1.
(bkz: hazing process)
bireyleri aklı başında ve belli olgunluk seviyesinin üstünde olan gruplarda * * * * her yeni gelen çaylağa tecrübeliler tarafından bir öğütme süreci yaşatılır. öğütme süreci genellikle bi sonraki çaylaklar gelene kadar devam eder. yeni çaylaklar gelince öğütülme sırası onlara gelir.
devrecilik denen şey aslında buradan çıkış sağlar.
her ne kadar tatsız olsa da grup kültürünün devamını sağlama konusunda çok başarılı bir yöntemdir, ve çok köklü devlet kuruluşlarında standart bir uygulamadır. zaten büyük çoğunluğu bu sayede yüzyıllarca ayakta kalabilmiştir.
çünkü grup kültürünün devamı, yeni katılan bireyin kafa olarak o gruba uyum sağlamasıyla mümkün oluyor ve bu kültür ne kadar güçlüyse grubun devamlılığı o kadar başarılı oluyo.
(bkz: türk silahlı kuvvetleri)
bu tür bir devamlılığı yazılı kurallarla ya da demir yumrukla yapmak mümkün değil. maalesef bu şekillendirme sosyal olarak yapılmalı ve bu işi de grubun eski/tecrübeli olanları yapmalı.
bu sürecin bileşenleri genellikle lakap takmak, alay etmek, ayak işleri yaptırmak, bazı şeylerden mahrum bırakmak gibi faaliyetleri içeriyor.
en en en en en önemli noktası ise, tüm bu öğütücü işlerin arasında arada bir o çaylağı koruyan-kollayan ve onurlandıran şeyler de yapılmasıdır. bu olmazsa gruba aidiyet duygusu oluşmaz ve öğütme işlemi işe yaramaz.
öğütme süreci psikolojik olarak ise basit bir tanışma süreci olarak değerlendirilir.
bireyin yeni katıldığı topluluğun hiyerarşisindeki yerinin tespit edilmesini sağlar.
(bkz: hiyerarşi)
grup; çaylağın sınırları neler, neyi kaldırabiliyor neyi kaldıramıyor, tarzı nedir gibi sorulara cevap bulurken, birey de bu grubun kuralları neler, ne affedilir ne affedilmez, neler ödüllendirilir, neler cezalandırılır gibi sorulara cevap bulur, ve böylece grubun sosyal kurallarını da öğrenmiş olur.
böylece gerçek tanışma gerçekleşir.
tüm bu süreç aynı zamanda bir sosyal eleme sürecidir.
hiç bir grup ya da zümre, kendisine uyum sağlamayacak kişiyi gruba kabul etmek zorunda değildir.
birey gruba uyum sağlayamamışsa zaten o grupta olmaması grup kültürünün devamı açısından daha faydalıdır, ve birey açısından da daha faydalıdır. çünkü uyum sağlanamayan yerde durmak psikolojik ağrılara sebep olabilir.
şimdiiii, gelelim kusurlu kısımlara.
bu süreç ancak ve ancak net ve kalın bir sınırı, tanımı olan gruplar için geçerlidir.
grubun kendisi bir ödül niteliğinde olmak zorundadır.
aksi takdirde yapılan şeye öğütme değil zorbalık denir.
özel sektörde, plazalarda vs. öğütme yapmaya kalkarsanız hakkınızda mobbing davası açılabilir.
çünkü çalışanların %70i o şirkette iş bulabildiği için o gruptadır. yani özel sektörün bir şirketine mensup olmak bir ödül değildir. ancak yine de seyreltilmiş tonlarda öğütme işlemi hayat bulmaktadır, çünkü bir yandan da memelilerin doğasında olan ve içgüdüsel olarak sergilenen bir tutumdur bu.
mesela uludağ'dan gelen yazarlara karşı takınılan tavır bununla ilgili sıcacık bir örnektir.
bazı kritik** durumlar;
- kişinin bireyselliğini kaybetmemesi gerekir. yoksa orta vadede gruba katkı sağlayamayacak ve kopma gerçekleşecektir.
- yeni üye patara kütere acımasızca zorbalanmamalıdır, bu sadece kişiyi gruba küstürür. ayarı tutturmak ortalamanın üzerinde bir sosyal zeka ister.
- kişi kesinlikle ve kesinlikle arada bir ödüllendirilmeli ve onaylanmalıdır. belki de en kritik adımlardan birisi bu.
- grubun üst otoritesi bu sürece doğrudan dahil olamaz. sadece grubun tecrübeli üyelerinin öğütücü eylemlerine müsaade edebilir.
