poyraz karayel

oğuz atay temalı, selim ışıkvari bir başrole sahip olan, tekrar tekrar izlenilesi dizi.

diziye de adını veren poyraz; edebiyatla ilgilenen, gitar çalabilen, şanssız ve delirmemek için her şeyle dalga geçerek hayata tutunan romantik birisi. son bölüme kadar da başı beladan kurtulmuyor.

sadece başrole yüklenilmemiş ve tüm oyuncular hikayenin içinde aktif olarak rol alıyor. oldukça güzel diyaloglara sahip olan bu canım diziyi izlemeden önce tehlikeli oyunlar (kitap) ve tutunamayanlar (kitap)'ı da okumanızı tavsiye ederim.

oguz atay ile ilker kaleli kolajı bir polisiye dizidir.türk dizi tarihinde çekilmiş en orijinal dizilerden biridir. finali ise apayrı bir marjinallik taşır. mutsuz mutlu bir son... çünkü "poyraz " karakteri için asıl mutluluk ayşegül degil, kendi iç dünyasında ki albayı ile felsefe yapmasiydi.finalde gökten 3 elma düşmesi diziye ihanet olurdu.

ilk sezonu başarılıydı. başarılı olduğunu düşündüren çok şey sayılabilir ama aşk dizisinde başrollerin kimyası en önemlisi. sen bu kimyayı ne zaman fark ettim derseniz dizi yayındayken çok belliydi zaten ama geçenlerde ilker kaleli sıla ile kameralara poz verince resmen burçin terzioğluna * ihanet ettiğini düşündüğümde anladım. ben onlardan daha fazla önemsemişim sanırım ama şu da bir gerçek ki böyle kitap seven akıllı eğitimli esprili güzel sanat zevki olan ve babası mafya olduğu halde sırtını ona yaslamak yerine kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadına aşık olmamak elde değil.

2015-2017 yılları arasında kanal d'de yayımlanmış, yönetmenliğini ilk 60 bölüm çağrı vila lostuvalı sonraki bölümler
osman taşcı'nın senaristliğini ethem özışık' in üstlendiği 3 sezon 82 bölüm sürmüş aşk, polisiye, dram, komedi türünde bir dizi.

başrollerinde lker kaleli, burçin terzioğlu ve musa uzunlar yer alıyor.

dizinin konusu ve örgüsü poyraz karayel (ilker kaleli) üstünde dönmektedir. onun meslek hayatı, eski eşi, çocuğu, iş arkadaşları, aşkları, ihanetleri, sırtından vurulmaları üzerine oluşturulmuştur dizi.

adeta bir 'içerde musun?' vakası yaşanmıştır. polislikten çeşitli iftiralarla görevinden atılan poyraz karayel mafyanın içine sızmaya çalışmış ve bu maceraları konu almıştır.

diziye sürekli yeni karakterler girer ve heyecan hep korunmaya çalışır. bir aşk fırtınası barındıran dizi poyraz la ayşegül'ün (burçin terzioğlu) dillere destan aşkıyla daha çok dikkat çekmiştir. devamında zaten bu aşkta bitmiştir magazinel olaylar işte.

efendim ben tabi bu diziyi de tam manasıyla izlemedim. benim dizi izleme anlayışım misafirliğe gittiğim evlerde denk geldiğim bölümler ve fragmanlar üzerine kurulmuştur. bu diziyi sevme durumum youtube de sürekli ilker kaleli'nin yani poyraz kareyel'in 'kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde' sözlerini yaşayarak ifade ettiği yani 'unutamadım' parçasını söylediği videoyu izlemekle sınırlı sayılabilir. bunun dışında en fazla 3 bölüm o da baştan sona izlenmemiş durumdadır.

belki bir gün izlerim deyip izleyecek olanlara iyi seyirler diliyorum.

ülkede televizyon adına son yıllarda başımıza gelen en iyi şey çünkü dönüp baktığımızda ya sadece mafya ya asker ya da kim kimin hangi akrabasına atlamış kargaşası bunlar da bunu görüp yap bize ordan bi karışık dermişçesine bu diziyi yapmışlar temelini aşktan alan bu eser sonradan mafyaya olan sadakat ve her mafya kötü olmak zorunda değil biraz iyiliğe de yönelebilirsiniz mesajı içeriyor ben beğenmiştim ama bitmesi gereken yerde bitti uzasaydı bugün bu tanımı giremezdim belki de.

şansın sırtını döndüğü bir adamı anlatan dizi. poyraz'ın hayatı oğuz atay'ın tehlikeli oyunlar kitabını andırıyo. ayrıca,kitap ve şiir okumayı sevenler için bağımlılık yaratacak bi dizi. kesinlikle tavsiyemdir.

başrollerinde ilker kaleli, burçin terzioğlu ve musa uzunlar olan yerli dizidir.polislikten iftirayla daha doğrusu komployla atılmış poyraz karakterinin mafyanın içine sızıp orayı çökertme konusıyla başlayan proje daha sonra karmaşık haller alıyor ve sürükleyip gidiyor. twiter hayatına ilk başladığım zaman meraklanıp izlemeye başladım ve genel anlamda beğendim. ilk 35 veya 45 bölümünün gayet sürükleyici ve mükemmel olduğu fikrindeyim. dizide oğuz atay temasının olması 1 hafta içinde oğuz atay tehlikeli oyunlar kitabını bitirmemde büyük etken oldu. oğuz atay kendisi olsa bu kadar kaliteli reklamını yapamazdı. şimdi izleseniz belki daha basit bir dizi imajı verebilir ama o dönem için gayet de başarılı diyebilirim. depresyon belirtileri gösterdiğim dönemde gece diziyi izliyip gündüz tehlikeli oyunlar kitabını okuyordum. kafayı sıyırmaktan iyi yırtmışım. ancak son sezonun artık iyice bayan senaryosu ve oyunculuğu diziden git gide uzaklaştırdı. ilk 2 sezonun tadını vermedi. öyle genel anşamda dizi izlemem aslında ama bu diziyi beğendiğimi söyleyebilirim.musa uzunlar etkisini de eklemek gerek tabi.

edebiyat aşığı ethem özışık'ın edebiyat ruhunu başrolüne yansıtarak yazdığı sahnelerde inceden inceden hayatın işleyişini anlatan eseri. gerek oğuz atay alıntıları olsun gerek senaristin yazıları olsun içimize işleyen bir eser. bize gerçekleri yansıtan bu eserde hak verdiğim bir alıntıyı paylaşacak olursam poyrazımızın ayşegülünün repliğini seçerim.

ikinci sezonun sezon finali bölümü olan 62. bölümü 3 saat 10 dakika 5 saniye süren dizi. sündürüldükçe sündürülmüş olup ilk iki sezonun göz kırpmadan izlenen bölümlerine olan saygımı da yitirmiştir. aslında bu sezon da bitince buraya gelip baya övecektim ha. neyse...

2010'lu yılların ortasında yayınlanmaya başlamış, hemen herkesin bağıra bağıra konuştuğu, birbirine atar gider yaptığı, duygulandıkları zamanda set ekibinin tedarik ettiği mandalları burunlarına takarak konuşmaya devam ettiği, gereksiz dizlerden bir tanesi.
bu diziyi benim için ilginç yapan şey adı. senarist bir gün ucuzluk marketi olan bım'e gidiyor ve tezgahta poyraz marka terlikleri görüyor. tam yanında da bım'e özgü, metil alkolden mamul karayel adlı kolonyalar var. bir şimşek çakıyor beyninde. hah diyor buldum ve "poyraz karayel" diyor. oyuncuların burunlarına mandal takmasının nedeni aşırı metile maruz kalmamaları için.

