#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda gregory hoblit'in yer aldığı 1996 yapımlı gerilim/suç filmidir. konu; aaron adli bir gencin etrafında dönmektedir. kilisede çalışan aaron, baş rahibi öldürmekle suçlanır ve olaylar gelişir.
yönetmen:gregory hoblit
oyuncular: edward norton
richard gere
laura linney
frances mcdormand
john mahoney
alfre woodard
maura tierney
oyuncular: edward norton
richard gere
laura linney
frances mcdormand
john mahoney
alfre woodard
maura tierney
altın küre sinema dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü
1997 · edward norton
los angeles film eleştirmenleri birliği en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü
1996 · edward norton
boston film eleştirmenleri birliği en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllü
1996 · edward norton
1997 · edward norton
los angeles film eleştirmenleri birliği en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü
1996 · edward norton
boston film eleştirmenleri birliği en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllü
1996 · edward norton
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 03.01.2021 16:29 tarihinde açılmıştır.
1.
başrollerini richard gere ve edward norton’un oynadığı türkçeye ilk korku diye çevrilen film. filminin açılışında çok güzel bir cümle yansır ekrana; "eğer adalet istiyorsan kerhaneye, s.k.lmek istiyorsan adliyeye git."
devamını gör...
2.
zannımca edward reisin patlama filmi olmuştur. şayet oyunculuğu muhteşem denebilecek seviyede bir film fakat sonu tahmin edilemez değil. yine de oyunculuğu ile o yaşında baya iyi iş çıkarmıştır. ilk izlediğimde baya beğenmiştim filmi, fakat ikinci izleyişimde senaryoda ki eksikler gözüme çok çarptı o yüzden detaylı bir inceleme yapmayı hak ettigini düşünmüyorum yine de 10/6.7 veriyorum.
devamını gör...
3.
tanım:çok popüler olmayan muhteşem film(bkz: underrated)
edward norton ve richard gere başrollerinde oynamıştır.
hayatımda spolier yemediğim şeyler listesinde fight club ile yerini almıştır.dipnot:ikisi de edward norton filmidir. (ilginç bir olay)
oyunculuklar muhteşem böylece edward norton pre fight club halini görüyoruz. aaron stampler zaten tam onun canlandırabileceği bir karakter çünkü fark ettiyseniz adam çoğunlukla masum görünen psikopat rollerinde oynuyor. ilk rolüymüş arkadaş, şu rolü 30 yıllık oyuncu bile canlandırmakta zorlanır.(oscar verin bu adama)
richard gere'nin ise sürekli kendisinin kazanacağına inanan avukat rolü çok güzeldi.
filmdeki karakterlerin motivasyonları çok iyi ama son sahnede tüm motivasyonlar değişerek plot twist'in hakkını veriyor.
arabanın hareket ettiğinde çalan şarkı ise buradan
son sahnede nasıl avukatımızın darmadağın olduğunu ve her şeyin bir oyunun parçası olduğunu görüyoruz. aaron aslında ona da bir ders vermek istemişti ve bunu başardı.iyi bir avukat bir davayı kazanırsa ama oradaki kişi suçluysa davayı gerçekten kazanmış sayılır mı? bu çok iyi bir önermedir.
en yakın arkadaşınızla izlerken çok keyif alacağınız bir filmdir.
edward norton ve richard gere başrollerinde oynamıştır.
hayatımda spolier yemediğim şeyler listesinde fight club ile yerini almıştır.dipnot:ikisi de edward norton filmidir. (ilginç bir olay)
oyunculuklar muhteşem böylece edward norton pre fight club halini görüyoruz. aaron stampler zaten tam onun canlandırabileceği bir karakter çünkü fark ettiyseniz adam çoğunlukla masum görünen psikopat rollerinde oynuyor. ilk rolüymüş arkadaş, şu rolü 30 yıllık oyuncu bile canlandırmakta zorlanır.(oscar verin bu adama)
richard gere'nin ise sürekli kendisinin kazanacağına inanan avukat rolü çok güzeldi.
filmdeki karakterlerin motivasyonları çok iyi ama son sahnede tüm motivasyonlar değişerek plot twist'in hakkını veriyor.
arabanın hareket ettiğinde çalan şarkı ise buradan
son sahnede nasıl avukatımızın darmadağın olduğunu ve her şeyin bir oyunun parçası olduğunu görüyoruz. aaron aslında ona da bir ders vermek istemişti ve bunu başardı.iyi bir avukat bir davayı kazanırsa ama oradaki kişi suçluysa davayı gerçekten kazanmış sayılır mı? bu çok iyi bir önermedir.
en yakın arkadaşınızla izlerken çok keyif alacağınız bir filmdir.
devamını gör...
