kötü yöneticileri seçen halk iyi olabilir mi sorunsalı

cümlede geçen iyi ve kötü sıfatları, beceri ve beceriksizlik anlamında değildir.
tamamen saf kötülük ve saf iyilik anlamındaki sıfatlardır.

şimdi malum türkiye’nin durumu ortada.
kötü bir hükümet,
kötü yönetilen bir ülke,
kötü yönetilen bir ekonomi.
paramparça edilmiş yargı sistemi ve sadece hükümeti korumaya ant içmiş polisler ve bekçiler…

fakat yine de arada bir denk geliyorum şöyle şeylere.
“ ya bizim halkımız iyidir saftır masumdur da işte yöneticiler kötü”
“ ya aslında bizim halkımız şöyle iyilik seferdir böyle iyilikseverdır…”
işte böyle bir takım saçmalıklar.

kusura bakmayın da bu yöneticileri seçen kişiler de en az o yöneticiler kadar kötüdür.
bugün hukuk çökmüş ekonomi batmış ve her yerden kötülük akıyorsa o yöneticileri seçen halk suçludur.
kötüdür.
başına gelen her şeyi de hak etmiştir.

sorunsal diye açtım başlığı da;
bana göre değil tabii ki.
millete göre hala sorunsal.

bazı insanların hala saf olduğunu gösteren sorunsal.

belki özünde iyidir ama karar verme mekanizmasında sorunları var o kesin.

hayır. halklar layık oldukları yöneticilerle yönetilir. halk iyi olursa yönetici de iyi olmak zorunda olur.

#1425761
50 yaş üstü ile alakası yok durumun. ak parti'ye oy vermeyen 50 yaş altının yada z kuşağı denilen kuşağın öngörüsü çok mu yüksek, bu insanlar çok mu iyi? ırk ayırmaksızın, yaş ayırmaksızın, cinsiyet ayırmaksızın toplumun çoğunun bok olduğunu düşünüyorum. belki bi 5% falan çıkar iyi insan. bunu söylerken kendimi de 95%'e dahil edebilirim.

olamaz. sorunsal değil baya basit bir olaydır. afgan halkı neyse taliban bizzat odur mesela.

tanımda geçen kavramlarla ilgili bir problem var. iyilik ve kötülük ahlaksal olarak yapılması uygun ve uygun olmayanı tanımlar. bu uygunluk zamana ve topluma göre değişir. aynı zamanda bazı eylemler amacına göre iyi veya kötü olarak ele alınır. mesela sokakta kavga ederken birini boğarak öldürseniz bu tasarlanmış ve cismani acı çektirmeyi isteyen bir cinayet olarak anlaşılır.

savaşta birini göğüs göğüse çarpışırken öldürürseniz belki madalya bile alırsınız. neyse bu konuyu bir yana bırakalım.

başlıkla ilgili konuya dönersek, günümüzde yönetim olgusu eskiye oranla epey kurumsallaşmıştır. kurumsal bu yapıyı orta / alt zekada, orta / alt eğitimde vatandaşların kavraması teknik olarak mümkün değildir.

yani ahlaken iyi niyetli de olsa kötü niyetli kişilerin kişisel politik hırslarını hayata geçirmek için ortaya attıkları yalanlara inanan insanlar çoğunlukta olabilir.

peki bu durumu nasıl çözebiliriz. eğer devlet mekanizması kurallara dayanırsa ve şeffaf bir denetim mekanizması olursa halkın temsilcileri kendilerinin seçtiği temsilciler eliyle yönetimi denetim altında tutabilir.

2 turlu seçim olursa mv ler onları seçilecekleri yerden aday gösteren parti genel başkanlarına göbekten bağlı olmaz.

doğrudan halkın oyu ile kendi bölgesinden seçilip meclise giden temsilciler sadece kendini seçenlere hesap verir.

iyi olsa neden kötüyü seçsin ?

"vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır"

görevini iyi yapan ne kadar insan var? okulda, işte, toplum içinde? baştan aşağı kokuşmuş bir toplum haline geldik. her işimiz yarım, baştan savma. kişisel çıkarlarımız her şeyin üstünde. böyle bir halkın iyi olmasına da, başında düzgün yöneticiler olmasına da imkan yok.