1.
yaşanılan bir mağduriyette çeşitli gerekçelerle kabahati o mağduriyeti yaşayan kişiye yapıştırarak faili aklayan yaklaşım.
devamını gör...
2.
mağdur olan insan haklıysa yapılması gerekendir.
suçlu birini aklamaya çalışmak kötüdür.
suçsuz birini suçlamaya çalışmak daha kötüdür.
suçlu birini aklamaya çalışmak kötüdür.
suçsuz birini suçlamaya çalışmak daha kötüdür.
devamını gör...
3.
suçlu ve suçu övmekten sınır dışı edilme sebebidir . tabiki bu dediğim hayali ülke atlantis için geçerlidir . gerçek ülkelerle alakası yok.
devamını gör...
4.
ülkecek empati yeteneğimizi kullanmayı yanlış bildiğimizin kanıtıdır.
mağdurla değil suçuyla empati yapıyoruz.
eee o da öyle giyinmeseymiş, o da öyle insanlarla arkadaş olmasaymış, o saatte orda ne işi varmış, ailesiyle yaşasaymış.. bahane bitmiyor...
bir kadın seks işçisi bile olsa kendi rısası dışında cinsel ilişkiye girmişse mağdurdur. bunu kafanıza yazın.
mağdurla değil suçuyla empati yapıyoruz.
eee o da öyle giyinmeseymiş, o da öyle insanlarla arkadaş olmasaymış, o saatte orda ne işi varmış, ailesiyle yaşasaymış.. bahane bitmiyor...
bir kadın seks işçisi bile olsa kendi rısası dışında cinsel ilişkiye girmişse mağdurdur. bunu kafanıza yazın.
devamını gör...
5.
suçun kanıtlanması için yapılması gereken şeyler vardır. birde bunun suyunu çıkarmak var. bazen mağdur olsakta susuyoruz. yaralanmamak, suçlu görülmemek, hayatımızda karşımıza sürekli çıkmasın, acımızı sessizde olsa yaşamaya hak kazanalım diye susuyoruz. kanıtı arayın suçu kesinleştirin ama unutmayon canı acıyan travmalarla baş etmek için çabalayan insanlar var karşınızda.
devamını gör...
6.
"hırsızın hiç mi kabahati yok" gibi bir cümleye sahip olduğumuzu hesaba katarsak, mağduru suçlamanin kökü bizde çok eskiye gider. sokakta dayak yiyen çocuğu bir de anne babanın dövmesinden başlarız, "o saate orada ne işi varmış" a kadar gideriz.
yani bu biraz da suçun olaganlastiginin isaretidir. suç zaten oradadır. o halde, mağdur bunu bile bile önlem almadığı için kabahatlidir.
haliyle mağduru sucluyorsak eğer şunu deriz. "bizim mahalle zaten hırsızdır. sen kapını kilitlemekle mesulsun". ya da deriz ki kadına "bizim erkeğimiz, tacizcidir, tecavüzcüdür. buna yapacağımız bir şey yok. sen mini etek giymemekle sorumlusun."
bu sakat mantığın altında ya suçluyu korumaya çalışmak vardır ya da suç karşısında çaresizlik. ıki durumda da bitmis bir toplumsal ahlaka işaret eder.
yani bu biraz da suçun olaganlastiginin isaretidir. suç zaten oradadır. o halde, mağdur bunu bile bile önlem almadığı için kabahatlidir.
haliyle mağduru sucluyorsak eğer şunu deriz. "bizim mahalle zaten hırsızdır. sen kapını kilitlemekle mesulsun". ya da deriz ki kadına "bizim erkeğimiz, tacizcidir, tecavüzcüdür. buna yapacağımız bir şey yok. sen mini etek giymemekle sorumlusun."
bu sakat mantığın altında ya suçluyu korumaya çalışmak vardır ya da suç karşısında çaresizlik. ıki durumda da bitmis bir toplumsal ahlaka işaret eder.
devamını gör...
7.
mağdur eden güçlü olunca ona yaranmak için takınılan tutum. unutulan ise bir gün mağdur edilen kişi kendileri de olabilir.
devamını gör...
8.
yaşanılan ülke ya da bölgenin kültürel değerlerine duyulan saplantılı bağlılık veya belirli bir kişi ya da grubun menfaati için yaşanılan bir suçun kurban kişisine de suç yükleme eylemidir.
biz çok bilmeyiz ama kadın cinayetlerinin çok olduğu ülkelerde kadınlara, maddi gücü daha az olan birinin kurban olması durumunda sıklıkla görülür.
biz çok bilmeyiz.
biz çok bilmeyiz ama kadın cinayetlerinin çok olduğu ülkelerde kadınlara, maddi gücü daha az olan birinin kurban olması durumunda sıklıkla görülür.
biz çok bilmeyiz.
devamını gör...
9.
potansiyel suçluların özellikle cinsel saldırı suçları söz konusu olduğunda yapmak için salya akıttığı tipik bit yavruluğudur.
devamını gör...
10.
çünkü içinde yaşadığımız toplum aşağıda yazdığım gibi
özellikle de kadınlara çok yapılır.
-e ama o da kuyruk sallamasaymış
-o saatte, orada ne işi var?