çok uzun, baya ansiklopedi gibi oldu ama, ilgili olanlara faydalı bir rehber olması dileğiyle.
umarım anlaşılabilmişimdir.
bireyleri aklı başında ve belli olgunluk seviyesinin üstünde olan gruplarda * * * * her yeni gelen çaylağa tecrübeliler tarafından bir öğütme süreci yaşatılır. öğütme süreci genellikle bi sonraki çaylaklar gelene kadar devam eder. yeni çaylaklar gelince öğütülme sırası onlara gelir.
devrecilik denen şey aslında buradan çıkış sağlar.
her ne kadar tatsız olsa da grup kültürünün devamını sağlama konusunda çok başarılı bir yöntemdir, ve çok köklü devlet kuruluşlarında standart bir uygulamadır. zaten büyük çoğunluğu bu sayede yüzyıllarca ayakta kalabilmiştir.
çünkü grup kültürünün devamı, yeni katılan bireyin kafa olarak o gruba uyum sağlamasıyla mümkün oluyor ve bu kültür ne kadar güçlüyse grubun devamlılığı o kadar başarılı oluyo.
(bkz: türk silahlı kuvvetleri)
bu tür bir devamlılığı yazılı kurallarla ya da demir yumrukla yapmak mümkün değil. maalesef bu şekillendirme sosyal olarak yapılmalı ve bu işi de grubun eski/tecrübeli olanları yapmalı.
bu sürecin bileşenleri genellikle lakap takmak, alay etmek, ayak işleri yaptırmak, bazı şeylerden mahrum bırakmak gibi faaliyetleri içeriyor.
en en en en en önemli noktası ise, tüm bu öğütücü işlerin arasında arada bir o çaylağı koruyan-kollayan ve onurlandıran şeyler de yapılmasıdır. bu olmazsa gruba aidiyet duygusu oluşmaz ve öğütme işlemi işe yaramaz.
öğütme süreci psikolojik olarak ise basit bir tanışma süreci olarak değerlendirilir.
bireyin yeni katıldığı topluluğun hiyerarşisindeki yerinin tespit edilmesini sağlar.
(bkz: hiyerarşi)
grup; çaylağın sınırları neler, neyi kaldırabiliyor neyi kaldıramıyor, tarzı nedir gibi sorulara cevap bulurken, birey de bu grubun kuralları neler, ne affedilir ne affedilmez, neler ödüllendirilir, neler cezalandırılır gibi sorulara cevap bulur, ve böylece grubun sosyal kurallarını da öğrenmiş olur.
böylece gerçek tanışma gerçekleşir.
tüm bu süreç aynı zamanda bir sosyal eleme sürecidir.
hiç bir grup ya da zümre, kendisine uyum sağlamayacak kişiyi gruba kabul etmek zorunda değildir.
birey gruba uyum sağlayamamışsa zaten o grupta olmaması grup kültürünün devamı açısından daha faydalıdır, ve birey açısından da daha faydalıdır. çünkü uyum sağlanamayan yerde durmak psikolojik ağrılara sebep olabilir.
şimdiiii, gelelim kusurlu kısımlara.
bu süreç ancak ve ancak net ve kalın bir sınırı, tanımı olan gruplar için geçerlidir.
grubun kendisi bir ödül niteliğinde olmak zorundadır.
aksi takdirde yapılan şeye öğütme değil zorbalık denir.
özel sektörde, plazalarda vs. öğütme yapmaya kalkarsanız hakkınızda mobbing davası açılabilir.
çünkü çalışanların %70i o şirkette iş bulabildiği için o gruptadır. yani özel sektörün bir şirketine mensup olmak bir ödül değildir. ancak yine de seyreltilmiş tonlarda öğütme işlemi hayat bulmaktadır, çünkü bir yandan da memelilerin doğasında olan ve içgüdüsel olarak sergilenen bir tutumdur bu.
mesela uludağ'dan gelen yazarlara karşı takınılan tavır bununla ilgili sıcacık bir örnektir.
bazı kritik** durumlar;
- kişinin bireyselliğini kaybetmemesi gerekir. yoksa orta vadede gruba katkı sağlayamayacak ve kopma gerçekleşecektir.
- yeni üye patara kütere acımasızca zorbalanmamalıdır, bu sadece kişiyi gruba küstürür. ayarı tutturmak ortalamanın üzerinde bir sosyal zeka ister.
- kişi kesinlikle ve kesinlikle arada bir ödüllendirilmeli ve onaylanmalıdır. belki de en kritik adımlardan birisi bu.
- grubun üst otoritesi bu sürece doğrudan dahil olamaz. sadece grubun tecrübeli üyelerinin öğütücü eylemlerine müsaade edebilir.
çok uzun, baya ansiklopedi gibi oldu ama, ilgili olanlara faydalı bir rehber olması dileğiyle.
umarım anlaşılabilmişimdir.
devamını gör...
"öğütme süreci" ile benzer başlıklar
çözüm süreci
19