kitap okumasına rağmen imla hatası yapan insan

güncelleme yapmamış, lise yıllarında kalan insandır.
ay aman, sanırsın sözlükte herkes türkçe öğretmeni.
ha ne oldu, türkçe'nin t harfini büyük yazabiliyon mu burda, yok.
daha nenin elitliğini yapıyon?
tdk bile bir kaç senede bir sıkılıyor, imlâdan değiştiriyor çoğu kelimenin yazımını.
sen ne diyon?
tamam canım ya, en doğru sen bilion.
söyle tdk'ya, senin bildiğin gibi bıraksın tüm yazımları, senden sonra gelenler sana gülmesin.*

insandır.

ınsan sadece imlada hata yapsa dedirten başlık.

insandır hata yapar. bilimsel makalelerde, okuduğunuz kitaplarda bile fazlasıyla imla hatası bulabilirsiniz.

“kitap okumasına rağmen” kısmı biraz yanıltıcı olabilir çünkü öyle kitaplara denk geldim ki hatalar yüzünden 50 sayfadan ileri gidemedim. bağlaçların yanlış yazımı, kelimelerin yanlış yazımı, olmayan noktalama işaretlerinin kullanımı… ne ararsan vardı. ve dedim ki “senin gibi insan da kitap yazıyorsa!”. buna istinaden de diyorum ki bu tarz kitaplara denk gelmiş ve hata olduğunu fark etmemişse o kitabın imla konusunda hiçbir getirisi olmayacak zaten.

yazarlar bile kitaplarında çoğu zaman hata yaparken okuru nasıl yapmasın ki?

yazdığı yerin ve yazdığı insanın kalitesine bağlı olarak özen göstermiyor olabilir.

çok kitap okumak cahilliğe çare değil .

okuduğu dili bilmemesi biraz garibime gidiyor açıkçası. sadece o değil, anadilin bile olsa; kitap okumuyor bile olsan bence önem vermelisin dili öğrenmeye.

bir okurun aynı zamanda iyi bir yazar olduğunu düşünerek yazılan başlıktır.

kitap okuyan kişinin imlası düzelmeyebilir. bunda bir sorun yoktur. kitap okumak, kelime dağarcığını genişletir ve kişinin bir olayı, bir durumu anlatırken doğru kelimeleri seçmesine yardımcı olur.

bunun bir diğer sonucu da çok sayıda bilimsel kitap okuyan kişilerde teknik terimlerle konuşmanın alışkanlık haline gelmesidir. yeri gelir, bir cümleyle bütün bir bölümü anlatabilirler ancak o cümledeki kelimelerin anlamlarını bilmeyen kişinin bunu doğru şekilde anlaması imkansıza yakın olacaktır.

örnek :
"neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöroekonomi gibi alanların da etkisiyle daha fazla önem kazanmaktadır."

neoklasik ekonomi nedir? bu konuda kitap yazılır sanırım. epistomolojik kopuş nedir, tarihçesi falan bir şeyi vardır mutlaka. heterodoks yaklaşım nedir? bir metodoloji olduğunu düşünüyorum. davranışsal ekonomi de ayrı bir bilimsel çalışmanın konusudur herhalde.
neyse ki nörologlar nöroekonomiyi biliyormuş. mhrs'den randevu alıp öğrenirmişiz o kolay iş...

okuduğunu anlayıp- anlamadığına şüpheyle yaklaşacağım insandır

kitap yazmasına rağmen imla kurallarını ve kelimelerin yazılışını bilmeyen insanlar varken, çok da şaşılamayacak durumdur.

kitap okudu diye makineye mi dönüştü ki bu insan hata yapmasın. kendini hatasız görenler var demekki hala. tee allahım yaa.

hem de çok yapar. gerçekten çok yazık.

kürşat başar.
kitabımı imzalarken kendisiyle azıcık muhabbet ettik.
yazım diliniz kendinize özel gibi, dedim.
tdk'nın sürekli değiştirdiği kurallara göre yazmaktan daha iyi, dedi.
hem okur hem yazar ama tdk'yı sallamıyor.

t: meramı olan güzelleme ile uğraşmayan insandır.

disleksidir kendimden biliyorum.

yalnız temizlik ve çamaşır suyu fetisli kitap yazamadım ya ona yaniyorum ben.

imlâ hatası yapan o kadar kitap, basım varken bu başlık da ne bileyim…
piyasa, kaliteli olmayan yazar ve yayınevi kaynıyor. bu kaliteye imlâ da dahildir. çoğu insan, ucuz diye bu kalitesiz yayınlara kayınca orada öğrenilen yanlış imlâ okuyana da geçiyor sonra da böyle bir sorun ortaya çıkıyor.

ıtiraf etmem gerekirse bu kişi benim. kitap okuyor muyum evet az da olsa okuyorum ama kendimi bildim bileli dilbigisinden nefret ettim ve öğrenmeyi başaramadım. tüm sınavlarda türkçeden 5-6 yanlışım çıkardı ve o sorular da dilbilgisi olurdu.

yazarken bir şekilde doğrusunu yazdığım da olur ama sorunca yumuşama nedir düşme nedir bulamıyorum ne yalan söyleyeyim.

ben biraz pratik bir insanım. bir restorana gitsem yemeğin adını bilmesem de parmağımla gösterip şundan istiyorum diyorum.

hep aynı şeyi yesem de adını sormuyorum. eskiden sorardım sebze çorbası diyen oldu brokoli çorbası diyen oldu kafam karıştı. her defasında bunda brokoli var mı diye sormaya başlayınca ortalık karışıyordu.

ben de artık görünce sormuyorum bundan diyorum. görünce ayıramıyorsam yanlış yazarım ama ben sayfa düzenlemeyi bilmiyorum diye ödev vermeyen insanım.

kitaplar imla hatalarıyla dolu.

(bkz: derdini seveyim butonu)