goeben ve breslau zırhlılarının sözde kovalanıp 11 ağustos 1914'de osmanlıya sığınması, bunların yeni adlarıyla yavuz ve midilli olarak 29 ekim 1914 tarihinde karadenizdeki rus gemi ve limanları bombalamaları ile gerçekleşmiş olaydır.

bu oldu-bitti osmanlı'nın savaşa girmesinin temel nedenidir.
devamını gör...
ham hum şaralop girmiş osmanlı savaşa...
devamını gör...
osmanlı'ya (bkz: hasta adam) lakabı boşuna verilmiş değildir. bunun nedenleri bambaşka tarihi olgudur. fakat iki cümleyle ve aşırı basite indirgenecek olursa haraçlarla ve savaş ganimetleriyle çevirdiği ekonomisinin çağ-dışı üretim metotlarıyla kendisini çeviremez duruma gelmesi, bunun sonucu olarak verdiği bütçe ve dış ticaret açıklarını borçla dahi finanse edemeyecek hale gelmesidir. azınlıklar, yeniliklere açık olarak çocuklarını okutmaları ve üretim metotlarına hakim olmanın doğal sonucu olarak zenginleşirken, müslüman halkın, gayri çağdaş eğitim metotlarıyla hanedanın tebaası, ümmetin askeri yahut azınlıkların marabası olmaya terk edilmesi bunun sosyolojik ispatıdır.

peki osmanlı neden savaşa girmiştir?

kimse osmanlı'yı zorla savaşa sürüklememiştir. osmanlı savaştan yıllar önce dahi mali açıdan bitik ve avrupalı bankerler eliyle yüzdürülen bir devlettir. osmanlı hanedanı "tıpkı bugün olduğu gibi" tefeci faiziyle borçlanmaya savaştan 60 sene önce başlamış ve taksitleri çoğu zaman vaktinde ödememiştir. vergi gelir-giderlerinin tespiti ve denetlenebilmesi amacıyla avrupalı bankerler osmanlı'ya zorla kamu borç idaresi* kurdurduğunda osmanlı'nın savaşa girmesine daha 34 sene vardır. osmanlı, birkaç kez borcun faizi silinmesine rağmen mesele borcun geri ödenmesine geldiğinde artık vadesi gelen borcu da ödemeyeceğini ilan ederek savaşa girmiştir. yani aslında osmanlı/ittihat ve terakki hükümeti almanya'nın savaşı kazanacağı beklentisi ile tabir caizse, yeriz içeriz ama masayı devirir hesabı ödemeyiz hayaliyle savaşa girmiştir.

ek:
avrupalı kreditörler 5 milyon sterlin tutarındaki (ek) kredi pakedinin teminatına, devlet organlarının kontrolünün alınması ve vergi gelirlerinin temlik edilmesi teklifini değerlendiriyor - 1896 tarihli abdülhamit karikatürü

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
biraz da mecburiyet olandır.

19. yüzyıla bir göz atan herkes osmanlı'nın düvel-i muazzama arasında bir denge gözeterek hayatta kaldığını bilir. bunlardan fransa bizim çok uzun süredir dostumuzdu. kanuni almanya ve ispanya'yı elinde tutan habsburglar'ın fransa'yı prese almasını engellemek için fransa lehine diplomatik müdahaleler yaptı, kapitülasyon verdi. bu dostluk fransa'nın napolyon komutasında 1798'de mısır'a girmesiyle bitti. ilerleyen tarihlerde cezayir ile tunus'a çöktü fransa, rusya kadar olmasa da düşmanımız hâline geldi.

rusya ise ezelden düşmanımızdı, osmanlı'ya en çok zararı veren karlofça'da da küçük kaynarca'da da bir aktördür. ortodokslar'ın hamiliği, kendini bizans'ın vârisi sayma ve panslavizm balkanlar'da bizle ruslar'ı sık sık karşı karşıya getiriyordu. bu savaşlarda biz genellikle yenilsek de ingiltere ve fransa sayesinde rusya'yı az buz zaptedebiliyorduk, kırım savaşı bu zaptın en başarılı örneğidir. bu durum ise 1908 reval görüşmeleri ile son buldu, henüz katlimize ferman vermeyen tek büyük devlet olan ingiltere ezeldendir katlimizi isteyen rusya ile anlaştı burada ve osmanlı'yı paylaşmaya onay verdi.

