yazar: osman cavcı
yayım yılı: 2001
yazarın ilk ve 2025 itibarıyla tek romanıdır. kitabın konusu, istanbul'da yaşayan ve 12 eylül sonrası istanbul'unu gözlemleyen anlatıcı etrafında şekillenmektedir.
yayım yılı: 2001
yazarın ilk ve 2025 itibarıyla tek romanıdır. kitabın konusu, istanbul'da yaşayan ve 12 eylül sonrası istanbul'unu gözlemleyen anlatıcı etrafında şekillenmektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "karahindiba" tarafından 24.08.2025 18:03 tarihinde açılmıştır.
1.
birçok yeşilçam filminde rol alan ve şener şen, kemal sunal gibi ustalarla karşılıklı oynayan osman cavcı'nın kaleminden sıra dışı bir roman. "köpeköldüren" bilindiği üzere ucuz ve düşük kaliteli şaraplara takılan bir lakap. romandaki birinci şahıs anlatıcı için de şarap vazgeçilmez bir unsur. çakırkeyif olmasının verdiği alaycılık ve dobralık her satırda hissediliyor.
yeraltı edebiyatından izler barındıran bu eser bizleri 12 eylül sonrası istanbul atmosferine götürüyor. politik görüşlerin, değer yargılarının, kısacası idealizmin ezip geçildiği bir dönem söz konusudur. hayata boş vermiş, bohem bir yaşam sürdüren kahramanımız rumeli hisarı civarında takılmaktadır. genellikle deniz kıyısında oturur, düşünür, gözlemler, boğazdan gelip geçen gemilerle ilgili öyküler tasarlar. hem avam kesimden insanlarla hem de entelektüel camiadan tanıdıklarıyla maceralar yaşar. boğaziçi üniversitesi öğrencileri de ortama dahil olunca ortaya girift, hüzünlü ve neşeli bir hikâye çıkar.
anlatım dili çavdar tarlasında çocuklar'ı anımsatan eserde zaman zaman bilinç akışı tekniği kullanılmış. içeriğinde sayısız metafor ve sembolik öge de mevcut. 2001 yılı gibi erken sayılabilecek bir dönemde farklı bir üslup denemesinde bulunan yazarın kitabını sizlere tanıtmak istedim.
not: kendisini "son yeşilçamlı" olarak adlandıran osman cavcı'nın youtube kanalını takip etmenizi öneririm. sinemayı seven birisi olarak osman bey gibi takipçileri ile samimi ve sürekli diyalog hâlinde başka bir oyuncuya rastlamadım. film, dizi ve tiyatro anılarını dinlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
yeraltı edebiyatından izler barındıran bu eser bizleri 12 eylül sonrası istanbul atmosferine götürüyor. politik görüşlerin, değer yargılarının, kısacası idealizmin ezip geçildiği bir dönem söz konusudur. hayata boş vermiş, bohem bir yaşam sürdüren kahramanımız rumeli hisarı civarında takılmaktadır. genellikle deniz kıyısında oturur, düşünür, gözlemler, boğazdan gelip geçen gemilerle ilgili öyküler tasarlar. hem avam kesimden insanlarla hem de entelektüel camiadan tanıdıklarıyla maceralar yaşar. boğaziçi üniversitesi öğrencileri de ortama dahil olunca ortaya girift, hüzünlü ve neşeli bir hikâye çıkar.
anlatım dili çavdar tarlasında çocuklar'ı anımsatan eserde zaman zaman bilinç akışı tekniği kullanılmış. içeriğinde sayısız metafor ve sembolik öge de mevcut. 2001 yılı gibi erken sayılabilecek bir dönemde farklı bir üslup denemesinde bulunan yazarın kitabını sizlere tanıtmak istedim.
not: kendisini "son yeşilçamlı" olarak adlandıran osman cavcı'nın youtube kanalını takip etmenizi öneririm. sinemayı seven birisi olarak osman bey gibi takipçileri ile samimi ve sürekli diyalog hâlinde başka bir oyuncuya rastlamadım. film, dizi ve tiyatro anılarını dinlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
devamını gör...