nasılsınız fakirler

iyi be kanka nolsun meyve suyu içiyoruz sen nasılsın?

aç

idolüm kadın ya.. bayılıyorum!

linkteki vidyoda euro: 6,53 / bist: 95 bin.

kadın ülkenin %95 ne seslenmiş.

sabah sabah günaydın duymak isterken insanda küfür etkisi yaratabilecek cümle.*
(bkz: küfür olmayan ama küfür etkisi yaratan cümleler)
çalışma ömrünü ihracat ve ithalat alanına vermiş biri olarak artan kurlarla her gün fakirleştiğimiz kesin.
(22 ocak gününden bugüne usd artışı tam tamına %25. - 9 ayda aloo!!) (euro ise net %20)
peki bu günlük olan fakirleşme hızlı farkediliyor mu? hayır. bu kurbağa ve ısıtılan su gibi.
diğer yandan sanayi üretimi dünyada farklılaştı hatta kısmen teknoloji ile boyut atladı ve bizim dünyaya kendi üretimimiz diyerek lanse edeceğimiz bir top level ürünümüz yok hiç bir alanda.
her alanda bir yerlerden ithalat yapıp hammadde, yarı mamül ya da benzeri teknolojik ürünler almamız lazım, bu da cari açık demek.
(bkz: cari açık)
siyasilerin dediği gibi değil o iş, yani ""bak ulen 20 sene evvel bu kadardı ihracat, şimdi 15 misli oldu, uçuyoruz""
yeme bizi belli alanlarda avantaj olabilir bu artışa göre ama ithalatın da bu 20 senede 30 misline çıkmış, anladın!
dizginlenen tüik rakamları ve gerçek enflasyon net %40 bir kere, sadece son 1 yılda aldıklarınızın fişlerini kontrol edin yeter.
peki şimdi bu dıjjjjj güçler falan filan hikayesi nedir?
var böyle bir şey ama her boku buna yüklemen imkansız, akılla bağdaşmaz bir kere, velev ki var olsa da sen akıllı politikalarla bunu bertaraf edersin, olay çok basit.
alınan vergilere ve bunların uygulamaya konulduğu alanlara ve hizmet adına yapılanlara bakın ve bir de çarçur edilenlere bir bakın derim. (bkz: itibardan tasarruf olmaz)mışmış.... bu arada yiğit bulut'a selam olmasın, sallama abidesi!*
bu ülke taa özal zamanından beri kaynak yaratma konusunda sıkıntı çekmedi ama başına ne geldiyse bu siyasetin dalkavuk yalakaları ve onların bitmeyen para hırsları yüzünden geldi ve yıllardır çalışan kesim sömürüldü, bu insanların sırtından geçinildi.belli siyasi yapıların en yakınları, onların yakınları ve de teşkilatlarının yakınları zengin edildi, işe alındı vs.vs.vs.
hatta şu anda ergen ergen *eyt'lilere sallayan gençlerin haberi yok, bu eyt bekleyen insanların sırtından senin baban ve hatta belki de deden emekli maaşını aldı, alıyor hala.
işte sen de o emekli maaşı sayesinde okul okudun, ama haklardan/haklarından yana haberin yok.
şu an mevcut kanunla da sen 65 yaşında emekli olacaksın, hadi ileride öne çekileceğini varsayıyorum 60 olsun.
(şu şartlarda ekonomiyi düzeltirsek bu erkek 58, kadın 55 olmalı, yaklaşık bir tahmin bu)
iyi düşün diye söylüyorum bunları, tahayyül et bakalım bu toplumda, bu refah düzeyinde, bu kadar kurnaz işveren varken ve bütün haklar onlara yontulmuşken 40 sene aralıksız çalışmayı?
edemezsin, çünkü seni eğer işçiysen daha 50 yaşına gelmeden daha genç biriyle takas edecekler ve 15-18 sene kös kös bekleyeceksin!
neyse konu çok uzun ama bu memlekete ve güzel ahlaklı insanlarına yazık, artık her alanda gelişip akıllı politikalar, akıllı kanunlar ve kanunların uygulama şeklinde hem şeffaf hem de güçlünün kayrılmadığı bir sistem ile doğru insanların yanında olan bir toplum inşa etmeliyiz, yoksa işimiz zor. kanunlar birilerine esnek, diğerine sert şekilde uygulanmayacak, her vatandaşa eşit olacak, ki toplumsal birliktelik sağlansın.
bu günün gençlerinin gelecekle ilgili bir umudu kalmadı bence, işleri çok çok zor. kendi şartlarını iyi bir seviyeye getirenler de kaçmak için fırsat kolluyor.
dibe edit: sadece son 15 yılda açılan üniversite ve fakültelere bakın ve oradan mezun olanların bilgi ve kalitesine bakın.
şu an 2 yıllıklardan mezun olanlar benim 1992'de mezun olduğum meslek lisesinden bile vasattır.
çok belli istisna okullar ve fakülteler hariç. 30 sene evvel meslek lisesi mezunları iş buluyordu en azından işçi olarak ya da yönlendirildikleri meslek üzerine, şimdi önüne gelen ben üni. mezunuyum diyor ve iş yok diye ağlıyor.
evet yok haklılar ama büyük çoğunluğunda olay şu;
hayır kardeşim sen üni. mezunu değilsin, sana kalitesiz ve vasat eğitimle beraber sadece diploma verdiler ve başı kesik tavuk gibi piyasada dolaşıyorsun, maalesef durum budur.
mezuniyeti ile paralel işi olan insanların sayısına bakın, muhtemelen %15 olur en fazla.
örn: adam x bir üniversitede idari bilimler okumuş ama kargo şirketinde çalışıyor. bunun gibi örnekler %80-85 cıvarıdır.

uyandım baktım hala fakirim. pre-rich dönemimde olduğumu varsayarak motivasyon sağlamaya çalışıyorum.

"sana baktım recep söyle??"

trabzon'dan aldım bakır yar fakır ben de fakır

buradan

yoksulluk sınırının 9.931,59 lira olduğu güzel ülkemde gayet haklı konuşan kadındır. nüfusun % 70 i bu maaşın altında bir maaşla yaşamaya çalışıyor.

dünden daha fakiriz demeyelim de yarından daha zenginiz diyelim*

bal gibi, kabak gibi, ne gibi derseniz o gibi fakirim. mis.
itiraz etmeye, üzülmeye gerek yok .
eğer gelir gidere selam dahi veremiyorsa fakirsin işte.

nasıl olabilirz ki? keyifsiz.

fakir ama gururlu

sözde sevimli esprili sunucu olmaya çalışmış ama terbiyesizleşmiş. anladık ülkenin kötüye giden durumunu tasvir etmeye çalışmış ama üslûp önemli.

başarılı bir şekilde sürünüyorum.

fakir:
temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamayan kişi.
zengin:
para ile alınabilecek her metayı istediğinde alabilen kişi.
varlıklı:
fakir ve zengin olmayan, bazı isteklerini karşılayım bazılarına hedef koyan kişi.

iyiyim teşekkürler, sizi sormalı?

iyi misiniz fakirler ?

iidir sn.