mezhepsiz müslüman

mezheplere inanmayan , islam'ın ilk ve saf haline inanan müslümandır.
(bkz: ben)

mezhepler kur'an da yoktur. mezhep; bir yorumdur, ekoldür. 4 hak mezhep diye bir şey yoktur. çünkü peygamberimizin bir mezhebi yoktur. eğer mezhep bir inanç meselesi olsaydı peygamberin bir mezhebinin olması gerekirdi ve bu durumda hepimizin mezhebi o olurdu.

mezheplerin ortaya çıkışı peygamberimizin damadı halife ali ile rakibi muaviye'nin savaşına dayanır.

tanım: müslümandır.

#2455136
bak, baak: "kuranda 4 hak mezhep var(mışş). bu mezhepler müslümanları cennete götüren köprüler.(mişş) 4 hak mezhepten birine inanmayan da kafir olur.(muşş)"
cehalet paçalardan sızınca, köprüye varmadan s.çıp sıvanıyor böyle işte.

gerek dinle ilgili gerekse gündelik yaşamdaki her bir haltın kuran'da yer aldığını sanan; çocuklarına 'kuran'da yazıyormuş gıı anam' diye, aleyna-kuleyna , afra-tafra gibi salakça adları koyan kitlenin bir temsilcisi varmış meğer aramızda.
kuran'da dört hak mezheple ilgili bir ayet bulun; hatta kuran'ı geçtim mezheplerle ilgili bir hadis gösterin de, ben buradan anırayım.
hani cart-cart attığınız geyik konuları geçtim. ama önce cehaletinizi kabul edin de, bilgi isteyen konularda yazmadan önce biraz okuyun.

müslümanın mezhebi olmaz saf ve temiz şekilde inanan insan mezhep gibi şeylere takılı kalmaz

mezhepler dinin okuma yazmasıdır.

elit görüneceksiniz diye saçma sapan şeyler yazmayın.

yorum yapmadan 2 tane ayet bırakayım:

en'am 159: şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. onların işi ancak allah’a kalmıştır. sonra (o), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.

rum 31,32: allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, o’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.



yunus 15: âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, “ya (bize) bundan başka bir kur’an getir veya onu değiştir” dediler. de ki: “onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. ben ancak bana vahyolunana uyarım. eğer rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.”

bakara 75: şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? oysa içlerinden birtakımı, allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.

bakara 170: onlara, “allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

bakara 242: düşünesiniz diye allah size âyetlerini böyle açıklamaktadır

#2455136
sabah sabah keyfim yerine geldi. puhahhahhahhaaaa. yazar mezhep sözcüğünün ne anlama geldiğini biliyor mu acaba? yazacağınız şey, dalga geçmiyorsanız işkembenizden üfürdüğünüz bir şey olmasın lütfen. ya da gittiğiniz caminin imamının işkembesinden üfürdüğü şey.

mezhepler peygamberin ölümünden sonra ortaya çıktı. yukarıda da denildiği gibi eğer öyle bir şey olsaydı hepimiz peygamberin mezhebine sahip olurduk ve böylece şu an mezhepsel ayrılıklar gibi bir durum söz konusu olmazdı çünkü biliyorsunuz aleviler hâlâ bu konularda sorun yaşıyorlar.

mezhepleri ortaya çıkaranlar alimlerdir ve islam hakkında görüşlerini ortaya koymuşlardır, buna inananlar ise o mezhebe sahip olmuşlardır. yani kuran'a göre ibadet ederseniz mezhebe gerek kalmaz, peygamber yolundan ilerlediğinizde zaten doğruyu yapmış oluyorsunuz.