4.
primal fear: bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak birinci sınıfta anayasa hocamın tavsiyesiyle izlediğim muhteşem film.
edward norton'ın pısırık, zavallı, ezik, acılı, masum aaron rolünün hakkından geldiğini söylemek zorundayım.
richard gere'i hachiko:bir köpeğin hikayesi'ndeki naif ve sevecen profesör olarak tanıyan biri olarak bu filmde ters köşe yaparak kaybetmekten hoşlanmayan, hırslı, mükemmelliyetçi bir avukat olarak görmek ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtladı doğrusu.
spoiler vermekten ve yemekten hoşlanmayan biri olarak size filmle ilgili sadece hislerimi söylemek istiyorum: bu film bana gerçeğin göründüğü gibi olmadığını, işimize gelen ve bizim inanmamayı seçtiğimiz gerçeklerin hayatımızı şekillendirdiğini, her ihtimale eşit uzaklıkta bulunmamız gerektiğini gösterdi.
adaletin sadece saray adı olduğu bir ülkede hukuk okuyan biri olarak filmin sonunda richard gere'in yaşadıklarını meslek hayatım boyunca çok kez yaşayacağımı biliyorum ve hukuk okuyan/okumuş tüm meslektaşlarıma tavsiye ediyorum. iyi seyirler :)
edward norton'ın pısırık, zavallı, ezik, acılı, masum aaron rolünün hakkından geldiğini söylemek zorundayım.
richard gere'i hachiko:bir köpeğin hikayesi'ndeki naif ve sevecen profesör olarak tanıyan biri olarak bu filmde ters köşe yaparak kaybetmekten hoşlanmayan, hırslı, mükemmelliyetçi bir avukat olarak görmek ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtladı doğrusu.
spoiler vermekten ve yemekten hoşlanmayan biri olarak size filmle ilgili sadece hislerimi söylemek istiyorum: bu film bana gerçeğin göründüğü gibi olmadığını, işimize gelen ve bizim inanmamayı seçtiğimiz gerçeklerin hayatımızı şekillendirdiğini, her ihtimale eşit uzaklıkta bulunmamız gerektiğini gösterdi.
adaletin sadece saray adı olduğu bir ülkede hukuk okuyan biri olarak filmin sonunda richard gere'in yaşadıklarını meslek hayatım boyunca çok kez yaşayacağımı biliyorum ve hukuk okuyan/okumuş tüm meslektaşlarıma tavsiye ediyorum. iyi seyirler :)
devamını gör...
5.
inanılmaz kurgusu, seyirciyi koltuğa yapıştıran sonu, ve harika senaryosu ile izleyiciye sinema zevkini sonuna kadar yaşatan 1996 yapımı süper film.
çok farklı değerleri olan, hırslı, ama insanların özlerinde iyi olduğuna inanan, medya dostu meşhur avukat martin vail rolünde richard gere,
başarıya aç, zaafları olan savcı janet venable rolünde laura linney,
ve burada kişiliğini anlatmaya çalışırsam, kesinlikle spoiler gerekçesi ile entrymin silinmesine neden olacak kadar mükemmel bir performans gösteren, aaron stampler rolünde devleşen edward norton.
toparlamak gerekirse;
richard gere'in (ki kendisini normalde pek sevmem) ve özellikle edward norton'ın (ki bu kendisinin kamera karşısındaki ilk deneyimidir, yetenek.) oyunculukları ile zirvedeki yerini almış, akıllıca bağlantıları ile klasik filmler kategorisine girmiştir..
kesinlikle kaçırılmaması, arşivlenesi bir iş çıkmış, beğenmeyen olursa dvd'nin faturasını bana gönderin, bu kadar da iddialıyım.*
www.imdb.com/title/tt0117381/
çok farklı değerleri olan, hırslı, ama insanların özlerinde iyi olduğuna inanan, medya dostu meşhur avukat martin vail rolünde richard gere,
başarıya aç, zaafları olan savcı janet venable rolünde laura linney,
ve burada kişiliğini anlatmaya çalışırsam, kesinlikle spoiler gerekçesi ile entrymin silinmesine neden olacak kadar mükemmel bir performans gösteren, aaron stampler rolünde devleşen edward norton.
toparlamak gerekirse;
richard gere'in (ki kendisini normalde pek sevmem) ve özellikle edward norton'ın (ki bu kendisinin kamera karşısındaki ilk deneyimidir, yetenek.) oyunculukları ile zirvedeki yerini almış, akıllıca bağlantıları ile klasik filmler kategorisine girmiştir..
kesinlikle kaçırılmaması, arşivlenesi bir iş çıkmış, beğenmeyen olursa dvd'nin faturasını bana gönderin, bu kadar da iddialıyım.*
www.imdb.com/title/tt0117381/
devamını gör...
