nuri bilge ceylan filmlerinin uzun olma nedeni

kısa olsaydı o kadar değerli olmazdı sanırım.

hayatın akışına uyum sağlaması açısından.
şimdi tanım olarak kısa olsa o kadar güzel olmazdı sanırım derdim ama bu çok salakça bir entry olurdu ve biri gelip bana şu film ne anlatmış derse cevap veremezdi.

şimdi size sinema ve gözden bahsetmek isterdim ama aranızda bunu anlamayacak olanlar var.

çünkü bir kapının açılması 3 dakika, kapanması 5 dakika, oyuncunun sandalyeye otursammı oturmasammı diye düşünmesi 7, oturursam bacak bacak üzerine mi atsam yayılsam mı kaykılsam mı diye düşünmesi 4,5 dakika, çorbaya kaşığı daldırıp ağzına götürmesi 3, çorbayı yutması 2 dakika sürdüğünden. çünkü adam 4x yavaşlatarak oynatıyor oyuncuları.

edi büdü : hatta cem yılmaz 212 filminde gönderme yapmıştı buna. mahzene inerken masadan düşen elmayı göstererip "aha elma düştü" diye.
bir elmanın ağaçtan düşüp yuvarlanmasın da newtonun yerçekimi teorisini hatırlatmakta başka ne anlamı olabilir ki.

dikkat çekmek için olabilir. böyle şeyleri güzelleyen bir kitle var ve kitle sayesinde sanki filmleri çok mükemmelmiş gibi algılar oluşturuldu ve dolayısıyla dikkat çekti. kısa olsaydı ve anlatmak istediğini anlatsaydı yine bu şekilde dikkat çekip, güzelmiş algısı oluşturulur muydu? sanmam.

(bkz: auteur yönetmen)

filmlerini uzun çekmesidir. bazen öyle çok da bi sebep aramaya gerek yok.

başını unutun diye olabilir.

dur bir düşün felsefesine uygun çekiyor.

üç saat kadar sürer ve ödüllü filmlerdir. konsantrasyon sağlama süremizin üç dakikayı bulduğu bir zamanda üç saat süren ve kendini seyrettirebilen filmler, her çeşit ödülü hak etmiştir.