şafiiler kadına dokunmanın abdesti bozduğunu söyler ama hanefiler bunun doğru olmadığını söyler ama peygamber efendimiz eşlerine dokunduğu zaman abdestini yenilemediğiyle ilgili görüşler vardır. yani hiç kimse bu konuda kesin şeyler söyleyemez ve kuran'da da böyle bir ifade bulunmamaktadır eğer varsa da araştırdığım zamanlarda ve din öğretmenlerine sorduğum sıralarda böyle bir bilgiye ulaşmadım...

mabaddan uydurmamak lazım o yüzden.

başkalarının aklını değil kendi aklını ve kalbini önceleyerek karşılaştığı meselelere çözüm bulan müslümandır. ''mezhep'' kelimesini anlayış, inanç olarak değerlendirdiğimizde müslümanın mezhebi kur'an ve o'nun anlam ve ruhuyla çelişmeyen peygamber sünneti olmalıdır. vaktiyle, bu gerçeğin farkına varan ebû hanife, şâfi, ahmed bin hanbel ve mâlik gibi pek çok müslüman, kur'an ve sünneti dikkate alarak uhrevî ve dünyevî konulara ait bir takım yorumlar getirmişler, karşılaşılan problemler hakkında çözümler üretmişler, bunları yazdıkları kitaplarında ayrıntısıyla anlatmışlar. insanların yoluna çıkıp da ''bakın ben mezhep imamıyım, bana uyacaksınız, uymazsanız zındık, kâfir olursunuz'' dememişlerdir.

elbette ki bu insanların sohbetlerini dinleyen öğrencileri de vardır. bu öğrencileri hocaları vefât ettikten sonra onların düşüncelerini sistemli hâle getirmişler, kendileri bu görüşleri benimseyip taklit ettikleri gibi bu hocaların öğrencisi olmayanlar da zamanla bu görüşleri taklit etmeye başlamışlar ve bugün anladığımız şekliyle mezhepler doğmuştur.

günümüzde kur'an kurslarında dinî eğitim alan çocuklara sanki esaslı bir bilgi imiş gibi ve küçük yaştan dikte edilerek ''amelde mezhebiniz hanefîlik, itikadda mezhebiniz mâturidîliktir.'' şeklinde ezber ettiriliyor* bu mezhep işine, öğreticilerin yoğunlukla sarılarak çocukların bilinçaltına bunları işleyince, yazık, çocuklar da bir mezhep edinme gerekliliği varmış gibi bunu dinin bir aslı gibi yorumlayıp, hayatları boyunca hiç ayrıntılarını merak edip öğrenmeyecekleri mezhep ekollerinin isimlerini bir kimlik gibi taşımak mecburiyetinde kalıyorlar.

acaba, ortalama bir din kültürü öğretmeni ya da kur'an kursu hocası mezhepler hakkında ne kadar bilgilidir dersiniz? acaba bu öve öve bitiremedikleri büyük ve kıymetli din bilginlerinin yazdıkları eserleri okuyup fikrî değerlendirmeler yapmışlar mıdır? bırakınız okumayı ve fikrî değerlendirmeler yapmayı acaba örneğin mâtûridî'nin eserlerini ve o'nun hayat mâcerasını, itikadda mensubu olduğunu söyleyen kaç tane câmi imâm hatibi sayıp anlatabilir? bu konuda maalesef ümitli değilim ve dahası haklıyım.

öyleyse müslümanları bu mezhep taraftarlığına itmek yerine müslümanların dinlerini anlayıp yaşayabilmek için muhtaç oldukları kur'an ve o'nunla mütenâkız olmayan peygamber sünnetine yöneltmek gerekmez mi? o ekollerin eserleri yerinde duruyor; ama onların, hâşâ, kur'an'ın bir âyeti imiş gibi muamele görmeleri, hiçbir kritiğe tâbi tutulmadan kutsanmaları doğru mu? neden bugün insanlarımız, günümüzün sosyal ve ekonomik koşullarını dikkate alarak kur'an'ı ve sünneti anlama, yorumlama zahmetine girmiyor da asırlarca önce yazılan kitaplardan kendi derdine devâ arıyor? allah, bu aklı bize hebâ edelim diye mi verdi? zamanında ebû hanife'nin titizlikle yaptığı mensup olduğu dini anlama ve yorumlama işini biz neden yapmıyoruz ya da yapamıyoruz? bence bu sorular üzerinde düşünmek lâzımdır.

