kocakarı ilmi

kadim olmasından dolayı büyüsü vardır. binlerce sene süregelen, doğal olanın alçakgönüllü bir şekilde uygulanmasıdır. kişinin işini kolay bir şekilde görebilmesi ve gönül ferahlığı ile de uygulanabilmesi. etkisi bugün veya yarın hissedilmez, ama şifası senelerce görülür. adı üzerinde kocakarı ilacı belki de isminden düşündüğümüz gibi, yaşlı kadınların yaptığı bir çeşit iksir.

ihtisaslarını nerde yaptılar bilmiyorum ama her derde deva bulabilecek en şeker doktorlar diyebiliriz. ama yine de her dediklerini yapmamak lazım. mesela ben bi gün merdivenden düştüm, annem beni önce hastaneye götürüp röntgen çektirdikten sonra çıkıkçı ayşe teyzeye tedaviye götürme kararı aldı. neyseki bunu duyunca hemen ayaklandım ve iyiyim ben dedim... bazan isimlerini duymak bile iyileştiriyor yahuu.

kaç çocuk büyütmüş, bilmem kaç kere denenmiş ve işe yaramış bilgilerdir. tabii yine de aklınızın süzgecinden geçirin önce.

kocakarı dedikleri eskiden köy mahallerinde bilgisine güvenilen koca yürekli kadınların kimsenin çözemediği şeylere vakıf olmasiyla ismi süregelen şekilde koca karı olarak kalması . vrl hasıl mübarek insanlar.

bazısı işe yarar sonuçta tecrübe ama bazılarına kahkaha atıp tamam nine diyerek geçmek lazım.

eski zamanlarda ilaç ve doktor kavramları çok uzak olduğundan; insanların kendi tedavi yöntemlerini kulaktan kulağa aktararak meydana getirdikleri, bazıları gerçekten faydalı, bazıları safsata olan tedavi türü.

kocakarı tabirinin günümüzde kelime olarak kulağa hoş gelmeyişi bir gerçekse de; kocamış, epeyce gün görmüş kadın manası yadsınamaz gerçektir.

bu ilimden nasibini almayan kuşak yoktur. hafif bir üşütme, soğukalgınlığı durumunda kaçımızın göğsüne ılıtılmış zeytinyağı sürülmemiştir ki? düşme, morarma neticesinde moraran yere çiğ et koyma, diş ağrısında karanfil çiğneme, ağrıyan yere zeytin koyma, kafayı bir yere vurunca morarmasın diye kurban kesme bıçağını alına baskı uygulayarak dayama... uzar da gider bu liste. iyi ki, kocamışlar ve bu bilgilere sahip olmuşlar. çocuk yetiştiren taze bir anne olarak çok faydalandığım ilim.

tıbbi/bilimsel dayanağı kimisinin vardırr kimisinin yoktur
çoğunlukla deneme yanılma yöntemiyle elde edilip nesilden nesile aktarılan bilgilerdir .
abenim fayda gördüğüm bir tanesi :

*öksürüğü kesmek için : siyah turbun içini oyup 1 kaşık bal koyuyoruz , daha sonra üstünü kestiğimiz parçayla kapatıp 5- 6 saat sonra içindeki sulanmış balı içiyoruz .
son öksürük bükücü

tekrar ele alınıp ölçülendirerek kadın ve erkek için ayrı ayrı test edilip denenerek bir kitap olarak basılsa ve doktorlar bunları reçete etse keşke.

rahmetli babannemin biz üşüttüğümüzde ısıtılmış zeytinyağı ile sırtımızı ovup üstüne tülbent örtmesine karşın bana hangi theraflu ibucold iyi gelecekmiş şaşarım.

eşin dostun yapsa iyi gelmez, babaanneler anneanneler yaparsa iyi gelir kardeşim, bu kadar net.

yenidoğan çocuk sarılık olmasın diye alnına sarı bez koymak da içeren ilim.

dönüyoruz zaten geriye doğru. dönelim, buradan daha ilerisi bize çoktu zaten.