-kimbilir ne yaptı da adamı çığrından çıkardı?
-kadın olsaymış da kocasını elinde tutsaymış
-kendine bakmıyor, o yüzden kocası aldatmış. eee kendine bakmazsan, adamın da gözü dışarı kayar
-evle ilgilenmiyor, kendiyle çok uğraşıyor, adam da komplekse girer tabi. bir erkek karısının ondan daha önde olmasını istemez
-çocuğuna evinde oturup bakacağına kreşlere veriyor. yazık çocukcağız hasta oluyor üst üste
-oh bütün gün evde, çalışmıyor, koca parası yiyor çocuk bakacağım ayağına. millet hep çalışıyor hem de evini çekip çeviriyor.
-ooo kolayca iletişim kurdum bu kızla. ben bunu götürürüm yollu bu(!)
-amaaan amma mızmız allahın kezbanı!
(bilmem kaçtane başlık altında türk kızına kezban diyenler, bir bakarsın haktan, adaletten bahseder başka başlıklarda)
vs...
kadın tacize uğrasa taciz edenden çok kadının kıyafetine, yollu(!) olup olmadığına bakılır ilk.
azıcık gülümsese yollu, gülümsemese kezban olur.
kadın evlendi, elinden geleni yapıyor, tam bir aile kadını ama adam aldattı. adamla empati kurulur. heyecan arıyordur, elinin kiridir, kadın dediğin biraz da kendine baksındır vs..
kadın kendine bakıyordur, donanımlıdır, çalışıyordur ama eşi aldatmıştır. bu kez de adamın kadının altında ne kadar ezildiğine, ne kadar geri planda kaldığına bu yüzden adamın egosunu tatmin etmek için aldattığına değinilir.
kadın çocuk sahibi olup evde otursa da eleştirilir, iş hayatına girse de.
hele evişlerine yardım eden, çocuğu ile biraz daha fazla ilgilenen koca aman yarabbi o ne mübarek insandır!!! halbuki günümüzde kadın çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunuyor. çocuk da yapıyor, kariyer de yapıyor, ev işlerini de yapıyor. on çeşit iş yapıyor. "güçlü kadın" diye diye tüm yük omuzlarına yükleniyor ama adam elini bi evişlerine sürse övüle övüle bitirilemiyor.
kadınları sevmeyen kadınlar ve onların yetiştirdiği çocuklar bunlar.
belki başlıktaki gibi ilerlemedim yazımda ama mağdur eden kadından çok mağdur edilen kadınların olduğu toplumda içimden bunları yazmak geldi.
özellikle de kadınlara çok yapılır.
-e ama o da kuyruk sallamasaymış
-o saatte, orada ne işi var?
-kimbilir ne yaptı da adamı çığrından çıkardı?
-kadın olsaymış da kocasını elinde tutsaymış
-kendine bakmıyor, o yüzden kocası aldatmış. eee kendine bakmazsan, adamın da gözü dışarı kayar
-evle ilgilenmiyor, kendiyle çok uğraşıyor, adam da komplekse girer tabi. bir erkek karısının ondan daha önde olmasını istemez
-çocuğuna evinde oturup bakacağına kreşlere veriyor. yazık çocukcağız hasta oluyor üst üste
-oh bütün gün evde, çalışmıyor, koca parası yiyor çocuk bakacağım ayağına. millet hep çalışıyor hem de evini çekip çeviriyor.
-ooo kolayca iletişim kurdum bu kızla. ben bunu götürürüm yollu bu(!)
-amaaan amma mızmız allahın kezbanı!
(bilmem kaçtane başlık altında türk kızına kezban diyenler, bir bakarsın haktan, adaletten bahseder başka başlıklarda)
vs...
kadın tacize uğrasa taciz edenden çok kadının kıyafetine, yollu(!) olup olmadığına bakılır ilk.
azıcık gülümsese yollu, gülümsemese kezban olur.
kadın evlendi, elinden geleni yapıyor, tam bir aile kadını ama adam aldattı. adamla empati kurulur. heyecan arıyordur, elinin kiridir, kadın dediğin biraz da kendine baksındır vs..
kadın kendine bakıyordur, donanımlıdır, çalışıyordur ama eşi aldatmıştır. bu kez de adamın kadının altında ne kadar ezildiğine, ne kadar geri planda kaldığına bu yüzden adamın egosunu tatmin etmek için aldattığına değinilir.
kadın çocuk sahibi olup evde otursa da eleştirilir, iş hayatına girse de.
hele evişlerine yardım eden, çocuğu ile biraz daha fazla ilgilenen koca aman yarabbi o ne mübarek insandır!!! halbuki günümüzde kadın çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunuyor. çocuk da yapıyor, kariyer de yapıyor, ev işlerini de yapıyor. on çeşit iş yapıyor. "güçlü kadın" diye diye tüm yük omuzlarına yükleniyor ama adam elini bi evişlerine sürse övüle övüle bitirilemiyor.
kadınları sevmeyen kadınlar ve onların yetiştirdiği çocuklar bunlar.
belki başlıktaki gibi ilerlemedim yazımda ama mağdur eden kadından çok mağdur edilen kadınların olduğu toplumda içimden bunları yazmak geldi.
devamını gör...