1975 yılı ingiliz yapımı komedi filmidir. kral arthur 'un, kutsal kase'yi bulmak için şövalyeleriyle yola düşmesini komik bir dille anlatıyor.
yönetmenleri:
terry gilliam
terry jones
oyuncular:
john cleese
terry jones
eric idle
terry gilliam
graham chapman
michael palin
terry gilliam
terry jones
oyuncular:
john cleese
terry jones
eric idle
terry gilliam
graham chapman
michael palin
*faro ısland film festival 1975
en iyi yeni gelen
en iyi yeni gelen
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "hannibal" tarafından 03.12.2020 00:59 tarihinde açılmıştır.
1.
kral arthur ve yuvarlak masa şövalyelerinin gökten gelen bir emirle kutsal kaseyi aramalarını konu alan 1975 yapımı monty python filmi.
--! spoiler !--
kral arthur: how do you do, good lady? i am arthur, king of the britons. whose castle is that?
köylü kadın: king of the who?
kral arthur: the britons.
köylü kadın: who're the "britons"?
kral arthur: well, we all are. we're all britons, and i am your king.
köylü kadın: didn't know we had a king. i thought we were an autonomous collective.
dennis: you're fooling yourself. we're living in a dictatorship! a self-perpetuating autocracy, in which the working classes...
...
...
...
kral arthur: i am your king.
köylü kadın: well, i didn't vote for you.
kral arthur: you don't vote for kings.
köylü kadın: well, how'd you become king, then?
kral arthur: the lady of the lake, her arm clad in the purest shimmering samite, held aloft excalibur from the bosom of the water, signifying by divine providence that i, arthur, was to carry excalibur. that is why i am your king.
dennis: listen. strange women lying in ponds distributing swords is no basis for a system of government. supreme executive power derives from a mandate from the masses, not from some farcical aquatic ceremony.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
kral arthur: how do you do, good lady? i am arthur, king of the britons. whose castle is that?
köylü kadın: king of the who?
kral arthur: the britons.
köylü kadın: who're the "britons"?
kral arthur: well, we all are. we're all britons, and i am your king.
köylü kadın: didn't know we had a king. i thought we were an autonomous collective.
dennis: you're fooling yourself. we're living in a dictatorship! a self-perpetuating autocracy, in which the working classes...
...
...
...
kral arthur: i am your king.
köylü kadın: well, i didn't vote for you.
kral arthur: you don't vote for kings.
köylü kadın: well, how'd you become king, then?
kral arthur: the lady of the lake, her arm clad in the purest shimmering samite, held aloft excalibur from the bosom of the water, signifying by divine providence that i, arthur, was to carry excalibur. that is why i am your king.
dennis: listen. strange women lying in ponds distributing swords is no basis for a system of government. supreme executive power derives from a mandate from the masses, not from some farcical aquatic ceremony.
--! spoiler !--
devamını gör...
2.
monthy python ekibinin ilk kez life of brian isimli filmini izlemiştim. açıkçası gayet komik ve eğlenceli bulmuştum.
bu filmdeki espriler ve genel mizah anlayışı ise bana oldukça yavan geldi. yok yok, olmamış bu film. beğenmedim api...
bu filmdeki espriler ve genel mizah anlayışı ise bana oldukça yavan geldi. yok yok, olmamış bu film. beğenmedim api...
devamını gör...
3.
tarihçi gerald herman 1972'de yazdığı, annuale mediaevale'in 13. sayısında yayınlanan 'the battlefield taunt: violence and humor in the chansons de geste'* adlı eserinde iyi ifade edilmiş hakaret sanatının savaş alanlarında gelişim gösterdiğini ve kaba müstehcenliklerden alaycı küçümseme ifadelerine kadar değişen aşağılayıcı terimler patlaması yaşanmayan tek bir düello bile olmadığını söylüyordu.
"iyi ifade edilmiş hakaret sanatı"nın birbirinden güzel örneklerini bu filmde görüyoruz. fransız kale muhafızı kral arthur ve yuvarlak masa şövalyelerine çok yaratıcı hakaretler ediyor. önce fransız muhafızın hakaretlerini hatırlayalım.
kral arthur: hello!
fransız muhafız: hello. who is it?
kral arthur: i am king arthur and these are the knights of the round table. whose castle is this?
fransız muhafız: this is the castle of my master, guy de loimbard.
kral arthur: go and tell your master that we have been charged by god with a sacred quest, if he will give us food and shelter for this night he can join us in our quest for the holy grail.
fransız muhafız: well, i'll ask him, but i don't think he'll be very keen. he's already got one, you see?
kral arthur: what?
sir galahad (kral arthur'a): he says they've already got one!
kral arthur: are you sure he's got one?
fransız muhafız: oh yes. it's very nice.
