1.
devamını gör...
2.
martin heidegger öncelikli olarak bir varoluşçu filozof değil varlık filozofudur ki kendi felsefesinin temelini oluşturan dasein zaten ontolojinin merkezine varoluşçuluktaki var olanın aksine "varlık"ı koymasıyla biçimlenmiştir.
heidegger ontolojinin temel sorusu olarak öncelikle "varlıklı ne?" demiştir ancak sonrasında bunu bir üst basamağa taşıyıp "varlık kim" diye sormuştur ve bize orada (da) varlık (sein) anlaman gelen dasein'ı sunmuştur.
(bkz: dasein)
onu diğer filozoflardan ayıran en önemli ikinci özellik de varlığı zaman fenomeni ile beraber düşünmüş hatta varlığın dasein'a dönüşünün alevlendiricisini zaman/zamansallık (ölümlülük) olarak öne sürmüştür.
heidegger ontolojinin temel sorusu olarak öncelikle "varlıklı ne?" demiştir ancak sonrasında bunu bir üst basamağa taşıyıp "varlık kim" diye sormuştur ve bize orada (da) varlık (sein) anlaman gelen dasein'ı sunmuştur.
(bkz: dasein)
onu diğer filozoflardan ayıran en önemli ikinci özellik de varlığı zaman fenomeni ile beraber düşünmüş hatta varlığın dasein'a dönüşünün alevlendiricisini zaman/zamansallık (ölümlülük) olarak öne sürmüştür.
devamını gör...
3.
schopenhauer'e göre kötümserlik, dünyaların en kötüsü olan bu dünyada yaşamın yaşanmaya da onaylanmaya da değmediği inancıdır. bu öğretiye göre yaşam da, bir bütün olarak yaşam olarak varolanlar da yadsınacaktır. nietzsche'ye göre bu tür kötümserlik "zayıflığın kötümserliğidir". zayıflığın kötümserliği her şeyde yalnızca karanlığı görür, o her şeyde başarısızlığın temelini bulur, her şeyin sonunda felaketin daniskasına uğrayacağını bildiğini ileri sürer. buna karşılık, güçlü kötümserlik, güçlü olduğundan kendini kandırmaz, tehlikeli olanı görür.
nietzsche'nin tanrı öldü sözü ve dünya resimleri çağı, martin heidegger
nietzsche'nin tanrı öldü sözü ve dünya resimleri çağı, martin heidegger
devamını gör...
4.
okuduğum bir kitap heidegger hakkında şunları söylüyordu
"heidegger, teknolojinin ellerimizde edilgen bir araç olduğu düşüncesinin kabul edilemez bir naiflik ve teknolojinin doğasının anlaşılmamasından kaynaklanan tehlikeli bir yanılgı olduğunu söyler. teknoloji kendi iç mantığına ve dinamiğine sahiptir, öyle ki sonuçta kendi kendine işler ve işleyişi içinde de son derece gerçek bir anlamda insana ihtiyaç duymaz. ve teknolojiyi bir yerden sonra kendi varoluş nedeni haline gelir. öte yandan teknoloji kendi iç aksaklığına sahiptir ve fakat bu aksaklığın bizatihi kendisi akıldışıdır. böylece insan, teknoloji sayesinde özgürleşmek bir yana bu teknolojik süreçlerin kölesi haline gelir ve yıkım kaçınılmazlaşır. ve işte bu düşüncelerinden dolayıdır ki heidegger bir nazi'dir ve nazizm'i yürekten savunmuştur. çünkü heidegger nazizmin, teknolojik süreci denetim altına alacak bir toplum yaratacak ve böylelikle insanı özgürlüğe ulaştıracak bir yol olduğuna içtenlikle inanıyordu. ama bu proje gerek tarihsel nedenlerden dolayı gerekse böylesi bir projenin gerçekleşmesi gereken "yeni insan"ı yaratamadığı için başarısızlığa uğradı."
"heidegger, teknolojinin ellerimizde edilgen bir araç olduğu düşüncesinin kabul edilemez bir naiflik ve teknolojinin doğasının anlaşılmamasından kaynaklanan tehlikeli bir yanılgı olduğunu söyler. teknoloji kendi iç mantığına ve dinamiğine sahiptir, öyle ki sonuçta kendi kendine işler ve işleyişi içinde de son derece gerçek bir anlamda insana ihtiyaç duymaz. ve teknolojiyi bir yerden sonra kendi varoluş nedeni haline gelir. öte yandan teknoloji kendi iç aksaklığına sahiptir ve fakat bu aksaklığın bizatihi kendisi akıldışıdır. böylece insan, teknoloji sayesinde özgürleşmek bir yana bu teknolojik süreçlerin kölesi haline gelir ve yıkım kaçınılmazlaşır. ve işte bu düşüncelerinden dolayıdır ki heidegger bir nazi'dir ve nazizm'i yürekten savunmuştur. çünkü heidegger nazizmin, teknolojik süreci denetim altına alacak bir toplum yaratacak ve böylelikle insanı özgürlüğe ulaştıracak bir yol olduğuna içtenlikle inanıyordu. ama bu proje gerek tarihsel nedenlerden dolayı gerekse böylesi bir projenin gerçekleşmesi gereken "yeni insan"ı yaratamadığı için başarısızlığa uğradı."
