#masketakmıyoruz

çok tuhaf bir kampanya, virüse karşı şu an elimizdeki tek silah maske takmak. onu da çıkarıp tümden savunmasız kalmayı kampanyaya çevirmek akıllıca değil.

maske ve mesafeyi koruyarak hastalanmaktan kaçınmalıyız. açık havada yalnız yürürken takmalı mı işte orada emin değilim. onun dışında ev hariç heryerde takmak gerek.

nerede yapılıyor bu kampanya, sosyal medyadan uzağım kaynak belirtebilir misiniz? dediğim başlık. şımarıklıktan başka bir şey değildir. her gün mutasyona uğrayan, bazı uzmanların çift maske daha iyi bir korunma sağlar dediği bir materyali takmaya isyan edenler ölmeyi bayılmak sananlardır veya gençliğine güvenen ama bir yakının acısını yaşamamış zibidilerdir.

son bir yılda hayatımıza girmiş bez parçasıdır. takmayı hiç ama hiç sevmiyorum ama malum hastalık resmen geliştli update oldu takmak zorundayız ne yazık ki başka seçeneğimiz yok ama şunu söyleyim nefret ediyorum maske takmaktan. hele ki yapayanlız kimsenin olmadığı o güzel oksijieni çekememek koyuyor resmen.

bende varım diyeceğim tag. karbondan imal edilen bir ürünü saatlerce solumanın ciğerlere yaptığını bolca karbondioksidin beyne yaptığını akletmemeyi hiç anlayamacağım. allah yardımcımız olsun

maskeden başka koruyacak bir şey yok. ben kalabalık bir ortamdan çıkınca bile maskemi değiştiriyorum.

herkesin salyasına herkes karışabilir diyerek,maruz kalmak istemediğim için desteklemediğim kampanya.

takmak istemeyen takmasın, kendisine acımayana acımam. virüsü kapınca da demesinler, virüs oldum, hastalandım diye. insanlar bu kadar geri zekalı işte.

(bkz: doğal seçilim). bırakın takmak istemeyen takmasın.

paranız varsa takmayın tabi. 3,150 lira cezası var ayda 2 kere ceza yesen 6 bin 300 lira yapar.

toplum sağlığı için tehdit olan ve bu nedenle bazı yaptırımlara maruz kalacak insanların bilinçsizliğini ayna gibi yansıtan kampanyadır.
ekleme: enfeksiyon hastalıkları tıpta en zor ve karmaşık alanlardan birisidir,bilen bilir.bu konuda ciddi çalışmalar yapan bilim insanlarıdır enfeksiyon hastalığı uzmanları.yüzlerce uluslararası saygın makalesi olan hocalarımıza ve uluslararası anlamda halk sağlığını koruma ilkesine sahip dünya sağlık örgütü'ne güvenmek elbette ki en mantıklısıdır.belki bilmeyenler vardır, salgın durumlarında kişisel önlemlerin başında onca yıldır bilinen maske en koruyucu önlemdir.saydam maskeleri ve telsiz olanları elbette ki kullanmayın.eczanelerden alın lütfen.teli de bükerek burnunuzun üzerine iyice oturtun. bu arada maskeler %90-95 koruyuculuğa sahiptir. aşıların koruyuculuğu ise kişiden kişiye çok değişir.bazı insanlarda hemen ve yeterli düzeyde antikor oluşur fakat bazı insanlarda nedense bu olmayabilir.aşı olmayın da demiyorum,ben oldum ve profesörlerden pratisyenlere kadar tüm doktorların ve sağlıkçıların olduğunu da biliyorum.yani salgının çığırından çıkmaması için maske şarttır. maskeyi doğru takmadıktan sonra tabiki takmayın daha iyi,anlamı yok.bir cerrahi maskenin üstüne n95 takan sağlıkçıları da gördük.doğru değil bu*.maske filtredir. cilt ile arada hiçbir boşluk kalmamalı.bu arada ıslanan bir maskenin de filtre niteliği ortadan kalkar.değiştirmek gerekir.

afedersiniz ama ne kadar düzgün üretildiği, ne kadar işe yaradığı belli olmayan bir şeye bu kadar bel bağlamak ne kadar doğru?
geçen sabah dışarı çıktım ve soğuk havadan kaynaklı ağızdan çıkan buhar gayet maskenin içinden geçip çıkıyordu. arkası görünecek kadar berbat maskeler var. maalesef artık eskisi gibi düzgün maskeler üretilmiyor piyasadakilerin %90 ı çöp. insanlar biraz rahat ve sanki bir şeyler yapıyormuş gibi hissetsin diye konulmuş bir kural.

bende maske takmıyorum. maske korumaz, kişi kendini korur.

böyle saçma bi düşünceye asla saygı duymuyorum. boş beleş iki üç insanın boş beleş düşüncesi. bu tarz insanların korona olmasına hiç üzülmüyorum. en ağır şekilde yaşamalarını yürekten isterim hatta. beyinleri belki az da olsa çalışmaya başlar.

tamam

(bkz: doğal seleksiyon)

ne ölüleri ne dirileri umurumda değil ama onlar takmayınca etraflarındaki insanlara bulaşma ihtimali artıyor. bütün tedbirlere uyan aklı başında masum insanları kaybediyoruz bu yüzden.

#yoğunbakımsoğukolur

yukarda bir kaç yazarımızın fikirlerini okudum ve onlara tepki olarak yazmak istedim 300 kişilik bir tekstil fabrikasında çalışıyorum ve bu işin bütün haline gelmesi için bu 300 kişinin eli degiyor kesim model çıkartma dikim ütü ve paketleme olarak bütün firma ellerimizi değiyoruz. aynı yemekhanede birbirimizin kalktığı masalara oturmamız vb gibi birsürü sürekli birbirimizle temas halinde olduğumuz bir ortam var..
herşey maske takma yada takmamakla bitmiyor.. bizim yasamamizin her ani temas oyuzden hiç çalışmadan yada hiç çıkmadan yaşamamız lazım ama olmuyor malesef böyle yaşamaya alışıyoruz.