1.
uzay ve zamana ilişkin ölçümlerin, gözlemci ve gözlenen arasındaki göreli hareketten nasıl etkilendiğini açıklayan kuram. albert einstein tarafından 1905 yılında yazılan bir makale ile tanımlandı. izafiyet teorisi olarak da bilinir.
özel görelilik ya da genel görelilik konusu incelenirken belki de en önemli kavram, referans sistemleridir. bir cismin hareket ettiğini söyleyebilmek için başka bir cismi referans almamız gerekir. hiçbir şeyin bulunmadığı bomboş bir uzayda bir uzay aracının hareket ettiğini söylemek zordur. fakat yol kenarında dururken yanınızdan geçen bir araba için "hareketli" kavramını kullanabilirsiniz. araba size göre hareketlidir. bu durum sizin ve arabanın birer referans sistemi içerisinde olduğunuzu ifade eder.
***
referans sistemleri 2 türlüdür:
1- eylemsiz referans sistemleri
isaac newton der ki: eğer bir cisim, herhangi bir dış kuvvetin etkisinde değilse, bu cisim duruyorsa durmaya, hareket ediyorsa sabit hızla hareket etmeye devam eder. bu kurala uyan referans sistemleri, eylemsiz referans sistemleridir.
özel görelilikte referans sistemleri eylemsizdir.
2- eylemli referans sistemi
ivmeli hareket eden sistemlerdir.
***
bize göre sabit hızla konum değiştiren bir cismi düşündüğümüzde, hareket eden cisim mi yoksa biz miyiz sorusu anlamsızdır çünkü sabit hızlarla yapılan hareketler görelidir. buna göre, evrende, her yerde kullanabileceğimiz türden geçerliliği olan bir evrensel referans sistemi yoktur. buradan yola çıkarak özel görelilik, ilk olarak şu sonuca ulaşır:
"fizik yasaları tüm eylemsiz referans sistemlerinde aynıdır."
2. sonuç ise şudur:
"ışığın boşluktaki hızı, tüm eylemsiz referans sistemleri için aynıdır."
***
eğer incelenen sistemdeki hızlar, ışık hızından çok düşükse, özel göreliliğin ulaştığı sonuçlar, klasik newton mekaniğinin ulaştığı sonuçlarla aynıdır. ancak ışık hızına yaklaştıkça klasik mekaniktense, göreliliğin yorumları geçerli olmaya başlar. örneğin ikizler paradoksu gibi düşünce deneyleri, özel göreliliğin konusu olduğundan ve eylemsiz sistemler için incelenmeleri gerektiğinden, aslında paradoks değildir.
özel görelilik ya da genel görelilik konusu incelenirken belki de en önemli kavram, referans sistemleridir. bir cismin hareket ettiğini söyleyebilmek için başka bir cismi referans almamız gerekir. hiçbir şeyin bulunmadığı bomboş bir uzayda bir uzay aracının hareket ettiğini söylemek zordur. fakat yol kenarında dururken yanınızdan geçen bir araba için "hareketli" kavramını kullanabilirsiniz. araba size göre hareketlidir. bu durum sizin ve arabanın birer referans sistemi içerisinde olduğunuzu ifade eder.
***
referans sistemleri 2 türlüdür:
1- eylemsiz referans sistemleri
isaac newton der ki: eğer bir cisim, herhangi bir dış kuvvetin etkisinde değilse, bu cisim duruyorsa durmaya, hareket ediyorsa sabit hızla hareket etmeye devam eder. bu kurala uyan referans sistemleri, eylemsiz referans sistemleridir.
özel görelilikte referans sistemleri eylemsizdir.
2- eylemli referans sistemi
ivmeli hareket eden sistemlerdir.
***
bize göre sabit hızla konum değiştiren bir cismi düşündüğümüzde, hareket eden cisim mi yoksa biz miyiz sorusu anlamsızdır çünkü sabit hızlarla yapılan hareketler görelidir. buna göre, evrende, her yerde kullanabileceğimiz türden geçerliliği olan bir evrensel referans sistemi yoktur. buradan yola çıkarak özel görelilik, ilk olarak şu sonuca ulaşır:
"fizik yasaları tüm eylemsiz referans sistemlerinde aynıdır."
