1.
2011 yılında emotion'da yayımlanan bir araştırmada, mutluluğu fazlasıyla önemseyen kişilerle, mutluluğu fazla önemsemeyen kişiler karşılaştırılmış ve oldukça ilginç sonuçlar elde edilmiştir. öncelikle mutluluğu önemseyen gruptaki katılımcılar, düşük seviyede stres yaratan durumlar karşısında kendilerini diğer gruba kıyasla daha mutsuz hissetmişlerdir. işin daha da ilginci, araştırmacılar, bu katılımcıların mutluluk seviyesini artırmak için onları pozitif uyaranlara maruz bıraktığında da diğer gruba kıyasla daha az olumlu tepki verdiklerini gözlemlemiştir.
mutluluğa daha fazla önem veren kişiler erişilebilir, küçük mutluluklardan daha az mutlu olurken aynı zamanda gündelik hayatta karşılarına çıkan sorunlar yüzünden de daha çok ve çabuk mutsuz oluyorlar. araştırmacılar bu sonuçları mutluluğu fazla önemseyen insanların, erişemeyecekleri mutluluk standartları belirlemiş olmalarına bağlıyor.
aynı ekibin bu sefer 2012 yılında yine emotion’da yayımlanan bir başka araştırmasında ise katılımcıların, bilimsel bir manipülasyon sayesinde, mutluluğa normalde verdiklerinden daha fazla önem vermeleri sağlanıyor. normal şartlarda katılımcıların kendilerini daha iyi hissetmeleri beklenirken aksine katılımcılar, kendilerini sosyal anlamda etraflarından kopuk ve yalnız hissetmeye başlıyorlar. üstelik bu durum sadece katılımcıların öznel hisleri ile sınırlı kalmıyor, hormon seviyelerinde de kendini gösteriyor.
bu sonuçlara dayanan araştırmacılar mutluluk gibi kişisel kazanımlara düşkünlüğün diğer insanlarla olan bağlantımızı zayıflatarak, kendimizi daha yalnız hissetmemize sebep olabileceğini ileri sürmektedirler.
konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için tık.
mutluluğa daha fazla önem veren kişiler erişilebilir, küçük mutluluklardan daha az mutlu olurken aynı zamanda gündelik hayatta karşılarına çıkan sorunlar yüzünden de daha çok ve çabuk mutsuz oluyorlar. araştırmacılar bu sonuçları mutluluğu fazla önemseyen insanların, erişemeyecekleri mutluluk standartları belirlemiş olmalarına bağlıyor.
aynı ekibin bu sefer 2012 yılında yine emotion’da yayımlanan bir başka araştırmasında ise katılımcıların, bilimsel bir manipülasyon sayesinde, mutluluğa normalde verdiklerinden daha fazla önem vermeleri sağlanıyor. normal şartlarda katılımcıların kendilerini daha iyi hissetmeleri beklenirken aksine katılımcılar, kendilerini sosyal anlamda etraflarından kopuk ve yalnız hissetmeye başlıyorlar. üstelik bu durum sadece katılımcıların öznel hisleri ile sınırlı kalmıyor, hormon seviyelerinde de kendini gösteriyor.
bu sonuçlara dayanan araştırmacılar mutluluk gibi kişisel kazanımlara düşkünlüğün diğer insanlarla olan bağlantımızı zayıflatarak, kendimizi daha yalnız hissetmemize sebep olabileceğini ileri sürmektedirler.
konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için tık.
devamını gör...
2.
mutluluğu aramanın mutsuz edebilme ihtimalinden bahseden paradoks.
ayrıca ziyad marar imzalı 194 sayfalık eserdir.
ayrıca ziyad marar imzalı 194 sayfalık eserdir.

devamını gör...
3.
mutlu olmaya şartlanmaktan oluyor bence bu paradoks. bırakın mutluluk kendiliğinden gelsin.
devamını gör...
4.
sonuca değil sebeplere odaklan diyor
devamını gör...