makbule aras eyvazi'nin ustam diyorum öldü isimli öykü kitabından dördü üç geçe öyküsünde geçen eylemdir.

kitabın dördüncü öyküsü olan bu öyküde onu diyorum diyerek durmadan bir şeyler anlatan, muhatabı bir a4 boyunca ancak konuşurken kendisi bir roman dolusu konuşan bir adamın hikayesi anlatılır.

bu öyküyü okurken aklıma bir zamanlar çalıştığım okulda mesai arkadaşlığı yaptığımız kalorifer görevlisi adem abi geldi. adem abi nevi şahsına münhasır olma konusunda guiness rekorlar kitabına girebilecek ancak eğer bu gerçekleşirse diğer rekortmenleri canından bezdirebilecek mümtaz bir adimizdi. hala da öyledir belki. bilemiyorum altan.

pansiyon nöbeti tuttuğum dönemler adem abi ile çokça sohbet ederdik. sohbet ederdik deyişim sözün gelişi. adem abi ile sohbet edilmez. hele bile isteye asla edilemez. zira adem abiye maruz kalabilir insan. sizin hal-i ahvaliniz önemsizdir onun için. o sizi kendisine maruz bırakmak için bir yol bulur mutlaka.

ayrıca sohbet dediğim zaman muhtemelen aklınıza karşılıklı konuşma geldi. haklısınız da bu konuda. ancak adem abi ile yapılan sohbette size mikrofon olmak görevi düşer. o sizi tutar ve anlatır.

kitapta onu diyorum diyerek anlatan adamı okuyunca da bu yüzden adem abi geldi aklıma. gerçi adem abi onu diyorum yerine oni diyirum diyordu.

kendisi hakkında daha önce birlikte izlediğiniz şeyi size anlatan insan başlığında bir tanım yazmıştım. adem abinin nasıl bir süper güce sahip olduğunu öğrenmek isteyenler dizimizin ilk bölümünü okuyabilir.

adem abi bir şeyi anlatmaya başladığı zaman ucu bucağı olmayan bir ormanda, sık ağaçlar arasında, gözleriniz kesinlikle ışık geçirmeyen bir bezle bağlıyken koşar gibi olursunuz.

şöyle başlar adem abi sohbete (siz doğu karadeniz ağzıyla konuştuğunu hayal edin):

- hocam fenerbahçe yine yenildi. bezdum artık. beni de dedem fenerbahçeli yapmış idi. bak rahmet istedi demek ki. allah rahmet eylesin. onu diyorum hocam. bu sene hiç meyve yok bahçede. hep bu ısınma falan oluyor ya onun yüzünden oldu bence.

- evet abi.

- onu diyorum hocam. bizim köyde de hamit dayı öldü geçen gün. ben cenazeye gidemedim. ama 50 bin kişi varmış.

- abi ilçenin nüfusu kırk beş bin.

- hocam her yerden gelmişler. evliya gibi adamdı. rahmet olsun ruhuna.

- amin abi.

- onu diyorum hocam. sen bu sene tayin isteyecek misi?

- hayır abi.

- isteme hocam. iyiyiz burda ya.

- sorma abi çok iyiyiz.

- onu diyorum hocam.

- neyi abi?

- dün televizyonda recep ivedik vardı hocam. çok güldüm. benim oğlan bir recep ivedik taklidi yapıyor. valla acayip uşak ya. o kadar zeki ki büyümüş de küçülmüş.

- büyüyüp küçüldükten sonra recep ivedik taklidi mi yapıyor abi çocuk?

- nasıl hocam?

- yok bir şey abi. ben bir sigara içeyim.

- zararlı diyiler hocam. varsa ben de içerim bir tane.


adem abi dünya tarihinin gördüğü en mistik otlakçıdır bu arada. onu da başka tanımda anlatırım. şimdi konudan konuya atlamanın lüzumu yok.
devamını gör...
iyi yapılınca harika bir şeydir, mesela (bkz: pulp fiction)
devamını gör...
(bkz: kırk (film))
(bkz: amores perros)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"onca benzemez hikayeyi birbirine düğümleyerek anlatmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim