yazar: hüsnü arkan
yıl: 1998
aynı zamanda söz yazarı ve besteci yazarın ele aldığı kitap, ana karakterin ölümünün 16. gününde ele aldığı yazılardan oluşur. kitaba göre ana karakter ölüyor ama gündelik hayatta yaptığı her şeyi yapabiliyor ve ölümünden emin olmak için yazmaya başlar. bu gizem dolu distopik kitap karakterin ölümünün 38. günüyle sonlanır.
yıl: 1998
aynı zamanda söz yazarı ve besteci yazarın ele aldığı kitap, ana karakterin ölümünün 16. gününde ele aldığı yazılardan oluşur. kitaba göre ana karakter ölüyor ama gündelik hayatta yaptığı her şeyi yapabiliyor ve ölümünden emin olmak için yazmaya başlar. bu gizem dolu distopik kitap karakterin ölümünün 38. günüyle sonlanır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 09.10.2021 11:10 tarihinde açılmıştır.
1.
bir hüsnü arkan romanıdır.
hüsnü arkan hayranlık duyduğum bir müzisyendi her zaman. hala da öyledir ama sanırım artık yazar olarak daha çok seviyorum ben hüsnü arkan’ı.
ölü kelebeklerin dansını okuduğumda varmıştım bu konuya. sanki benim olmasından korktuğum şeyleri anlatıyordu yazar bu romanda. öldükten sonra ne olacak sorusunu sormadım kendime. umurumda da değil doğrusunu söylemek gerekirse. ama beni korkutan ya şu an ölüysem? ve bu içinde yaşadığım yer ölümden sonra gidilen o sonsuzluksa?
bir gün ölürsem, yani belki de dirilirsem size bir önceki alemde ne yaptığımı, ne gördüğümü anlatmak isterim. kelebeğin rüyasının kafa karıştıran etkisini şu an bile derinden hissediyorum. umarım dönüş yolunda kaybolmam.
ama eğer geri dönersem haldun gibi yapmayanı planlıyorum ben de. ölümümün ya da dönüşümün on altıncı gününde size bir tanım yazacağım ve her şeyi anlatacağım. siz gelmeyin ve dönmeyin diye.
bugün on üçüncü gün ve ben sabırla beklerken ölü kelebeklerle dans ediyorum.
c’est la vie!
hüsnü arkan hayranlık duyduğum bir müzisyendi her zaman. hala da öyledir ama sanırım artık yazar olarak daha çok seviyorum ben hüsnü arkan’ı.
ölü kelebeklerin dansını okuduğumda varmıştım bu konuya. sanki benim olmasından korktuğum şeyleri anlatıyordu yazar bu romanda. öldükten sonra ne olacak sorusunu sormadım kendime. umurumda da değil doğrusunu söylemek gerekirse. ama beni korkutan ya şu an ölüysem? ve bu içinde yaşadığım yer ölümden sonra gidilen o sonsuzluksa?
bir gün ölürsem, yani belki de dirilirsem size bir önceki alemde ne yaptığımı, ne gördüğümü anlatmak isterim. kelebeğin rüyasının kafa karıştıran etkisini şu an bile derinden hissediyorum. umarım dönüş yolunda kaybolmam.
ama eğer geri dönersem haldun gibi yapmayanı planlıyorum ben de. ölümümün ya da dönüşümün on altıncı gününde size bir tanım yazacağım ve her şeyi anlatacağım. siz gelmeyin ve dönmeyin diye.
bugün on üçüncü gün ve ben sabırla beklerken ölü kelebeklerle dans ediyorum.
c’est la vie!
devamını gör...
2.
hüsnü arkan'ın yazmış olduğu 143 sayfalık kitap olup 22 yaşındaki hâldun adında postacının öldükten sonraki yaşamını konu ediniyor.
öldükten sonra öldüğünün farkında olan birisi, ölümden sonrayı yazıyor.
ölenler öldükten sonra yaşamaya devam ediyor ama öldüklerini kabullenmekte zorlanıyorlar.
kitabı anlatmak zor çünkü kurgusu ilginç, başka bir boyutta hayata devam edebiliyorlar.
kitapta en komik şey çekmecede incil oluşuydu.
altını çizdiğim birkaç alıntı bırakıp ölü kelebeklerin dansını uzaktan izleyeceğim.^^
ona aşık olmak için kendimi hiç zorlamadım, onu gördüm ve çarpıldım.
insan ölümüne yakın çocukluğunu anımsıyor.
öldükten sonra en çok özlediğim insanlardan biri o.
anlattım işte, neredeyse her şeyin mümkün olduğu bir gece yaşadım ben.
ölümü kavramadan hayatı kesinlikle öğrenemezsiniz.
iyi olan şeyler yitirildiklerinde tanrılaşırlar, tanrı gibi.
ben her şeyi acı çekerek öğrendim.
öldükten sonra öldüğünün farkında olan birisi, ölümden sonrayı yazıyor.
ölenler öldükten sonra yaşamaya devam ediyor ama öldüklerini kabullenmekte zorlanıyorlar.
kitabı anlatmak zor çünkü kurgusu ilginç, başka bir boyutta hayata devam edebiliyorlar.
kitapta en komik şey çekmecede incil oluşuydu.
altını çizdiğim birkaç alıntı bırakıp ölü kelebeklerin dansını uzaktan izleyeceğim.^^
ona aşık olmak için kendimi hiç zorlamadım, onu gördüm ve çarpıldım.
insan ölümüne yakın çocukluğunu anımsıyor.
öldükten sonra en çok özlediğim insanlardan biri o.
anlattım işte, neredeyse her şeyin mümkün olduğu bir gece yaşadım ben.
ölümü kavramadan hayatı kesinlikle öğrenemezsiniz.
iyi olan şeyler yitirildiklerinde tanrılaşırlar, tanrı gibi.
ben her şeyi acı çekerek öğrendim.

devamını gör...