tekrar başlayacağım. ama yalnız izlenmiyor işte. biraz daha zaman geçsin madem bir yancı bulur izlerim.
ahh ah o güzel seven güzel bakışlı sevdalılar hatrına dönüyor şu dünya. yoksa mafya zımpırtıları çekilmiyor yeto.

ya bu poyraz'ı önce öldürüp sonra rating uğruna diriltmediler mi? hadi diyelim o dönemde farklı bir şeyler sunan bir projeydi. poyraz' ın rocker 'lığı , duman'dan coverlar , ayşegül'ün dik durma mücadelesi , bol rakılı sahneler, oğuz atay izleri tamamdı oluyordu derken tek tek karakterleri gömdüler sonra da dirilttiler bu mu kült dizi oldu şimdi?

çok iyi başlamış, zamanında bitirilemeyince hikayesi senarist ekibin başına bela olmuş , ağır dram yükleyelim derken becerisizlikle 3.sınıf brezilya dizisine evrilmiş yapımdır.

yeni başladığım dizidir. yemek yaparken vs fonda çok dikkatli izlemezsem de bir şey kaçırmayacağım şeyler açarım genelde. türk dizileri de bunun için çekilmiş gibiler. onlar 10 dk slow müzik eşliğinde yürürken ben de soğanı kavurabiliyorum. fazla mafyatik bir dizi izlenimi bıraktı şimdilik ama bakalım neden bu kadar sevildiğini anlayabilecek miyim.

çok az izlediğim, çocukluk arkadaşım olan ilker'in başrolünde oynadığı dizi olup ancak pek rolünün hakkını veremediği gerçekten çok daha fazla çalışmasını göstermiş olan dizidir. kolundan kanlar akan kıza bakarken sanki uzaylı görmüş gibi bakmakta olduğunu görünce gülmedim de değildir.

ancak film versiyonunda herhalde bir oyuncuya yapılmış en büyük ayıp yapılmıştır yahu filmin adı poyraz karayel ama adamın kendisi yok yahu resmen yok şaka gibi... normalde musa uzunlar erkan can gibi oyuncuların yanından geçemez ilker tamam da abicim bu filmin adı adamın rolünü oynadığı karakterin adında ne kadar kötü oyuncu olursa olsun bu tabii ki doğal karşılanır ve gene dediğim gibi bir oyuncuya yapılmış en büyük terbiyesizliklerdendir. düşünsenize behzat ç'nin filmine gidiyorsunuz ama behzat yani erdal beşikçioğlu yok bu da onun gibi bir şey.. ya da spider man izlemeye gidiyorsunuz ama spidey yok falan.. (sony'nin hiç popüler olmayan spider man düşmanları üzerine yaptığı spider manin olmadığı evrenli filmler zaten şaka gibi) hadi aynı evrende geçen film olsun ama filmin adı farklı olsun(bahri olabilirdi mesela musa uzunlar'ın dizdeki adı olarak) zaten filmin adı öyle olmasaydı bu kadar tepki görmezdi de. gerçi onun başrol oynadığı kurtlar vadisi gladio filmi bile polat alemdarla ekibi yok diye biraz eleştirilmişti iyi film bile olsa.

komiser bir babanın (poyraz), oğlu sinan ile yaşarken, sinan'ın dedesi tarafından velayeti poyraz'dan almak için rüşvet tezgahı kurularak poyraz'ı önce meslekten atıp sinan'ı ayırması ile ve ikilinin imdadına tesadüf eseri ayşegül'ün yetişmesi ile başlayan hikaye, sonrasında büyük bir aşk hikayesine ve mafya ağına dönüşür.
ilker kaleli ve burçin terzioğlu'nun başrollerini paylaştığı 2015-2017 arası yayınlanan dizi. komedi, aşk, mafyatik ilişkiler,aile ve daha bir sürü hikayenin iç içe geçtiği güzel bi dizi-idi.