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
bülent ecevit' e çok benzettiğim yazar.
devamını gör...
7.
arendt'e yazdığı bir mektupta şöyle diyor: keşke seninle gecelerin içinde yürüyebilsem.
devamını gör...
8.
“noksanlık şu demektir; birbirine ait olanın, henüz bir arada olmayışı.”
varlık ve zaman / heidegger.
varlık ve zaman / heidegger.
devamını gör...
9.
varoluşçu felsefenin tanınan isimlerinden biri olarak bilinen 1889-1976 yılları arasında yaşamış alman filozof.
kendisi bu hayatta 87 yıl var olabilmiştir.
etkilediği isimler arasında sartre'da vardır. ulus baker söyleşilerinde ve kitaplarında adından sık söz eder.
bir şeyin kökeni, onun varlığının kaynağıdır.
kendisi bu hayatta 87 yıl var olabilmiştir.
etkilediği isimler arasında sartre'da vardır. ulus baker söyleşilerinde ve kitaplarında adından sık söz eder.
bir şeyin kökeni, onun varlığının kaynağıdır.
devamını gör...
10.
kendisi bir nazidir.
ontoloji ve ontik arasındaki farkı çok güzel açtığını sandığım bir pasajı şu; denizde yaşayan balığa üstten parmağınızı uzatsanız dışarısını göremediği için parmağın ayrı bir varlığa sahip olduğunu düşünür der. fakat parmak insanın varlığına ait onun dünyasına taşmış bir varlıktır sadece.
ontoloji ve ontik arasındaki farkı çok güzel açtığını sandığım bir pasajı şu; denizde yaşayan balığa üstten parmağınızı uzatsanız dışarısını göremediği için parmağın ayrı bir varlığa sahip olduğunu düşünür der. fakat parmak insanın varlığına ait onun dünyasına taşmış bir varlıktır sadece.
devamını gör...
11.
martin heidegger
1889-1976 yılları arasında yaşamış alman varoluşçu filozof.
noksanlık şu demektir:
birbirine ait olanın
henüz bir arada olmayışı.
1889-1976 yılları arasında yaşamış alman varoluşçu filozof.
noksanlık şu demektir:
birbirine ait olanın
henüz bir arada olmayışı.
devamını gör...
12.
bi adamı da düzgün değerlendiren yok şu memlekette .
mevlana dersin hemen biri çıkıp kafir ilan eder adamı, john locke dersin biri " ya iyi ama o köle taciri idi" der, newton dersin " iyi de hemşerim adamın 4-5 tane büyü nasıl yapılır diye kitabı var bilim adamlığı ile ne alakası var" der birileri, nietszche dersin " hemşerim adamın felsefe ile ne alakası var adam habire aforizma yazmış palyaçonun teki zaten ruhsal tedavi görmüş beyin özürlü " deyip gömer adamı.
velhasıl her düşünüre b*k atmada uzmanız maşallah. kendi orjinal bir eser ortaya koyamamış , elalemin artıklarıyla düşünce oluşturduğunu zanneden ne kadar hamido varsa sallamış durmuş fikir insanlarına.
heidegger de bundan nasibini almış tabiki. eyvallah adam nazi miydi? dibine kadar naziydi hem de . inkar edilen saklanan bir şey de değil zaten. ama o zamanki mevcut konjenktürde tüm dünyada " ben naziyim" demek ya da nazizmi desteklemek gayet doğal bir şeydi.
hepsini geçtim adamın yanlışı olamaz mı? dünya kadar yanlışı da olmuştur. gayet de doğal bu. ortalama 0-70 yıl arasında dünyanın tüm sırlarını kimse çözemez. her insan da nihayetinde aciz bir varlık.
ama bu ortaya attığı doğru şeyleri inkar etmeyi mi gerektirir? asla . ama yapılan muameleye bakın bir iki cümlesini alır adamın " yeaaah adam şöyle demiş yeeeaaa , böyle demiş yeeaaah benim gözümde sıfır" falan deyip iki gramlık beyniyle adamı eleştirdiğini zanneder. sonra niye bizden bi nane olmuyor edebiyatı falan işte....