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): i told him we already got one.
kral arthur: well... can we come up and have a look?
fransız muhafız: of course not! you are english types.
kral arthur: well, what are you then?
fransız muhafız: i'm french. why do think i have this outrageous accent, you silly king.*
sir galahad: what are you doing in england?
fransız muhafız: mind your own business.
kral arthur: if you will not show us the grail we shall take your castle by force.
fransız muhafız: you don't frighten us, english pig-dogs! go and boil your bottoms, sons of a silly person. i blow my nose on you, so-called arthur king, you and your silly english knnnniggits!
sir galahad (kral arthur'a): what a strange person.
kral arthur: now look here, my good man!
fransız muhafız: i don't want to talk to you, no more, you empty-headed animal, food trough wiper. i fart in your general direction. your mother was a hamster and your father smelt of elderberries.
sir galahad: is there someone else up there we could talk to?
fransız muhafız: no. now go away or i shall taunt you a second time.*
kral arthur: now this is your last chance. i've been more than reasonable...
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): fetchez la vache!*
diğer muhafız: quoi?*
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): fetchez la vache!*
kral arthur: if you do not agree to my commands then i shall... jesus christ!
[fransızlar kaleden mancınıkla canlı inek fırlatır.]
kral arthur: right! charge!
[kral arthur ve yuvarlak masa şövalyeleri ellerindeki kılıçlarla kale duvarlarına hücum ederler, bu sırada fransızlar üzerlerine çeşitli çiftlik hayvanları fırlatmaktadır.]
kral arthur: run away! run away!
fransız muhafız bu sahnede ingilizce argo ve deyimler hakkında bilgi sahibi olmaması nedeniyle aklına gelen şeylerle yaratıcı hakaretler ediyor. ama bunlar gelişigüzel hakaretler değil. incelendiği zaman gerald herman'ın bahsettiği "iyi ifade edilmiş hakaret sanatı"na örnek olabilecek, altyapısı olan hakaretler.
örneğin "your mother was a hamster and your father smelt of elderberries." yani "annen bir hamsterdı ve baban mürver kokuyordu." cümlesini ele alalım. bu cümlede oldukça kompleks bir hakaret altyapısı var.
hamsterlar çok hızlı üreyen canlılardır, gebelik süresi 16 gündür ve dişi hamsterların kızgınlık dönemi 4 gün sürer, bu da demektir ki dişi hamsterlar her 4 günde bir çiftleşmeye hazır haldedir. mürver ise şarap yapımında kullanılır.
yani aslında fransız muhafız "annen bir hamsterdı ve baban mürver kokuyordu." cümlesiyle kral arthur'a "annen bir fahişeydi, baban da bir ayyaştı." diyor.
"iyi ifade edilmiş hakaret sanatı"nın birbirinden güzel örneklerini bu filmde görüyoruz. fransız kale muhafızı kral arthur ve yuvarlak masa şövalyelerine çok yaratıcı hakaretler ediyor. önce fransız muhafızın hakaretlerini hatırlayalım.
kral arthur: hello!
fransız muhafız: hello. who is it?
kral arthur: i am king arthur and these are the knights of the round table. whose castle is this?
fransız muhafız: this is the castle of my master, guy de loimbard.
kral arthur: go and tell your master that we have been charged by god with a sacred quest, if he will give us food and shelter for this night he can join us in our quest for the holy grail.
fransız muhafız: well, i'll ask him, but i don't think he'll be very keen. he's already got one, you see?
kral arthur: what?
sir galahad (kral arthur'a): he says they've already got one!
kral arthur: are you sure he's got one?
fransız muhafız: oh yes. it's very nice.
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): i told him we already got one.
kral arthur: well... can we come up and have a look?
fransız muhafız: of course not! you are english types.
kral arthur: well, what are you then?
fransız muhafız: i'm french. why do think i have this outrageous accent, you silly king.*
sir galahad: what are you doing in england?
fransız muhafız: mind your own business.
kral arthur: if you will not show us the grail we shall take your castle by force.
fransız muhafız: you don't frighten us, english pig-dogs! go and boil your bottoms, sons of a silly person. i blow my nose on you, so-called arthur king, you and your silly english knnnniggits!
sir galahad (kral arthur'a): what a strange person.
kral arthur: now look here, my good man!
fransız muhafız: i don't want to talk to you, no more, you empty-headed animal, food trough wiper. i fart in your general direction. your mother was a hamster and your father smelt of elderberries.
sir galahad: is there someone else up there we could talk to?
fransız muhafız: no. now go away or i shall taunt you a second time.*
kral arthur: now this is your last chance. i've been more than reasonable...
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): fetchez la vache!*
diğer muhafız: quoi?*
fransız muhafız (yanındaki diğer muhafızlara): fetchez la vache!*
kral arthur: if you do not agree to my commands then i shall... jesus christ!
[fransızlar kaleden mancınıkla canlı inek fırlatır.]
kral arthur: right! charge!
[kral arthur ve yuvarlak masa şövalyeleri ellerindeki kılıçlarla kale duvarlarına hücum ederler, bu sırada fransızlar üzerlerine çeşitli çiftlik hayvanları fırlatmaktadır.]
kral arthur: run away! run away!
fransız muhafız bu sahnede ingilizce argo ve deyimler hakkında bilgi sahibi olmaması nedeniyle aklına gelen şeylerle yaratıcı hakaretler ediyor. ama bunlar gelişigüzel hakaretler değil. incelendiği zaman gerald herman'ın bahsettiği "iyi ifade edilmiş hakaret sanatı"na örnek olabilecek, altyapısı olan hakaretler.