bize de napolyon savaşları'ndan beri pek kapışmadığımız avusturya ile konumundan ve durumundan dolayı pek ilişkimizin olmadığı prusya'nın ardılı almanya'dan başka ortak kalmadı. avusturya yayılan milliyetçilik akımından bizimle benzer düzeyde etkilenmişti, bizim kadar olmasa da güçsüz durumda olduğundan onlarla yoğun mücadele hâlindeydi; prusya'nın birleştiği alman prenslikleri ise parçalı ve birbirleriyle mücadele halindelerdi, bizimle bir kapışma olamazdı. ayrıca prusya bizden epeyce uzaktır.

savaşın kazananı bizden bağımsız bir şekilde farklı olabilirdi: avusturya ile savaşan prusya onu yok edip topraklarını paylaştırmalıydı; cermenler'in yaşadığı topraklar almanya'ya, slavlar'ın yaşadığı topraklar rusya'ya ya da rusya güdümündeki yeni ve küçük devletlere, geri kalan topraklar ise yeni kurulacak macar krallığı'na verilmeliydi. böylece oluşan ittifak grubu almanya, macaristan ve rusya'dan oluşur; avusturya ve rusya'nın balkanlar çekişmesi yaşanmazdı. bismarck'ın klâsik kabusu olan "iki cephede savaş" da yaşanmazdı, almanya sırtını rusya'ya yaslayıp fransa ile ingiltere'yi rahat rahat ezebilirdi. macaristan ile rusya balkanlar'ı rusya ağırlıkta olacak şekilde paylaşır; anadolu sevr'deki gibi olurdu.

özetle biz savaşa girmeye mecburduk, bizim için en iyi senaryo da sanırım yaşadığımız senaryoydu.
devamını gör...
üstünden epey zaman geçtiği için hangisi hangisine girmişti valla ben tam hatırlayamıyorum. sizi yanıltmış olmayayım.
devamını gör...
enver paşa'nın almanya sempatisine ek olarak, kaybettiği toprakların en azından bir kısmını geri almak, kapitülasyonlari kaldırmak ve borçlardan kurtulmak için yaptığı hamle. tüm bu sebepler olmasaydı da ne kadar dışında kalırdı savaşın, şaibeli. başlıca geçim kaynağı savaş ganimeti ve vergi olan bir imparatorluğun, alman disiplini ve ordusuna olan sarsılmaz inancı ile her türlü girmesi muhtemeldi.
devamını gör...
enver paşa'nın alman hayranlığı ile ilgisi yoktur ki enver paşa alman hayranı değildir. en temel nedeni siyasi yalnızlıktan kurtulmak ve dönemin süper güçleri olan ingiltere -fransa ikilisine ve bunlara ek olarak her daim sorun içerisinde olduğu ruslara karşı ittifak arayışıdır.
devamını gör...
(bkz: bitti demediniz mi lan)
devamını gör...
belki de kaçınılmaz olan durumdur.
avrupa dağılma döneminde osmanlıyı sömürdü de sömürdü. öldürmeden süründürdü, pestilini çıkardı.
fakat artık yolun sonuna gelmiştik. öyle veya böyle osmanlı'ya saldıracaktı ingiltere ve fransa. biz savaşa girmesek dahi yine saldırıp bizi savaşın içine atacaktı.
ingiltere fransa saldırmasa rusya saldıracaktı.
o sebeple savaşa girmek belki de osmanlı için kaçınılmaz sondu.
devamını gör...
uzun uzun anlatılabilitesi olan bir konu olmasına rağmen, en özet şekliyle, bu "savaşa girme" olayı, otorite boşluğundan oldu, en tepenin hir kademe altındakiler, en tepedekileri "tam" bilgilendirmeden, kısmi anlatımlarla, bitakım haltlar yediler, ve hooooppp osmanlı "savaşa girmiş" bulundu!!

sen bakma, çok kişi vardı, lan daha yeni rus savaşından çıktık bizim götümüzü başımızı önce bi toparlamamız lazım, diye düşünüp savaş karşıtı olan...

en kestirme, bu şekilde özetleyebiliyorum konuyu...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"osmanlı devleti'nin birinci dünya savaşı'na girmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim