyi olsun"
"aklıma gelen başıma geldi" mantığıdır.
"aklıma gelen başıma geldi" mantığıdır.
devamını gör...
4.
evrene gönderilen mesajla alakalı bi durumdur zannımca. ne düşünürsek neyi dile getirirsek neyi istersek o olur.
devamını gör...
5.
insanın kendi kendine olacaklara inandırıp bilinçaltını bu şekilde yönlendirmesidir.
şahsen, olası sonuçlardan birinin gerçekleşmesi olarak algılıyorum.
şahsen, olası sonuçlardan birinin gerçekleşmesi olarak algılıyorum.
devamını gör...
6.
(bkz: pygmalion etkisi)
devamını gör...
7.
'bir şeyi kırk kere dersen olurmuş' atasözünün karşılığı olan durum. evhamlı, pimpirikli insanlar 'aman yavrum, ya böyleyse, ya şöyleyse' diye diye bu duruma düşerler. evrene ya da bilinçaltına her ne diyorsan mesaj gönderiyorsun. sonra da 'ah ben biliyordum vah, tüh..' diye yakarıyorsun. ha bunun pozitif tarafları yok değil. var. arabayı iste, okulu hayal et, terfi alacağını düşün... nedense bu hedenin pozitif tarafı bir bende çalışmıyor.
devamını gör...
8.
bir olay, kişi ya da kişinin yapacağı bir eylem.. düşünüyorsanız ve başınıza geliyorsa, işte o, kendini gerçekleştiren kehanettir. düşünmemeye, geçiştirmeye çalıştığınız vakit, kendiliğinden yok olur.
devamını gör...
9.
(bkz: bu kupon tutar hocam)
devamını gör...
10.
kehanetler devam ederse, bir süre sonra kendisini öğrenilmiş çaresizliğe bırakacak olan durumdur.
devamını gör...
11.
olacağına inandığımız şeyin farkında olmadan olmasını sağlamamız.
devamını gör...
12.
bir dedikodu başlatırsanız bu dedikodunun olabilitesi düşünülür ve bazı kimselerin aklına yattığı için gerçekleşir. iş hayatında sıkça gözlemlediğim bu durum hayatın diğer alanlarında ne yazık ki gerçekleşme yüzdesi çok çok düşük.
devamını gör...
13.
bir nevi çekim yasasıdır
devamını gör...
14.
bir şeye inandığımızda bu durumun farkında olmadan davranışlarımıza da yansımasıdır. "ama falcı doğru söylüyor" diyenlerin çoğu kendini gerçekleştiren kehanet etkisine maruz kalıyor.
örnek olay: bir falcıya gittiniz ve size kız arkadaşınızla yakın zamanda kavga edeceğinizi söyledi. siz bu durumaa tamamen kapılırsanız, ister istemez davranışlarına yansıyacak, böylece kavga kaçınılmaz olacak, yani kendini gerçekleştirecek.
örnek olay: bir falcıya gittiniz ve size kız arkadaşınızla yakın zamanda kavga edeceğinizi söyledi. siz bu durumaa tamamen kapılırsanız, ister istemez davranışlarına yansıyacak, böylece kavga kaçınılmaz olacak, yani kendini gerçekleştirecek.
devamını gör...
15.
bunu genelde başıma kötü bir şey geleceği zaman teyit edebiliyorum. evren olumlu düşüncelerimi görmezden gelirken en ufak olumsuzlukta sen misin len bunu düşünen diyerek belayı katmerli bir şekilde üzerime yolluyor.
devamını gör...
16.
winston churchill örneği verilebilir. kendisi 26 ocak tarihinden daima korkarmış çünkü babası o tarihte ölmüş. o da babası gibi aynı tarihte ölmek istemezmiş ama adam 26 ocak 1965'te ölmüştür.
devamını gör...
17.
mesele evren ilişkisi, doğa ana değil! kendini gerçekleştiren kehanet, psikolojik bir doktrindir. kişinin bilinç altına göre davranışlarını tayin etmesinin sonucu korktuğu şeye dönüşmesi yahut korktuğu olumsuzluğu başına çekmesi durumu ile açıklanır.
örneğin yakını hasta olan birinin hastalık kalıtsal olmadığı halde hastalıklara karşı aşırı duyarlı olması, evde hastalik lafı ettirmemesi, her karşılaştığı insanin sağlık durumunu sorup yakınlığını ona göre kurması sonucu, belli bir yaşta yakınının hastalığına yakalanma riskini çoğaltır, bu da kendini gerveklestiren kehanet olarak karşımıza çıkar.
insan vücudu bilinç ve bilinç altı komutlarla çalışır. bir şeyi çok uzun süre kafaya takmak, takıntıyı hastalık haline getirmek demektir dolayısı ile sürekli hastalık düşünen bir vücut, hastalanır.
bu durumun psikolojik vakai oranı daha yüksektir. küçükken babası annesini aldatan çocuk, ömrü boyunca aldatmayan bir eş hedeflerler. bu hedefleri onların gözlerini o kadar kör etmiştir ki tek kriterli aldatılmamak olduğu için ömürlerinin bir döneminde aldatılırlar.
psikolojide henüz ispatlanmamış ancak sayısız vakıası olan bu doktrinimizin atasözü versiyonu da vardır.
derler ki; "sakınılan göze çöp batar."
örneğin yakını hasta olan birinin hastalık kalıtsal olmadığı halde hastalıklara karşı aşırı duyarlı olması, evde hastalik lafı ettirmemesi, her karşılaştığı insanin sağlık durumunu sorup yakınlığını ona göre kurması sonucu, belli bir yaşta yakınının hastalığına yakalanma riskini çoğaltır, bu da kendini gerveklestiren kehanet olarak karşımıza çıkar.
insan vücudu bilinç ve bilinç altı komutlarla çalışır. bir şeyi çok uzun süre kafaya takmak, takıntıyı hastalık haline getirmek demektir dolayısı ile sürekli hastalık düşünen bir vücut, hastalanır.
bu durumun psikolojik vakai oranı daha yüksektir. küçükken babası annesini aldatan çocuk, ömrü boyunca aldatmayan bir eş hedeflerler. bu hedefleri onların gözlerini o kadar kör etmiştir ki tek kriterli aldatılmamak olduğu için ömürlerinin bir döneminde aldatılırlar.
psikolojide henüz ispatlanmamış ancak sayısız vakıası olan bu doktrinimizin atasözü versiyonu da vardır.
derler ki; "sakınılan göze çöp batar."
devamını gör...
18.
bu konuyla ilgili çok etkilendiğim bir efsaneyi buraya bırakmak istiyorum sizin de çok ilginç bulacağınıza eminim
efsaneye göre kıbrıslı pygmalion işini aşkla yapan; günlerini kendi yaptığı heykellerle konuşarak geçiren bir heykeltıraştır. o’nun hikayesine asıl yön veren şey; yunan mitolojisi’nin aşk, sevgi ve sevişme tanrıçası afrodit’in otoritesini reddeden birkaç kadını fahişeye dönüştürmesidir. bir gün afrodit’in yarattığı fahişelerle yolu kesişen ve hayatında ilk kez fahişe gören kıbrıslı pygmalion kadınların ne kadar ahlaksız olabileceğini keşfettiğini düşünerek artık onlarla ilgilenmediğine karar vermiştir. bu doğrultuda artık aşka inanmadığını ve asla evlenmeyeceğini de dile getirmiştir. aşkla ilişiğini kesen pygmalion, artık dünyadaki kadınları sevemeyeceğinden yola çıkarak hayallerindeki kadını yansıtan bir heykel yapmaya karar vermiştir. zaten işinde çok başarılı heykeltıraş, bu iş için daha da çok özenerek, gece gündüz çalışarak kendisine fildişinden güzeller güzeli bir kadın heykel yontmuştur. buraya kadar her şey normal görünse de; olaylar pygmalion’un kendi yaptığı heykele aşık olup, onu büyük bir tutkuyla sevmesiyle daha karmaşık bir hal almıştır.
bu aşk öyle büyük bir tutkuya dönüşmüştür ki; pygmalion her an heykeli düşünür, onu görmeden duramaz olmuştur. kıbrıslı heykeltıraşın hayatı yine aşk tanrısı afrodit sayesinde değişmiştir. şöyle ki afrodit uğruna verilen bir festivale katılan pygmalion, afrodit’ten evlenmek için yonttuğu heykelin benzeri bir kadın istemiştir.
eve dönen kıbrıslı pygmalion’un hayatı değişmiştir. her zamanki gibi heykelini öpen heykeltıraş, o’nun dudaklarının sıcak olduğunu fark etmiştir. kısacası afrodit, pygmalion’un içten yaptığı bu dileği gerçekleştirmiştir ve heykel canlanmıştır. bir anda tüm hayallerine kavuşan pygmalion’un biricik sevdiği ozanlar tarafından galatea adını almıştır. ikili sürekli olarak afrodit’e şükrettikleri için bir ömür bolluk ve bereket içinde yaşamışlardır.
efsaneye göre kıbrıslı pygmalion işini aşkla yapan; günlerini kendi yaptığı heykellerle konuşarak geçiren bir heykeltıraştır. o’nun hikayesine asıl yön veren şey; yunan mitolojisi’nin aşk, sevgi ve sevişme tanrıçası afrodit’in otoritesini reddeden birkaç kadını fahişeye dönüştürmesidir. bir gün afrodit’in yarattığı fahişelerle yolu kesişen ve hayatında ilk kez fahişe gören kıbrıslı pygmalion kadınların ne kadar ahlaksız olabileceğini keşfettiğini düşünerek artık onlarla ilgilenmediğine karar vermiştir. bu doğrultuda artık aşka inanmadığını ve asla evlenmeyeceğini de dile getirmiştir. aşkla ilişiğini kesen pygmalion, artık dünyadaki kadınları sevemeyeceğinden yola çıkarak hayallerindeki kadını yansıtan bir heykel yapmaya karar vermiştir. zaten işinde çok başarılı heykeltıraş, bu iş için daha da çok özenerek, gece gündüz çalışarak kendisine fildişinden güzeller güzeli bir kadın heykel yontmuştur. buraya kadar her şey normal görünse de; olaylar pygmalion’un kendi yaptığı heykele aşık olup, onu büyük bir tutkuyla sevmesiyle daha karmaşık bir hal almıştır.
bu aşk öyle büyük bir tutkuya dönüşmüştür ki; pygmalion her an heykeli düşünür, onu görmeden duramaz olmuştur. kıbrıslı heykeltıraşın hayatı yine aşk tanrısı afrodit sayesinde değişmiştir. şöyle ki afrodit uğruna verilen bir festivale katılan pygmalion, afrodit’ten evlenmek için yonttuğu heykelin benzeri bir kadın istemiştir.
eve dönen kıbrıslı pygmalion’un hayatı değişmiştir. her zamanki gibi heykelini öpen heykeltıraş, o’nun dudaklarının sıcak olduğunu fark etmiştir. kısacası afrodit, pygmalion’un içten yaptığı bu dileği gerçekleştirmiştir ve heykel canlanmıştır. bir anda tüm hayallerine kavuşan pygmalion’un biricik sevdiği ozanlar tarafından galatea adını almıştır. ikili sürekli olarak afrodit’e şükrettikleri için bir ömür bolluk ve bereket içinde yaşamışlardır.
devamını gör...
19.
churchill 24 ocak tarihinden nefret ederdi çünkü babası bu tarihte ölmüştü ve kendisinin de aynı gün öleceğini düşünürdü. harbiden de 24 ocakta öldü.
devamını gör...
20.
olay evrenle alakalıysa negatif düşüncelerim ışık hızında pozitif düşüncelerim ise yüzyıl sonra iletiliyor.
devamını gör...
"kendini gerçekleştiren kehanet" ile benzer başlıklar
kehanet
6