6.
adalet sistemini ve kilisenin gücünü arkasına alan kodamanların kirli ilişkileri, bir papazın öldürülmesi ile ortaya çıkar.
filmin sonunda hafiften bir şaşkınlıkta yaşayacaksınız.
gerçekten süper film.
şiddetle tavsiye ederim.
filmin sonunda hafiften bir şaşkınlıkta yaşayacaksınız.
gerçekten süper film.
şiddetle tavsiye ederim.
devamını gör...
7.
bu film hakkında uzun bir yazı yazmıştım. biraz özetleyerek burada da yazacağım.
öncelikle avukatım ben de. hukuk temalı dizi ve filmleri pek sevmem. tek istisnası bu, o da favori filmim olmasından kaynaklı. çok iyi olduğu için değil ana karakter martin ile tamamen empati kurabildiğim için seviyorum bu filmi.
film 90'lar sonu chicago'sunda geçiyor. bilen bilir shameless dizisi de aynı şehirde geçiyor ağırlıkta. yani dizideki ve filmdeki pek çok mekan aslında ortak, adalet sarayı iki yapımda da aynı mesela. 20 yıla yakın zamanda aynı kalabilmesi bir adliyenin binasının burada büyük başarı.
sosyal sorunlar - kilise - sermaye ilişkisine biraz değinmiş film. bence eksi yönü film sonunda buraları yeterince deşememesi oldu.
martin'in neden pes etmeden ısrarla savunduğunu anlayabiliyorum. kendini bile kandırıyor kazanmak için. ben de bunu hissediyorum zaman zaman. yazdığım şeye inanmıyorsam kazanamıyorum genelde. inanç güçlü bir duyguymuş dedim.
gazeteci ile başbaşa olan konuşmalarda şaka yaptığını söylese de söylediği her şeyde samimi. evet tam olarak birinin hayatını kurtarmak gibi hissettiriyor. tüm aile senin ağzından çıkacak iki lafa bakıyor. büyük cerrahlar neden kibirli anlıyorsun yeterince ceza dosyası ile uğraşınca.
savcı bahsinde gelecek olursak filmdeki savcı tam tekmil kamu avukatı gibi. bizde de böyle olması lazımdı. martinin asistanı delil toplayabiliyor. türkiyede avukatı kendisi delil bile toplayamıyor. yeni yeni biraz düzelse de 2010lara kadar anadoluda savcı yargılananın merkeziydi. bir zamanlar anadoluda filmi bunu incelemek için çok idealdir .
sonuç olarak izlemeye değer film. edward norton döktürmüş.
ek olarak filmin renk paleti çok güzel bence.
ayrıca yazayım yazı çok uzun olduğu için buraya atmadım. merak edip okumak isteyen olursa özelden atarım.
öncelikle avukatım ben de. hukuk temalı dizi ve filmleri pek sevmem. tek istisnası bu, o da favori filmim olmasından kaynaklı. çok iyi olduğu için değil ana karakter martin ile tamamen empati kurabildiğim için seviyorum bu filmi.
film 90'lar sonu chicago'sunda geçiyor. bilen bilir shameless dizisi de aynı şehirde geçiyor ağırlıkta. yani dizideki ve filmdeki pek çok mekan aslında ortak, adalet sarayı iki yapımda da aynı mesela. 20 yıla yakın zamanda aynı kalabilmesi bir adliyenin binasının burada büyük başarı.
sosyal sorunlar - kilise - sermaye ilişkisine biraz değinmiş film. bence eksi yönü film sonunda buraları yeterince deşememesi oldu.
martin'in neden pes etmeden ısrarla savunduğunu anlayabiliyorum. kendini bile kandırıyor kazanmak için. ben de bunu hissediyorum zaman zaman. yazdığım şeye inanmıyorsam kazanamıyorum genelde. inanç güçlü bir duyguymuş dedim.
gazeteci ile başbaşa olan konuşmalarda şaka yaptığını söylese de söylediği her şeyde samimi. evet tam olarak birinin hayatını kurtarmak gibi hissettiriyor. tüm aile senin ağzından çıkacak iki lafa bakıyor. büyük cerrahlar neden kibirli anlıyorsun yeterince ceza dosyası ile uğraşınca.
savcı bahsinde gelecek olursak filmdeki savcı tam tekmil kamu avukatı gibi. bizde de böyle olması lazımdı. martinin asistanı delil toplayabiliyor. türkiyede avukatı kendisi delil bile toplayamıyor. yeni yeni biraz düzelse de 2010lara kadar anadoluda savcı yargılananın merkeziydi. bir zamanlar anadoluda filmi bunu incelemek için çok idealdir .
sonuç olarak izlemeye değer film. edward norton döktürmüş.
ek olarak filmin renk paleti çok güzel bence.
ayrıca yazayım yazı çok uzun olduğu için buraya atmadım. merak edip okumak isteyen olursa özelden atarım.
devamını gör...