platonik sevmek

insanın sevgisine karşılık bulamadan sevmesidir.

aşkın en güzel halidir. ikili ilişki olunca o kişiden nefret edebiliyorsun ama platonik aşk öyle mi?

içinde ulaşılmazlığın verdiği bir güzellik barındırır. bir şekilde bu aşkı karşılıklı bir ilişkiye dökebilenler vardır fakat bunların sonu genellikle hüsran olur. insan bu ya bir hedefe ulaşınca hep yeni arayışlara girer,elde ettiği ile yetinmeyi bilmez. bir ihtimal daha var, o da duygular platonikken hayranlık uyandıran özelliklerin aslında öyle olmadığının farkedilmesiyle duyguların soğuması, aşkın sönmesi durumudur.

benim için normalleşmiş bir durum. platoniklikten ilerisi karanlık bende.

sevdiğin kişi ile iletişimin de yoksa beyninde tasarladığın haliyle uyumak, uyanmak

enayiliktir. ilk kural kendine saygı.

karşı tarafın umurundaysan ne ala, yoksa kendi kendine olmaz o iş

sevme hissinin kisiye verdigi o tadin en yogun sekilde alindigi sevme bicimidir. zordur lakin cikar yoktur, kavusma imkani da olmaya bilir lakin hayali bile mutlu etmektedir. cok ozeldir bir kere, hissedilen o sevgi de, kavusmaya umulan kisi de...

mal mal hareketler.

kendini oyalama ve kandırma hareketidir.

uzak durulası aşk türü. boşverin bunu. size ters bişey diyince üzülüyorsunuz. bir şey diyemiyorsunuz küser gider diye.
(bkz: seviyorsan git konuş bence)

belli bir yaşa ve olgunluğa erişince yapmadığınız eylem. çünkü artık sizi sevmeyeni sevmek istemiyorsunuz, değerinizin farkındasınız ve platonikliğin zaman kaybı olduğunun bilincindesiniz.

(bkz: cemal süreya)
bu durum en iyi böyle ifade edilebilirdi sanırım başka türlü olmuyor çünkü uzaktan öylece seviyorsunuz nereye bakarsa orada olmaya çalışıyorsunuz ama çoğu zaman nafiledir. bu durumun acı tarafları da vardır öyle ki insanın canını fena halde acıtır.

kimseye hiçbir faydası olmayan şey. yüzleşin hoşlandığınız, sevdiğiniz kişiyle. yüzleşmek, hiçbir şey kaybettirmeyeceği gibi, mutluluğu getirebilir ya da kaybedilecek zamanın önüne geçer; mutlaka bi şey kazandırır yani.

bazı duyguları yazmakla yaşamak aynı şey değil benim için.

şimdi yaşla yaşantıyla aklalı da değil platonik sevmek.zaten sevmek iradesel bi durum da değil.
bence sevmenin en güzel hali.hayalin hakikatle dövülmediği bi dünya platonik sevmek.açılıp sevdiğin kişiyle sevgili olduğunda fark ediyosunuz zaten gerçeği.

çok şükür platonik aşlar var da şairler yazarlar edebiyatını yapıyor bizde istifade ediyoruz.
aşkta kavuşmamak makbul.

ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
olmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç

hikayesine kısaca değineyim bu şarkının,
eserin güfte şairi sıtkı angınbaş'dır.
sıtkı bey kendisinden musiki eğitimi alan öğrencilerinden birinin mektubuyla bir aşktan haberdar olur.
öğrencisi kendisine o mektupta kalbini açmaktadır. sıtkı bey de bunun üzerine öğrencisine yanıt niteliğinde çok ince bir cevap verir.
işte o cevap yukarıda okumuş olduğunuz güftedir...
bu olaydan yıllar yıllar sonra melahat pars hanım da işte bu cevap niteliğindeki güfteyi besteler...
söylentiler her ne kadar o öğrencinin melahat hanım'ın kendisi olduğu yönünde olsa da aslında bunun bir gerçekliği yoktur.
o kız büyük ihtimalle melahat hanımın sınıf arkadaşlarından biridir.
ve melahat hanım da yıllar sonra arkadaşının hocasına olan aşkını bir besteye dönüştürür... ne güzel değil mi?

kalpte kapanmayan bir yara.

devlet adlı eserinde platon, olamayacak kadar ideal bir devleti tarif etmektedir. devlet sadece ve sadece vatandaşlarının çıkarları için var olmalıdır. hatta o kadar ileriye gider ki, devleti yönetenlerin filozof olması gerektiğini bile söyler. kelimenin kökeni buradan gelir. uzaktan sevmek falan demek değildir. hiçbir şekilde karşılık beklenmeyen aşk. demektir.

bir karşılık beklemeden sevmek benim için. onu duymak, onunla bir şeyler yapmak öyle güzeldi ki. serbestçe konuşurdum onunla boş işler peşinde koşardık. ama bilmezdi ben ona aşığım. ne bir gün dışa vurdum ne de sınırımı aştım. sadece sevdim onu. olduğu kişiyi öylesine sevdim. bir gün anlar da bana kapılarını kapatır korkusuyla yaşadım. sonra yavaşça kabullendim. ne ben ona açılacak kadar cesurum ne de o benim sevgimi karşılayabilecek kadar sever beni. 2 yıl boyunca platonik sevdiğim çocuğu 2 yıldan uzun bir süredir unutamıyorum. kalbimi ben kırdım. kendi kendime kaybettim. aferin bana. kocaman kırık kalpli bir aferin hem de

yaşadık karşim onun da en kralını yaşadık...