2. sonuç ise şudur:
"ışığın boşluktaki hızı, tüm eylemsiz referans sistemleri için aynıdır."
***
eğer incelenen sistemdeki hızlar, ışık hızından çok düşükse, özel göreliliğin ulaştığı sonuçlar, klasik newton mekaniğinin ulaştığı sonuçlarla aynıdır. ancak ışık hızına yaklaştıkça klasik mekaniktense, göreliliğin yorumları geçerli olmaya başlar. örneğin ikizler paradoksu gibi düşünce deneyleri, özel göreliliğin konusu olduğundan ve eylemsiz sistemler için incelenmeleri gerektiğinden, aslında paradoks değildir.
devamını gör...
2.
1887 de 'eter‘ in varlığını kanıtlayamaya çalışan fizikçiler ,deneyde başarısız olmuş ve eterin olmadığını kanıtlamış oldu demiştik ilgili girdi #502757
bu deneyde ışığın hangi yönde gidiyor oluşu ya da dünyanın hareketi , hiçbir koşulda ışığın hareketini etkilemiyordu…
michelson-morley bir suser olsaydı ‘’ eteri aradık ama bulamadık’’ diye bir girdi yazsaydı …einstein kesinlikle bu girdiyi beğenirdi…çünkü eistein’in 1905’te yazdığı makalesini destekleyeceği harika bir argüman vermiş oluyordu bu deney…
albert einstein , özel görelilik teorisinin esaslarını ilk defa 1905 yılında annalen der physik adlı dergide yayınladığı “zur elektrodynamik bewegter körper” (hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine) başlıklı makalesiyle açıklamıştır.
albert einstein in özel görelilik teorisi iki postüladan oluşur…
1- görelilik ilkesi : fizik yasaları bütün eylemsiz referans sistemleri için aynıdır…
2- gözlemcinin veya ışık kaynağının hızından bağımsız olma koşuluyla ; ışığın hızı bütün eylemsiz referans sistemlerindeki yayılma hızı sabittir. c
birinci postüla anlatmak istediği şey; mekanik, elektrik, termodinamik fark etmeksizin sabit hızla hareket eden bütün referans sistemlerinde aynıdır…
birinci postüla , ikinci postülayı meydana getiriyor…ışık hızı bütün eylemsiz referans sistemleri için aynı olmasaydı eylemsiz referans sistemleri için farklı hız ölçümleri bulacaktık… bu da birinci postülaya göre imkansızdır…
özel görelilik bir ön kabuldür değerli arkadaşlar… einstein bunu yayımladığında yer yerinden oynamış… newtoncular tarafından neredeyse taşlanmıştır einstein… ama zaman içerisinde ortaya koyduğu teoriler denenmiş ve denenmeye de devam etmektedir…bu nedenle teori zaman içerisinde uygulanan deneylerle uyum göstermektedir…
tabi bu teorinin bazı sonuçları var… bir nesne ne kadar ışık hızına yaklaşırsa zaman ve uzay deforme olur… ışık hızına yaklaşan bir cisim giderek ağırlaşır, boyu kısalır veya zamanı yavaşlar…
sonuçları biraz açacak olursak;
-------------
üç boyut ve zamandan oluşan dört boyutta, hız mesafenin zamana bölümü değimlidir?
v=x/t
o halde hızı sabit tutmak ; belli bir limiti ( c) aştırmamak için ; mesafeyi kısaltmalı, ya da zamanı yavaşlatmak gerekmiyor mu?
bunu biraz düşünün :))
-------------
zamanın ağırlaşması 1971 de dünyanın çevresini iki kez dolanan bir uçak sayesinde denenmiştir efem. ikisi batı, ikisi doğuya olan uçağın 4 tarifesine, ayrı 4 atom saati konulmuş ve yerdekine göre saatlerin saliseler ölçeğinde de olsa geri kaldığını ispatlamıştır..
------------
kütle işine bakacak olursak;
ışık hızı duvarını aşmaya yaklaştıkça, kütle büyür… e=mc2 formülünde göreceğimiz gibi ışık hızında ilerleyen bir nesnenin kütlesi sonsuz olacaktır….
ee kütlesi olan bir şey ışık hızına ulaşamaz ki?
dolayısıyla hız artıkça kütle artacak ; kütle artınca da ivmelenme zorlaşacaktır
------------
tüm muhabbetin özü şudur ; madde ve enerji aynı şeydir…
bu deneyde ışığın hangi yönde gidiyor oluşu ya da dünyanın hareketi , hiçbir koşulda ışığın hareketini etkilemiyordu…
michelson-morley bir suser olsaydı ‘’ eteri aradık ama bulamadık’’ diye bir girdi yazsaydı …einstein kesinlikle bu girdiyi beğenirdi…çünkü eistein’in 1905’te yazdığı makalesini destekleyeceği harika bir argüman vermiş oluyordu bu deney…
albert einstein , özel görelilik teorisinin esaslarını ilk defa 1905 yılında annalen der physik adlı dergide yayınladığı “zur elektrodynamik bewegter körper” (hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine) başlıklı makalesiyle açıklamıştır.
albert einstein in özel görelilik teorisi iki postüladan oluşur…
1- görelilik ilkesi : fizik yasaları bütün eylemsiz referans sistemleri için aynıdır…
2- gözlemcinin veya ışık kaynağının hızından bağımsız olma koşuluyla ; ışığın hızı bütün eylemsiz referans sistemlerindeki yayılma hızı sabittir. c
birinci postüla anlatmak istediği şey; mekanik, elektrik, termodinamik fark etmeksizin sabit hızla hareket eden bütün referans sistemlerinde aynıdır…
birinci postüla , ikinci postülayı meydana getiriyor…ışık hızı bütün eylemsiz referans sistemleri için aynı olmasaydı eylemsiz referans sistemleri için farklı hız ölçümleri bulacaktık… bu da birinci postülaya göre imkansızdır…
özel görelilik bir ön kabuldür değerli arkadaşlar… einstein bunu yayımladığında yer yerinden oynamış… newtoncular tarafından neredeyse taşlanmıştır einstein… ama zaman içerisinde ortaya koyduğu teoriler denenmiş ve denenmeye de devam etmektedir…bu nedenle teori zaman içerisinde uygulanan deneylerle uyum göstermektedir…
tabi bu teorinin bazı sonuçları var… bir nesne ne kadar ışık hızına yaklaşırsa zaman ve uzay deforme olur… ışık hızına yaklaşan bir cisim giderek ağırlaşır, boyu kısalır veya zamanı yavaşlar…
sonuçları biraz açacak olursak;
-------------
üç boyut ve zamandan oluşan dört boyutta, hız mesafenin zamana bölümü değimlidir?
v=x/t
o halde hızı sabit tutmak ; belli bir limiti ( c) aştırmamak için ; mesafeyi kısaltmalı, ya da zamanı yavaşlatmak gerekmiyor mu?
bunu biraz düşünün :))
-------------
zamanın ağırlaşması 1971 de dünyanın çevresini iki kez dolanan bir uçak sayesinde denenmiştir efem. ikisi batı, ikisi doğuya olan uçağın 4 tarifesine, ayrı 4 atom saati konulmuş ve yerdekine göre saatlerin saliseler ölçeğinde de olsa geri kaldığını ispatlamıştır..
------------
kütle işine bakacak olursak;
ışık hızı duvarını aşmaya yaklaştıkça, kütle büyür… e=mc2 formülünde göreceğimiz gibi ışık hızında ilerleyen bir nesnenin kütlesi sonsuz olacaktır….
ee kütlesi olan bir şey ışık hızına ulaşamaz ki?
dolayısıyla hız artıkça kütle artacak ; kütle artınca da ivmelenme zorlaşacaktır
------------
tüm muhabbetin özü şudur ; madde ve enerji aynı şeydir…
devamını gör...
3.