konuya dair yaklaşımım şudur: allah, ona inanıp peygamberine uyanları hacc sûresi'nin 78. âyetinde ''müslüman'' olarak tanımlar, mezhebiyle değil. mezhepler, müslümanın etiketi ya da künyesi gibi değerlendirilmemelidir. bir müslüman, ekollere ait eserlerde yazılanları bilebilir, öğrenebilir; ama bunları kayıtsızca kabul etmemeli, kritiğe tâbi tutmalıdır. bir dinî hükmün hangi güçlü delillere bağlandığını araştırmalı, o hükme dayanak yapılan deliller her ne ise değerlendirmeli; ya bizzat kendi görüşüne göre kur'an'ın ruhuna aykırı olmayacak bir karara varmalı ve bunu uygulamalı ya da mezheplerin görüşünü doğru ve isâbetli buluyorsa buna uymalıdır. belki kendisine ezberletilen mezhebin görüşü değil de bir başka ekolün görüşü uygun gelir; o zaman da sadece o konuda o mezhep görüşüne göre hareket etmelidir. ama, dinî konularda her hâlükârda bağımsız şekilde bir değerlendirme yapmalı ve şuurlu tercihlerde bulunmalıdır. ''benim mezhebim hanefiliktir'' diyerek ezberlediği şeyleri din adı altında ruhsuz ve koyu bir softalıkla taklit etmek kanımca müslümanlık değildir.

yazı uzadı, farkındayım; ama bu konuda farklı düşünenlerin de birtakım argümanları vardır ki kısaca bahsetmek istiyorum: örneğin, müslümanların müçtehitler mertebesine erişmeden kur'an ve sünnet hakkında yorum yapıp bağımsız kararlar alamayacağı gerekçesi bunlardan biridir. bu görüşü de doğru bulmadığımı, kur'an'ı okuyup anlama ve buna göre amel etme endişesi yaşamayan hiç bir müslümanın yıpratıcı bir hesaptan geçmeden mezhep taklitçiliği ile kurtulamayacağını, yazılıp çizilenlerle ayrıcalıklı çerçevesi oluşturulan ''müçtehitlik ve içtihad'' kavramlarının, bugün hristiyanlıktaki ''ruhbanlık'' sınıfının kötü bir taklidi olduğunu görmek için çok da bilgili olmak gerekmediğini söyleyerek konuya dair sözlerimi sonlandırıyorum.

benim sanırım.sünniyim deyip geçiyorum ülkede.geçmişteki mezhep ayrımlarının siyasi,sosyal,kültürel vb sebeplerden olduğunu ve yer yer haklı yorumlamalar çıktığını düşünüyorum.yani öyle haklı dediğim yeme içme abdest bozulması için çizmeyi geçecek toplu iğne başı kadar sen şunu ye vs vs diğer ayrılma sebeplerini tartışacak çapta görmüyorum kendimi.zaten birine mezhebini sormam niye yapayım dinini inancını da hiç sormadım ne gerek var .sorarlarsa da tartışmam öyle ya gerek yok sünniyim derim geçerim.lafı uzatmaya gerek yok.

olması gerekendir

“ey resulüm, dinlerini parça parça edip gruplara ayıranlar var ya; senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. onların işi ancak allah’a kalmıştır. sonra allah onlara yaptıklarını bildirecektir”. en’am - 159


“dilleriniz yalan alışageldiğinden dolayı, allah’a karşı yalan uydurmak için, “şu helaldir, şu haramdır” demeyin. şüphesiz, allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler”. nahl - 116

gerçek müslümandır:

www.kurandakidin.com/catego...

benimdir, kuran müslümanıyım efem, hadis falan da takmam kafaya ha ciddi müslüman mıyım ? yoo ama allah inancım var, lafa gelince müslümanım işte

günümüzde barınamayacak müslümandır.

allahın dostu olduğuna inanılan tiplerle falan doldu taştı müslümanlık. bence allah "son dedik ama bu da tutmadı" diyebilmeli.

ateizm ve deizme giden ara yol. ılımlı islamcılar için ise mükemmel bir adam kandırma ve kazanç kaynağı.

modern bilgi çağı dinlerin hatalarını gün yüzüne çıkarttığı için, sorgulayan ve fundemental islam anlayışından soğuyan müslümanlar genelde mezhepsiz müslümanlık, kuran müslümanlığı limanına biraz daha sığındıktan sonra dinden temelli çıkarlar.

müslümansız mezhep daha sevimli.

aklı başında aklını kiraya vermemiş müslümandır ve has mümindir.