makber

abdülhak hamit tarhan’ın kaybettiği eşine yazdığı etkileyici eserdir.

“eşini o kadar çok seviyordu ki kaybetmekten korkuyordu. eşi veremden vefat ettikten sonra kendisi de hastalandı ve bu muhteşem eseri de o zaman yazdı. sanıldığının aksine eşi ölünce hemen evlenmedi ama yine de evlendi. hem de 3 defa daha.”

o yüzden adına makber yazılan fatma hanım’a bunları yapan hayat bize neler yapmaz. hem de şu çağda.

daha fazlası için

hamiyet yüceses ve hafız burhan tarafından bestelenmiş şiirdir. ikisinin de tadı birbirinden güzeldir.

hafız burhan
hamiyet yüceses

mezar, kabir.

bir saian şarkısıdır.
ayaklarımızı birbirine değdiren zerafetin adı makber.

okul hayatımız boyunca edebiyat hocalarından duyduğumuz, ancak aklımız başımıza geldiğinde okuyabildiğimiz, okuduğumuz zamanda da boğazda büyük bir yumru bırakıp giden şiirdir.
fâtıma hanım, ne güzel sevilmişsin...
(bkz: abdülhak hamid tarhan)

metafizik ürpertiyi türk şiirine getiren ilk örnektir. türk şiirinin en güçlü şiirlerinden biridir aynı zamanda.
şiirin şu

bölümü bestelenmiştir. bülent ersoy da çok iyi seslendirmiştir.

güftesi abdülhak hamit tarhan'a, bestesi mehmet baha'ya ait olan, türk müziğinin efsane şarkısı.
türk müziği icracıları için krtiter olan şarkılardan biridir. benim için (bkz: hamiyet yüceses)şu an çıtayı belirlemiştir. makber

abdülhak hamit tarhan'ın hayatını kaybeden karısı için yazdığı şiir. ironiktir ki çok zaman geçmeden de başka biri ile evlenmiştir. olsun şiiri güzeldir, zaten yapıtları sanatçılarıyla eleştirseydik mona lisa'yı da kimse beğenmezdi. öyle değil mi?

abdül hak hamit tarhan tarafından yazılan bir şiirdir. şiiri içinde geçen bir cümleden de anlaşılacağı üzere ( çık fatıma lahteden kıyam et!) fatıma adında ki eşine yazmıştır. şiir şu şekilde:


eyvah! ne yer, ne yâr kaldı,
gönlüm dolu ah-u zâr kaldı.
şimdi buradaydı, gitti elden,
gitti ebede gelip ezelden.
ben gittim, o haksar kaldı,
bir köşede tarumar kaldı,
baki o enis-i dilden, eyvah,
beyrut'ta bir mezar kaldı.
bildir bana nerde, nerde yarab,
kim attı beni bu derde yarab?
nerde arayayım o dil rübayı,
kimden sorayım bi-nevayı?
derler ki unut o aşnayı,
gitti tutarak reh-i bekayı,
sığsın mı hayale bu hakikat?
görsün mü gözüm bu macerayı?
sür'atle nasıl da değişti halim,
almaz bunu havsalam, hayalim.
çık fatıma! lahdden kıyam et,
yadımdaki haline devam et.
ketmetme bu razı, söyle bir söz,
ben isterim, ah, öyle bir söz.
güller gibi meyl-i ibtisam et,
dağ-ı dile çare bul, meram et.
bir tatlı bakışla, bir gülüşle,
eyyamı hayatımı temam et,
makber mi nedir şu gördüğüm yer?
ya böyle reva mı ey cay-ı dilber?

avrupai türk şiiri tarzında yazılmış olan bu sanat eseri ölümü, aşkı ve ayrılığı çok güzel anlatıyor. kaldı mı böyle aşklar der gibisiniz. durun durun daha erken çünkü hikayenin devamını dinlemediniz. hikayenin devamında uğruna bu dercede güzel ve hüzünlü bir şiir yazılan fatıma hanımın cenazesinde abdül hak hamit tarhan başka bir kadına aşık oluyor. linç yememesi adına kadının ismini vermiyorum.*)


bu günkü hikayemiz buydu hoşunuza gittiyse like atmayı ve hâlâ kanalıma abone değilseniz abone olmayı unutmayın. şaka bir yana liken canı cehenneme hoşunuza gittiyse ne mutlu bana. şiirlerle kalın şarkılarla kalın hoş kalın.

türk sanat müziğinin seslendirmesi en zor şarkılarından biridir. müzeyyen senar bile bu şarkıyı okumamıştır ki en iyi seslendiren hamiyet yüceses'tir. bir müzik öğretmeni adayıyla bunu konuşurken, bana o ses türkiye'yi sordu, hiç izlemediğimi belirttim.

o da dedi ki: bak haklısın o şarkıyı seslendirmek her yiğidin harcı değil ama osman vahit özdal diye adam söylemişti
-1. seçildi mi bu adam?
+hayır elendi
-ne sandın ya bu tür yarışmalar gerçekten sesi olan kişileri hiç 1. çıkarır mı? aleyna tilki gibi görsel şov sunacakları seçerler, çok fazla bağırmayı güzel ses zannedip 1. seçerler ama bu tip güzel ses aralığı olan adamlar 1. seçilmez. hatta bir de popstar erkan vardı o bile 1. seçilmemişti. (bkz: erkan gümüşsuyu)

aldülhak hamit tarhan şiiridir.
ölen eşine yazmıştır. ölen eşinin cenazesinde tanıdığı kadınla da evlenmiştir.
klasik bir türk erkeĝi işte.

saianın yazdığı rap şarkısıdır.
saian-makber

abdülhak hamit tarhan'ın eşi fatma hanımın ölümüne ithafen yazdığı şiir olarak biliniyor. işin ilginç tarafı şairimiz eşi öldüğü için şiir yazıyor lakin eşinin cenazesinde tanıştığı bir kadınla iki hafta sonra evleniyor. insan haliyle der, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye.

güzel sözler ama sözde kalmış sözler. sanat sanat içindir onermesinin kanıtı.

lise edebiyat kitaplarında olmazsa olmazdır. bu şiirden sonra evlendi deyolar. napsın adam yalnızlık zor gelmiştir. hep kadınlar mi yapar bunu birazcık da erkekler yapsın.

her yer karanlık adıyla da bilinen, sözleri abdülhak hamit tarhan'a ait olan bu şiir, mehmet baha tarafından bestelenmiştir. zekai tunca, sertab erener, grup destan tarafından da seslendirilmiştir.


grup destan
zekai tunca
sertab erener