1887 de 'eter‘ in varlığını kanıtlayamaya çalışan fizikçiler ,deneyde başarısız olmuş ve eterin olmadığını kanıtlamış oldu demiştik ilgili girdi #502757
bu deneyde ışığın hangi yönde gidiyor oluşu ya da dünyanın hareketi , hiçbir koşulda ışığın hareketini etkilemiyordu…
michelson-morley bir suser olsaydı ‘’ eteri aradık ama bulamadık’’ diye bir girdi yazsaydı …einstein kesinlikle bu girdiyi nayslardı…çünkü eistein’in 1905’te yazdığı makalesini destekleyeceği harika bir argüman vermiş oluyordu bu deney…
albert einstein , özel görelilik teorisinin esaslarını ilk defa 1905 yılında annalen der physik adlı dergide yayınladığı “zur elektrodynamik bewegter körper” (hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine) başlıklı makalesiyle açıklamıştır.
albert einstein in özel görelilik teorisi iki postüladan oluşur…
1- görelilik ilkesi : fizik yasaları bütün eylemsiz referans sistemleri için aynıdır…
2- gözlemcinin veya ışık kaynağının hızından bağımsız olma koşuluyla ; ışığın hızı bütün eylemsiz referans sistemlerindeki yayılma hızı sabittir. c
birinci postüla anlatmak istediği şey; mekanik, elektrik, termodinamik fark etmeksizin sabit hızla hareket eden bütün referans sistemlerinde aynıdır…
birinci postüla , ikinci postülayı meydana getiriyor…ışık hızı bütün eylemsiz referans sistemleri için aynı olmasaydı eylemsiz referans sistemleri için farklı hız ölçümleri bulacaktık… bu da birinci postülaya göre imkansızdır…
özel görelilik bir ön kabuldür değerli arkadaşlar… einstein bunu yayımladığında yer yerinden oynamış… newtoncular tarafından neredeyse taşlanmıştır einstein… ama zaman içerisinde ortaya koyduğu teoriler denenmiş ve denenmeye de devam etmektedir…bu nedenle teori zaman içerisinde uygulanan deneylerle uyum göstermektedir…
tabi bu teorinin bazı sonuçları var… bir nesne ne kadar ışık hızına yaklaşırsa zaman ve uzay deforme olur… ışık hızına yaklaşan bir cisim giderek ağırlaşır, boyu kısalır veya zamanı yavaşlar…
sonuçları biraz açacak olursak;
-------------
üç boyut ve zamandan oluşan dört boyutta, hız mesafenin zamana bölümü değimlidir?
v=x/t
o halde hızı sabit tutmak ; belli bir limiti ( c) aştırmamak için ; mesafeyi kısaltmalı, ya da zamanı yavaşlatmak gerekmiyor mu?
bunu biraz düşünün :))
-------------
zamannın ağırlaşması 1971 de dünyanın çevresini iki kez dolanan bir uçak sayesinde denenmiştir efem..ikisi batı, ikisi doğuya olan uçağın 4 tarifesine ,ayrı 4 atom saati konulmuş ve yerdekine göre saatlerin saliseler ölçeğinde de olsa geri kaldığını ispatlamıştır..
------------
kütle işine bakacak olursak;
ışık hızı duvarını aşmaya yaklaştıkça, kütle büyür… e=mc2 formülünde göreceğimiz gibi ışık hızında ilerleyen bir nesnenin kütlesi sonsuz olacaktır….
ee kütlesi olan bir şey ışık hızına ulaşamaz ki?
dolayısıyla hız artıkça kütle artacak ; kütle artınca da ivmelenme zorlaşacaktır
------------
tüm muhabbetin özü şudur ; madde ve enerji aynı şeydir…
bu deneyde ışığın hangi yönde gidiyor oluşu ya da dünyanın hareketi , hiçbir koşulda ışığın hareketini etkilemiyordu…
michelson-morley bir suser olsaydı ‘’ eteri aradık ama bulamadık’’ diye bir girdi yazsaydı …einstein kesinlikle bu girdiyi nayslardı…çünkü eistein’in 1905’te yazdığı makalesini destekleyeceği harika bir argüman vermiş oluyordu bu deney…
albert einstein , özel görelilik teorisinin esaslarını ilk defa 1905 yılında annalen der physik adlı dergide yayınladığı “zur elektrodynamik bewegter körper” (hareket eden cisimlerin elektrodinamiği üzerine) başlıklı makalesiyle açıklamıştır.