mevlana dersin hemen biri çıkıp kafir ilan eder adamı, john locke dersin biri " ya iyi ama o köle taciri idi" der, newton dersin " iyi de hemşerim adamın 4-5 tane büyü nasıl yapılır diye kitabı var bilim adamlığı ile ne alakası var" der birileri, nietszche dersin " hemşerim adamın felsefe ile ne alakası var adam habire aforizma yazmış palyaçonun teki zaten ruhsal tedavi görmüş beyin özürlü " deyip gömer adamı.
velhasıl her düşünüre b*k atmada uzmanız maşallah. kendi orjinal bir eser ortaya koyamamış , elalemin artıklarıyla düşünce oluşturduğunu zanneden ne kadar hamido varsa sallamış durmuş fikir insanlarına.
heidegger de bundan nasibini almış tabiki. eyvallah adam nazi miydi? dibine kadar naziydi hem de . inkar edilen saklanan bir şey de değil zaten. ama o zamanki mevcut konjenktürde tüm dünyada " ben naziyim" demek ya da nazizmi desteklemek gayet doğal bir şeydi.
hepsini geçtim adamın yanlışı olamaz mı? dünya kadar yanlışı da olmuştur. gayet de doğal bu. ortalama 0-70 yıl arasında dünyanın tüm sırlarını kimse çözemez. her insan da nihayetinde aciz bir varlık.
ama bu ortaya attığı doğru şeyleri inkar etmeyi mi gerektirir? asla . ama yapılan muameleye bakın bir iki cümlesini alır adamın " yeaaah adam şöyle demiş yeeeaaa , böyle demiş yeeaaah benim gözümde sıfır" falan deyip iki gramlık beyniyle adamı eleştirdiğini zanneder. sonra niye bizden bi nane olmuyor edebiyatı falan işte....
devamını gör...
13.
varlık ve zaman adlı eseriyle varoluşçu felsefede geniş yankı uyandırmış, 1889/1976 yılları arasında yaşamış alman filozof ve yazar olarak tanınır.
hayatın hakiki manası ölüme götürmesindedir.
noksanlık şu demektir;
birbirine ait olanın henüz bir arada olmayışı.
hayatın hakiki manası ölüme götürmesindedir.
noksanlık şu demektir;
birbirine ait olanın henüz bir arada olmayışı.
devamını gör...
14.
faşist olduğu için bir türlü sevemediğim filozof. ömrünün bir bölümünde faşist olup sonradan tööbe etse yine neyse de ölene kadar faşist kaldı. hatta 2012 yılında heidegger araştırmaları derneği başkanı heidegger'in kendi el yazısıyla yazdığı notları ortaya çıktıktan sonra görevinden istifa etti. zira ömrünün sonuna kadar nazi kaldığına asla inanmayan biriydi dernek başkanı. nazilikten vaz geçtiğini iddia eden biriydi. ama ölmeden önce yazdığı son notlarda bile hala faşistlik yaptığını görünce derneğin de heidegger'in de deyip görevi bıraktı.
bir de nazi olmasına karşın yahudi kadın filozof hannah arendt'i yıllarca düdüklemesi de enteresan. gerçi bu filozoflar alemi de zaten en skandal magazin proğramlarına rahmet okutur. kimin eli kimin cebinde olmayan bir dünya.
ama yine de batı'yı, batı içinden eleştiren bir insan olması dolasıyla saygım sonsuz.
ben de bir alıntı ile noktayı koyayım. felsefe tanımlarını zaten tınlayan olmaz fazla uzatmayalım.
düşünme ; hakim süren aklın, düşünmenin en inatçı düşmanı olduğunu anladığımız an başlayacaktır.
bir de nazi olmasına karşın yahudi kadın filozof hannah arendt'i yıllarca düdüklemesi de enteresan. gerçi bu filozoflar alemi de zaten en skandal magazin proğramlarına rahmet okutur. kimin eli kimin cebinde olmayan bir dünya.
ama yine de batı'yı, batı içinden eleştiren bir insan olması dolasıyla saygım sonsuz.
ben de bir alıntı ile noktayı koyayım. felsefe tanımlarını zaten tınlayan olmaz fazla uzatmayalım.
düşünme ; hakim süren aklın, düşünmenin en inatçı düşmanı olduğunu anladığımız an başlayacaktır.
devamını gör...
15.
devamını gör...
16.
"ne kadar uzaktır yakınken bile ölüm."
“insan, uzaklara özgü bir varlıktır. hep kendinden başka yerdedir..”
seninle tanışmak isterdim martin.
devamını gör...
17.
aklımda kaldığı kadarı ile "batı, şeyleri işlevselliğine göre tanımlarken doğu, şeyleri kendisinde olamayan göre tanımlar" demiş büyük filozof.
devamını gör...