örneğin "your mother was a hamster and your father smelt of elderberries." yani "annen bir hamsterdı ve baban mürver kokuyordu." cümlesini ele alalım. bu cümlede oldukça kompleks bir hakaret altyapısı var.
hamsterlar çok hızlı üreyen canlılardır, gebelik süresi 16 gündür ve dişi hamsterların kızgınlık dönemi 4 gün sürer, bu da demektir ki dişi hamsterlar her 4 günde bir çiftleşmeye hazır haldedir. mürver ise şarap yapımında kullanılır.
yani aslında fransız muhafız "annen bir hamsterdı ve baban mürver kokuyordu." cümlesiyle kral arthur'a "annen bir fahişeydi, baban da bir ayyaştı." diyor.
devamını gör...
4.
monty python and holy grail (1975)
yönetmen koltuğunda terry gilliam ve terry jones'un oturduğu, fonlayanlar arasında pink floyd'un da bulunduğu, kral arthur efsanesi ve kutsal kase'yi oldukça absürt bir komedi ile önümüze koyarak bizi kahkaha krizlerine sokan, dönemine göre oldukça iyi görüntülere ev sahipliği yapmış bu filmden bahsetmem lazım sizlere.
senaryo kısmı üstte bahsettiğim gibi, kral arthur efsanesini öyle komik anlatıyor ki, yuvarlak masa şövalyeleri içerisinde yer alan ünlü şövalyelerin bilinen özellikleri ile öylesine dalga geçiyor ki, izlerken bir ara gülmekten karnınıza ağrılar sokabiliyor.
dahası da var, bu şövalyelerin kutsal kaseyi arama hikayesini de bizlere olabildiğince absürt biçimde gösteriyor.
filmin senaryosu hiç sıkmıyor açıkçası, bir sonraki adımın ne olacağını merak ederek izliyorsunuz, her geçen dakika absürtlüğü ikiye katlayarak devam ediyor ve bir buçuk saatinizi inanılmaz eğlenceli ve değerli kılıyor.
oyunculuk konusuna gelirsek, zaten bir komedi ekibi olan bu topluluk isteyerek, zevkle rol almışlar. bazı yerlerde figüran oyuncuların set ekibinden çıkması ve hatta filmde önemli bir karakterin de sokaktan buldukları sıradan bir insanın olması da ayrı bir detay.
müzikleri inanın öylesine iyi ki, filmi bitirdikten sonra bir süre kafanızda çalmaya devam edecek ve arada sırada açıp dinleyeceksiniz.
filmin en güzel yeri ise bazı yerlerinin harika çizimler ile animasyon tadına ulaşması. öyle güzel, öyle başarılı ki sizi büyüleyeceğine eminim.
ayrıca, ni! (filmi izledikten sonra anlayacaksınız.)
yönetmen koltuğunda terry gilliam ve terry jones'un oturduğu, fonlayanlar arasında pink floyd'un da bulunduğu, kral arthur efsanesi ve kutsal kase'yi oldukça absürt bir komedi ile önümüze koyarak bizi kahkaha krizlerine sokan, dönemine göre oldukça iyi görüntülere ev sahipliği yapmış bu filmden bahsetmem lazım sizlere.
senaryo kısmı üstte bahsettiğim gibi, kral arthur efsanesini öyle komik anlatıyor ki, yuvarlak masa şövalyeleri içerisinde yer alan ünlü şövalyelerin bilinen özellikleri ile öylesine dalga geçiyor ki, izlerken bir ara gülmekten karnınıza ağrılar sokabiliyor.
dahası da var, bu şövalyelerin kutsal kaseyi arama hikayesini de bizlere olabildiğince absürt biçimde gösteriyor.
filmin senaryosu hiç sıkmıyor açıkçası, bir sonraki adımın ne olacağını merak ederek izliyorsunuz, her geçen dakika absürtlüğü ikiye katlayarak devam ediyor ve bir buçuk saatinizi inanılmaz eğlenceli ve değerli kılıyor.
oyunculuk konusuna gelirsek, zaten bir komedi ekibi olan bu topluluk isteyerek, zevkle rol almışlar. bazı yerlerde figüran oyuncuların set ekibinden çıkması ve hatta filmde önemli bir karakterin de sokaktan buldukları sıradan bir insanın olması da ayrı bir detay.
müzikleri inanın öylesine iyi ki, filmi bitirdikten sonra bir süre kafanızda çalmaya devam edecek ve arada sırada açıp dinleyeceksiniz.
filmin en güzel yeri ise bazı yerlerinin harika çizimler ile animasyon tadına ulaşması. öyle güzel, öyle başarılı ki sizi büyüleyeceğine eminim.
ayrıca, ni! (filmi izledikten sonra anlayacaksınız.)
devamını gör...