palet

ressamların üzerine boya dizerek fırça ile karıştırdıkları tahta ya da porselen levha.

trabzon'da uzunsokak ile maraş caddesi arasında yer alan
kaliteli ürünleri olan, eşle dostla saatlerce oturulabilecek rahatlıkta olan
çok da şık olan pastane.

üzerine mal konulan taşıma aracı.

kare şeklindeki ahşaptan yapılan taşıma aparatı alt açıklıkları sayesinde üzerinde ki yüklü eşyalar portlif ile kolay şekilde taşınabilir.

özellikle dalış için kullanılan plastik kauçuk vs çeşitleri bulunan deniz, yüzme aleti.

tank tekeri.

tahta ya da plastikten üretilen, üzerine malzeme istiflemek ve veya onları taşımak için kullanılan bir tür altlık. taşımak için forklift ve transpalet kullanılır.

herkes bilir de kimse söz etmemiş bir ressamın olmazsa olmaz araç/gereçlerinden biri olduğundan.
üzerine boya sıkılan, boya karıştırmak için kullanılan ahşap ya da mermer ya da cam ya da seramik bazen metal ve son zamanlarda olduğu gibi plastikten mamul levha.

sözcük resim/sanat terminolojisindeki birçok sözcük gibi dilimize fransızcadan; palette sözcüğünden geçmiş. palette "yuvarlak küçük tahta" anlamında fransızcada.

baş parmağınızı içinden geçirerek el ayasına taşıttığınız yassı levhanın elde tutmayı kolaylaştırdığı ve böylece iyice kavrayabildiğiniz bir de deliği olur. kimisinin üzerinde boyaları sıkacağınız çukur yuvalar da açılmıştır. boya, paletin dışa yakın yerine sıcaktan soğuğa doğru dizilecek şekilde sıkılır, hazırlanacak renge göre de biraz ondan biraz bundan alıp paletin geri kalan kısmında fırçayla ya da spatülle* karıştırılır.


sabah sabah bir palete denk geldim. çok palet kullandım, çok çeşit gördüm de bu son gördüğüm çok çarpıcıydı. bu uzun girizgah da bu yüzden.

m.ö. 1390-1352 yıllarına tarihlenmiş fildişinden yapılmış bir palet bu. eski mısır'da bir ressama ait. masif bir fildişi parçanın üzerine oyulmuş altı tane oval yuva ve içlerinde hala duran mavi, yeşil, kahverengi, sarı, kırmızı ve siyah boyalar/pigmentler. paletin bir ucunda hiyerogliflerle firavun amenhotep ııı'ün (yaklaşık mö 1401-1353) adı yazılı. amenhotep ııı dönemi, eski mısır'ın sanata çok önem verilen en müreffeh dönemlerinden biriydi.

palet 1923'te lord carnarvon tarafından bulundu, daha sonra 1926'da metropolitan müze tarafından satın alındı.

metropolitan museum, british museum ve louvre koleksiyonlarında antik mısır'a ait başka paletler de var:

mısır, m.ö. (2030-1550) , ahşap palet ve üzerindeki pigment, metropolitan sanat müzesi

m.ö. 1427-1401 mısır, mavisi kakma yazıtlı şimşir palet, cleveland sanat müzesi


ne rönesans'ta ne de sonraki dönemlerde kullanılan paletlere benzemeyen bu ince uzun paletleri sanırım mısırlı ressamlar ön kollarının iç kısımlarına yerleştirerek kullanıyorlardı.

"palet, dış ambalajın en önemli parçası olup, paketlenmiş ürünlerin forklift ya da transpalet aracılığı ile kolaylıkla taşınabilmesi için ahşap, plastik, metal veya bunların bileşiminden hazırlanmış malzemelerdir.

genellikle ahşap malzemeden üretilen paletler, daha dayanıklı olması için nervürlü[1] özel çivilerle birleştirilir. dış ticaret ile artan palet dolaşımında, paletler zararlı böcek ve haşeratın bir diğer ülkeye ulaşıp o ülkenin bitki sağlığına zarar vermemesi için fumigasyon ya da ısıl işleme tabi tutularak zararlılardan temizlenmektedir. bu konu ile ilgili uluslararası katı kurallar getirilmiştir." -vikipedia-

dalgıçlar da kullanır tankçılar da ama en yerli yerinde kullanımı sanat ile ilgilidir bence.

en çok bob ross'un elinde güzel duran boya takımı.