albert einstein in özel görelilik teorisi iki postüladan oluşur…
1- görelilik ilkesi : fizik yasaları bütün eylemsiz referans sistemleri için aynıdır…
2- gözlemcinin veya ışık kaynağının hızından bağımsız olma koşuluyla ; ışığın hızı bütün eylemsiz referans sistemlerindeki yayılma hızı sabittir. c
birinci postüla anlatmak istediği şey; mekanik, elektrik, termodinamik fark etmeksizin sabit hızla hareket eden bütün referans sistemlerinde aynıdır…
birinci postüla , ikinci postülayı meydana getiriyor…ışık hızı bütün eylemsiz referans sistemleri için aynı olmasaydı eylemsiz referans sistemleri için farklı hız ölçümleri bulacaktık… bu da birinci postülaya göre imkansızdır…
özel görelilik bir ön kabuldür değerli arkadaşlar… einstein bunu yayımladığında yer yerinden oynamış… newtoncular tarafından neredeyse taşlanmıştır einstein… ama zaman içerisinde ortaya koyduğu teoriler denenmiş ve denenmeye de devam etmektedir…bu nedenle teori zaman içerisinde uygulanan deneylerle uyum göstermektedir…
tabi bu teorinin bazı sonuçları var… bir nesne ne kadar ışık hızına yaklaşırsa zaman ve uzay deforme olur… ışık hızına yaklaşan bir cisim giderek ağırlaşır, boyu kısalır veya zamanı yavaşlar…
sonuçları biraz açacak olursak;
-------------
üç boyut ve zamandan oluşan dört boyutta, hız mesafenin zamana bölümü değimlidir?
v=x/t
o halde hızı sabit tutmak ; belli bir limiti ( c) aştırmamak için ; mesafeyi kısaltmalı, ya da zamanı yavaşlatmak gerekmiyor mu?
bunu biraz düşünün :))
-------------
zamannın ağırlaşması 1971 de dünyanın çevresini iki kez dolanan bir uçak sayesinde denenmiştir efem..ikisi batı, ikisi doğuya olan uçağın 4 tarifesine ,ayrı 4 atom saati konulmuş ve yerdekine göre saatlerin saliseler ölçeğinde de olsa geri kaldığını ispatlamıştır..
------------
kütle işine bakacak olursak;
ışık hızı duvarını aşmaya yaklaştıkça, kütle büyür… e=mc2 formülünde göreceğimiz gibi ışık hızında ilerleyen bir nesnenin kütlesi sonsuz olacaktır….
ee kütlesi olan bir şey ışık hızına ulaşamaz ki?
dolayısıyla hız artıkça kütle artacak ; kütle artınca da ivmelenme zorlaşacaktır
------------
tüm muhabbetin özü şudur ; madde ve enerji aynı şeydir…
devamını gör...
4.
mutlak uzunluk, mutlak zaman kavramlarının olmamasıdır.
devamını gör...
5.
fizik yasaları, tüm süredurum referans çerçevelerinde (yani ivmesiz referans çerçevelerinde) değişmezdir (yani aynıdır).
ışık kaynağının veya gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak vakumdaki ışığın hızı, tüm gözlemciler için aynıdır.
varsayımlarına dayanan/ albert einstein tarafından ortaya atılan teoridir.
uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklar.
ikizler paradoksu ile örnekleştirilebilecek bir teori olduğu düşünülebilir, ikizlerden biri uzayda genç kalırken, diğerinin dünyada daha çabuk yaşlanması zamanın göreceliliğini kanıtlar niteliktedir.
en önemli öngörüleri ise şöyledir;
nesneler hızlandıkça zaman nesne için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır.
nesneler hızlandıkça kütlelerinin bir kısmı kinetik enerjiye dönüşür, durağan kütleye sahip cisimler hiçbir zaman ışık hızına erişemeyeceklerdir.
cisimler hızlandıkça hareket doğrultusundaki boyları kısalmaya uğrayacaktır.
hiçbir cisim ışık hızından hızlı gidemez.
devamını gör...
6.
ışığın hızı sabitse ben nasıl ışık hızını aşabiliyorum diyerekten senin zamanın sana benim zamanım bana teorisinin adı. evrendi bir şeyin hızınin sabit olması gerekiyordu, sabitliği ışığa verdiler.
devamını gör...