kendini gerçekleştiren kehanet

salın şu evreni bi. benim ufak bi işim var sıra gelmiyor sizin yüzünüzden.

bilinç üstü düzeyde ele alırsak daha somut ve anlaşılır olduğunu düşündüğüm.

mesela önemli bir sınavınız var ve kendi kendinize "bu sınavdan kalacağım" dediniz diyelim. beyin bunu ilk anlamıyla anlıyor, arkada yatan korku ya da temenniye takılmıyor. bu yüzden de sınavdan kalmanız aslında beyniniz için istenen bir sonuç, hatta bir zafer. bu sonuca ulaşmak için de farkında olmadan motivasyonunuzu düşürüyorsunuz, ilginizi farklı yönlere veriyorsunuz. kalmak için her şeyi yapıyorsunuz yani. sınav günü geliyor. gerçekten de çok kötü geçiyor. sınav çıkışında "zaten biliyordum" diyorsunuz. bazen farkında olarak bazen de olmayarak müthiş bir rahatlama yaşıyorsunuz çünkü aslında hedefiniz sınavdan kalmaktı ve ulaşmış da oluyorsunuz.

beyin hala olumsuz cümle yapılarını algılayamayan, hayatta kalmak için kötü senaryo üretmeye meyilli ve binlerce yıl önceden kalma "kaç ya da savaş" tepkisine meyilli bir organ. alabildiğine komplike bir yapı evet ama yaşadığımız yüzyıl için çok fazla bugı var bence. bu nedenle neyi düşündüğümüzün de öz denetimini sıkı yapmamız gerekiyor. yoksa o kehanetlerin sonu gelmiyor.

bir çocuk doğacak seni öldürecek--> o zaman çocukları öldürün --> anası bir şekil kurtarır --> cocuk büyür, yanına gelir, bir nedenle öldürür.

baştan kehaneti duymasa o çocuk anasını yanından ayrılmayacak, öldürmeyecekti.

bronz çağından itibaren pek çok masalda çok tekrarlanmış bir olay silsilesidir bu.

şom ağızlıların korkulu rüyası.

başaramayacağım.
evet, büyük bir ihtimal başaramayacaksın.

kaybetmekten korkar ve bu korkuyla olmadık işler yaparsanız kaybedersiniz. benim kendini gerçekleştiren kehanet tanımım budur. kendimden biliyorum.

mesela ağzımızı hayra açmamız lazım. kötü şeylerden bahsetmek onlara davetiye çıkartır. o yüzden ya hayır söyle ya da sus!

ben para düşünüyorum ama gelmiyor ,demekki sadece zihin gücü ile cagiramadiğimiz varmış. .

(bkz: öyle bir şey yok çıkar onu aklından)

diğer adıyla (bkz: pygmalion etkisi)
1968 yılında rosenthal ve jacobson (bkz: sınıftaki pygmalion) deneyini yaparlar. sınıftaki öğrencilere ıq testi uygularlar ve ıq düzeyi en yüksek ilk on kişinin listesini sınıf öğretmenlerine verirler. ancak bu on kişi gerçekten ıq seviyesi en yüksek on kişi değil rastgele seçilmiş on kişidir. sene sonunda tekrarlanan testte bu on kişinin ıq düzeyinde belirgin bir artış görülür. öğretmenlerin o öğrencilerin zekalarına ve başarılı olma olasılıklarına inancı artmış ve bu durum o öğrencilere olan tutumlarına da yansımıştır. öğretmenleri tarafından desteklenen ve belli bir potansiyele sahip olduğu hissettirilen öğrenciler de kendilerine inanmış ve yapmışlardır.

anlayacağınız kendini gerçekleştiren kehanet veya pygmalion etkisi pasif bir evrenden isteme veya evrene kötü mesaj verme durumu değil.

korktuğun şeyin başına gelmesi buna verilecek en bariz örneklerden biri işte.

düşünce bir enerjidir bunu sürekli hale getirirsen enerjiyi yoğunlaştırır ve üzerine çekersin.

siz böyle yazdığıma bakmayın ama bunu biliyor olsam da bela paratoneri gibi üstüme üstüme çekerim. olumlu düşünceye yoğunlaşamıyorum iki dakika öyle takılsam üçüncü dakika bir at kafalı gelir modumu düşürür.

kurtulamıyorum bundan sözlük.

kahinlerin yapay zeka geliştirme çalışmalarına bolca yatırım yaptıkları biliniyor.
kehanetlerin kendi kendilerini gerçekleştirebildikleri günler yakındır.

neyse.
antropologlar, inançlar ve doğa üstü olaylar hakkında, antik devlet kabileleri ve ada kabilelerini inceleyerek, araştırmalar yapmışlar. sonuçta :
* kralın ya da kabile liderinin/şefinin değerli ya da değersiz eşyalarını kullananların/çalanların lanetlenip öleceği, çarpılacağı kehanetlerinin gerçekleştiğine şahit olmuşlar..
varılan bilimsel sonuçları sansürlüyorum ve sizleri düşünceleriniz ile baş başa bırakıyorum..

herşeyi gerçekleştiren allah'dır. allah bazen bize rüyalar yoluyla bazen de kendi hayallerimiz aracılığıyla geleceği göstermekte ve hissettirmektedir. yani biz düşündüğümüz için gerçekleşmiyor o olay, zaten gerçekleşecek olan şey bize önceden rüya ve hayallerimiz vasıtasıyla önceden aktarılmakta. tabii bir de farkında olmadan bilinçaltından bile sürekli dua halinde olabilmekteyiz ve bu dualarımzı da gerçekleştiren sadece ve sadece yüce allah'dır: emre1974tr.blogspot.com/201...

#832400

gerçi buna kehanet denmez, tüm evren ben bildiğim yolda yürürken yan tarafta saf tutup bas bas bağırdı ama olsun.

sonuna bakiciiiz artık.*

o yola da yürürüz abi. sıkıntı değil. sısıs

bunun ete kemiğe bürünmüş haliyim diyebilirim. aklımda gelen mutlaka başıma gelir. iyi ya da kötü. çekim yasası, şomağızlılık, evrene gönderilen mesaj vs adı ne olursa olsun. kelimelerin ciddi anlamda gücü vardır. bi motivasyon kitabında okumuştum bilinçaltımız neyin gerçek neyin sahte olduğunu ayırt edemezmiş. o yüzden biz neye inanırsak onu gerçek kılmak için elinden geleni yaparmış. o yüzden de ağzımızdan çıkan her şey gerçek olabilirmiş.

kendinizi bir şeyin olacağına inandırırsanız eylemleriniz onu gerçekleştirmeye yönelik olmaya başlar.

misal "şu kişi benden nefret ediyor" diye düşünürseniz bu kez siz de ona karşı nefretle hareket edeceğiniz için karşı tarafı da aynı şekilde davranmaya iter ve düşündüklerinizi gerçekleştirmiş olursunuz.