kitapların asla şarjı bitmez

kitapların şarjı bitmez ama baskısı biter, sayfaları eskir, sayfaları yırtılır, karanlıkta okuyamazsınız, yolculukta yanınızda birden fazlasını taşıyamazsınız, saçma sapan kitaplar için ağaçlar kesilir, birileri alıp geri getirmez vs vs vs.

ama zam gelir.

ama marjı bitebilir.

bir tahta kurusu
bir kıvılcım
bir kaç bardak su
yok eder içinizdeki kütüphaneyi :)

nasi bitsin. sarj dedigin cihazda olur zaten.

kitapları klasik yapılarının dışında da düşünebilmeliyiz. kuşkusuz ki klasik orjinal yapısında basılı bir kitap farklı bir şeydir. ama unutmayın o içeriği daha uzun yıllar koruyup yaşatıp aktaracak teknolojik biçim ve olanaklar da var. öyle olmasa birçok kitap, elyazması vb. gelecek kuşaklara taşınamaz aktarılamazdı. savaş ve istilalar mısır, bağdat, babil'den ne bırakabildi bize. fiziken korumayı, taşınabilirliği, her ortam ve vakit aralığında ulaşılabilirliği, yeni teknolojiler sağlıyor bize. bir ayda gezemeyeceğiniz louvre'ı, british'i ve diğerlerinin tamamını tabletinizle taşıyıp ulaşabilmeyi, tüm rus ya da fransız klasiklerini ilk baskı görselliğiyle cebinde taşıyabilme/ulaşabilme olanağı az şey midir ve kim reddedebilir. amaç, yapıt içerik ve bilgi ise teknolojiyi reddetmemeliyiz.

kitabın bitmez de sizin bitebilir. sonra uyuyakalırsınız.

kitapları günümüzdeki telefon ve bilgisayar gibi araçlara rakip olarak gören bir insan sözü. sadece kitap okumak sizi ileri götürmez ayrıca bir insanın sürekli telefona bakıyor olması bununla sadece instagram'da gezip vakit öldürdüğü anlamına da gelmez. bu kıyaslama oldukça anlamsız geliyor bana hep.