marksizm öldü mü sorusu

barış çetin eren ve fikret adaman hocaların geçen yaptığı tartışma
barış hoca sapladı geçti

edit: kardesimm konusmanin basligi bu, "sorusu" nereden cikti hacivat ve karagoz neden olduruldu "sorusu" mu diyoruzz

munk debate on progress ft. steven pinker, matt ridley, malcolm gladwell, alain de botton

geri kafalı çok sözlükte, bence de öldü!

kırbaçtan hoşlananlar için ölmüş olabilir. ama aslında derin uykuda ve birgün hortlayacak.

buna çok inanmak isteyen var. inanan da.. kavrayamadıkları gerçek şu: fizik bir bilim alanı, newtonun yasalarını ortaya koyduğu ortam ve alanda o yasalar işliyor ve işleyecek, ancak fizikte atomaltı parçacıklar dünyası da olduğu anlaşıldı ve o dünyada newton fiziğinden farklı işleyişler olabildiği görüldü. bunlar, newton'u yalanlamadı; newton'un çalıştığı alan dışında da bir mikrokosmos olduğu ve makrokosmos yasalarından farklı işlediği anlaşıldı. işte marks'ı da iktisadın newtonu gibi düşünebilirsiniz. marks kapitalizm ve kapitalist üretim ilişkilerine ilişkin çözümlemeleri ortaya koydu, ki bunlar çok büyük oranda doğru öngörüler ve tezlerdi. ama kapitalizm emperyalizme evrilerek başkalaştı, bu başkalaşımı da marks öngörmüştü, ancak (marks döneminde) yaşanmamıştı. emperyalist üretim ilişkileri ve çözümlemeleri marks'ı yalanlamıyor ki. sömürü ve artıdeğer yok mu oldu, sınıflar çatışması yok mu oldu.. sadece proleterya kavramı eski kabalığında değil, sınıflar, belki yeniden ve sınırları farklı tanımlanmak durumunda, sınıflar ulusal sınırları taşmış durumda. pazar artık tüm dünya. devletlerden güçlü uluslararası şirketler var artık ve bu şirket çalışanları var, farklı değişik ülkelerde (örn: google, amazon, microsoft vd.) bu komplike ekonomik işleyiş, temelde marksın çözümlediği artıdeğer sömürüsü ve üretim ilişkileri üzerine kurulu işliyor yine. ama sınıflar çelişkisi, üretici güçlerin gelişmesini tıkama sorunu, emperyalist ekonomik işleyişte devrevi bunalımlar/krizler ve geciktirici tedbirlerle "henüz" aşılabiliyor. ancak devrevi bunalımlar giderek sıklaşıyor ve gelişen teknoloji işsizliği ve yoksulluğu daha da büyütüyor. ve kimi devlet kimlikli tekeller (çin) oyunbozanlık edebiliyor.
özetle: belki de bir iktisat einsteini çıkacak marksı geliştirebilecek. belki de marksın ülkeler çapında öngördüğü devrim, sınır tanımaksızın bir dünya devrimi olarak başlayıp yayılacak bir noktadan..
çünkü artık, zincirlerinden başka kaybedecek birşeyi olmayan sınıfların yerini doğrudan ülkeler ve devletler aldı. burjuvazi ve proleterya, devasa çokuluslu tröstler, karteller ve irili ufaklı ülkeler olarak konumlanmış durumda. marksizm ölmedi öngörüleri gerçekleşiyor, ancak başkalaşan sınıf ve üretim ilişkileri, marksın öngördüğü çelişkiyi emperyalist kapitalizm daha ne kadar geciktirip aşabilecek, onu öngörebilecek einstein'lar gerekiyor. yoksa zaten yaşanarak görülecek marksın doğrulandığı.
marks ölmedi, newton da ölmedi. fizik şanslıydı bir einstein'ı vardı. hepsi bu.

sermayeciliğin yandan yemişi bir ideoloji ölmese ne olacak ki sanki? kapitalizmi begenmediysen al bundan ye kardeş diye insanlığın önüne sunulmuş aynı şeyin laciverdi bi ottan kime ne hayır gelir ki? bunlar insan ve insanlık düşmanı zorbaliktan başka bir şey değil.

marx^i yeniden yorumlamaya doymadilar gitti.adam mezarindan gülüodur sadece.habermas'i,foucault'u,tarihci okuluydu , frankfurtuydu derken bir sürü terim ürettiler.sadece literatür genisledi.marx'in kurduğu omurgada radikal bir degisim olmadi.sadece kendilerince eklemlemeler yaptilar.ama bunu gene marx'in terminolojisinden yararlanarak yaptilar.yani özetle marx'i silebilmek imkansiz.marx,kendisini olusturan tanim ve fikirlerden fazlasini ortaya koymayi basardi.bir anlam ve bir amac buldu.ispatladi.kabul edilir ya da edilmez ama edilmiyorsa da alternatifini sunabilmek gerekir.o da bnce imkansiz.marksizm pratikte ölmüş kabul edilse bile teoride halen canlidir.