#araştırma-inceleme
orijinal adı : after the prophet: the epic story of the shia-sunni split
yazar : lesley hazleton
yayım yılı : 2010
agnostik bir yazar olan lesley hezleton'un islam peygamberi hz. muhammed'in vefatından sonra islam coğrafyasında yaşanan ayrışmaları ve iktidar mücadelelerini, neden sonuç ilişkisi çerçevesinde degerlendirdiğı, bu siyasal ve tarihi çalışma, olabildiğince tarafsız ve objektif değerlendirmeleriyle dikkat çekiyor.
yazar : lesley hazleton
yayım yılı : 2010
agnostik bir yazar olan lesley hezleton'un islam peygamberi hz. muhammed'in vefatından sonra islam coğrafyasında yaşanan ayrışmaları ve iktidar mücadelelerini, neden sonuç ilişkisi çerçevesinde degerlendirdiğı, bu siyasal ve tarihi çalışma, olabildiğince tarafsız ve objektif değerlendirmeleriyle dikkat çekiyor.
2010 pen amerika ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "turab" tarafından 25.03.2022 18:29 tarihinde açılmıştır.
1.
ingiltere doğumlu, amerika'lı yazar lesley hazleton'ın kaleme aldığı çok güzel bir eserdir.
yazar, agnostik olduğunu dile getirmiştir. bu nedenle kaleme aldığı eser, objektif olma noktasında bağlayıcıdır. aklı başında her müslüman için; islam tarihini, müslüman olmayan bir entelektüelden dinlemek ilgi çekicidir.
kitap, roman tarzı yazılmıştır. yazar; okuyucuyu sıkmadan, mantıklı çıkarımlarla islam tarihinde vuku bulan olayları yorumlamıştır.
kitabın kaynakçası, şii ve sünni müslümanlar nezdinde ortak kabul görmüş, muhammed ibn cerir taberi'nin kaleme aldığı tarih-i taberi eseridir.
bana göre kitabın özgün olduğu en önemli nokta; kitapta adı geçen sahabelerin karakteristik özellikleri ile ilgili verdiği bilgilerdir. yani yazar hz. ali' yi anlatırken, hz. ali'nin karakteristik yapısını anlayabilir, bulunulan duruma göre herhangi bir olay karşısında takınacağı tavır hakkında, nasıl bir yaklaşım sergileyeceği konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. ya da hz. aişe'nin karakteristik yapısı ile ilgili, sosyolojik konumu ile ilgili müthiş çıkarımlar yaptığını gözlemleyebilirsiniz.
değindiğimiz nokta çok önemlidir. bazen tanıdığımız insanlar ile ilgili bir iddia söz konusu olunca; "falanca bunu yapar" veya "falanca bunu yapmaz" deriz. çünkü; tanıdğımız kişi ile ilgili bir duruşumuz söz konusudur. işte bu kitap, bu duruşu okuyucusuna öğretir.
unutmadan söyleyelim; kitap, ödüllü bir eserdir.
devamını gör...
2.
olabildiğince objektif yazılmış bir eser olduğunu düşünüyorum. hz. muhammed'in dünyayı terki diyar eylemesinden sonra yaşanan iktidar kavgasının, hırsın, yönetme iddiasının ve insanların içine düştüğü dünyevi sefaletin görülebilmesi açısından biçilmiş kaftan. aynı zamanda bu okumayı yaparken kendinizi nasıl tanımladığınızı ya da nerede durduğunuzu bir kenara bırakırsanız kitaptan daha fazla verim alabilmeniz olası. mevzuya din zaviyesinden değil de siyasi ve tarihi boyutta bakarsanız, bugün islam coğrafyasının yaşadığı pek çok sorunun kaynağını çıplak gözle görme imkanına kavuşursunuz. tabi bu kitabı okuduktan sonra dönemin tarihi ve siyasi olaylarına vakıf değilseniz, okuyacağınız pek çok şey sizi hayrete düşürecektir lakin bunlar da size başka alt okumalar yapma imkanı sunacaktır.
kitabı en iyi tanımlayacak şey bence ali şeriati'nin şu sözlerinde saklı; ''...evet, var, bunlardan daha büyük bir acı var; odasında duran kendini ateşlerde gören, dünyasının ve hayatının yandığını, evinin kül olduğunu seyreden bir insanın, bu acımasız ateşi bizzat kendisinin yaktığını hatırlaması çok daha büyük bir acıdır.''
kitap biraz da bu minvalde ilerliyor. elbette eleştireni, beğenmeyeni, sevmeyeni çıkacaktır. öğretilmişin ve her şeye kutsiyet atfetmenin oluşturacağı tepkiler doğaldır. ama esas olarak; ''emevi islamı'' dediğimiz kavramın nasıl doğduğunu ve islam inancının şirazesini kaydırıp bugünlere nasıl geldiğini gayet güzel anlatıyor. esasen sözlükte bu tarz konularda pek yazmıyorum zira keyif almıyorum. çünkü her şeyi farklı taraflara çekip saçma sapan tepkiler verebilecek, at gözlüklü bir kesim var. mahlasımdan mütevellit ön yargılarından arınamayan bir takım zevatı da buna eklemek lazım. * adam/kadın mahlasıma bakıyor ve o anda mavi ekran veriyor. sonrasında bu ne yazmış, ne çizmiş okumadan, üzerine düşünmeden kelam edebiliyor. başlığı, @Turab gibi değerli bir yazar arkadaşımız açmışken ben de bir kaç kelam edeyim dedim.
hülasa; tarihi ve siyasi inceleme anlamında güzel kitaptır.
kitabı en iyi tanımlayacak şey bence ali şeriati'nin şu sözlerinde saklı; ''...evet, var, bunlardan daha büyük bir acı var; odasında duran kendini ateşlerde gören, dünyasının ve hayatının yandığını, evinin kül olduğunu seyreden bir insanın, bu acımasız ateşi bizzat kendisinin yaktığını hatırlaması çok daha büyük bir acıdır.''
kitap biraz da bu minvalde ilerliyor. elbette eleştireni, beğenmeyeni, sevmeyeni çıkacaktır. öğretilmişin ve her şeye kutsiyet atfetmenin oluşturacağı tepkiler doğaldır. ama esas olarak; ''emevi islamı'' dediğimiz kavramın nasıl doğduğunu ve islam inancının şirazesini kaydırıp bugünlere nasıl geldiğini gayet güzel anlatıyor. esasen sözlükte bu tarz konularda pek yazmıyorum zira keyif almıyorum. çünkü her şeyi farklı taraflara çekip saçma sapan tepkiler verebilecek, at gözlüklü bir kesim var. mahlasımdan mütevellit ön yargılarından arınamayan bir takım zevatı da buna eklemek lazım. * adam/kadın mahlasıma bakıyor ve o anda mavi ekran veriyor. sonrasında bu ne yazmış, ne çizmiş okumadan, üzerine düşünmeden kelam edebiliyor. başlığı, @Turab gibi değerli bir yazar arkadaşımız açmışken ben de bir kaç kelam edeyim dedim.
hülasa; tarihi ve siyasi inceleme anlamında güzel kitaptır.
devamını gör...