psikolojinin bozulduğunu ilk fark ettiğin an
başlık "zamansız kelebek" tarafından 25.08.2022 15:55 tarihinde açılmıştır.
1.
küp şekerin 46 lira olduğunu gördüğüm andır.
psikolojim bozulmuştu.*
bana_göre ukdesi.
yazarların psikolojilerinin bozulduğunu ne zaman anladıklarını belirttiği başlık.
psikolojim bozulmuştu.*
bana_göre ukdesi.
yazarların psikolojilerinin bozulduğunu ne zaman anladıklarını belirttiği başlık.
devamını gör...
2.
çok ufak şeylere patladığım zamanlarda. mutlu değilim bu durumdan. ama elimde değil.
devamını gör...
3.
kelimenin pisikoloji ya da pisikoloci olarak yazildigi an.
devamını gör...
4.
her şeye aşırı kahkahalarla gülmek
devamını gör...
5.
uyumadan önce mevzular açık mikrofon izlediğim için rüyamda chp milletvekiliydim ve hüda-par'lıların canına okuyordum.
uyandığım zaman dedim; harbiden benim psikolojim bozulmuş.
uyandığım zaman dedim; harbiden benim psikolojim bozulmuş.
devamını gör...
6.
bir baktım bir delikten dışarı çıkıyorum. aman tanrım o da ne. her yer ışık. başımda doktorlar. ulan siz kime sordunuz da beni anamın karnından çıkardınız. işte o gün bugündür iyi değilim.
devamını gör...
7.
ağlamak yerine gülmeye basladığımda.
devamını gör...
8.
berbat geçen bir günden sonra içinde oluşan kahkaha tufanı.biraz daha iyi rol yaparsam kendimi bile kandırcam artık.
devamını gör...
9.
çok çok basit bi konuyu bile zihimde 100 defa düşünüp kurmak için sabahlara kadar uykusuz kaldığımda fark etmiştim aslında. mesela birine nasılsın mesajı atacaksam bile o mesajı atmayi attıktan sonra da acaba yanlış mı yazdım ya da yanlış kişiye mi gönderdim vs gibi şeyleri defalarca kontrol etmeye başlamıştım.
devamını gör...
10.
uyurken "keşke hiç büyümeseydim" ve "ben bu dünyaya uyanmak istemiyorum"diye konuştuğumu,eşimin bana söylediği an.
cümleye bak"bu dünyaya uyanmak istemiyorum"
sonrası malum.
cümleye bak"bu dünyaya uyanmak istemiyorum"
sonrası malum.
devamını gör...
11.
iktidar eliyle manipülasyona uğradığınızı fark ettiğiniz andır.
deprem gibi bir mahvoluşun bataklığının içinde, ekonomik çöküşün ortasında 'her şeyimiz var çok şükür' 'erdoğan babamız' 'reis sevdamız' falan diyorsanız manipüle edilmişsiniz.
küresel savaş sanayisinin devlet eliyle reklamının yapılmasından gurur duyuyorsanız manipüle edilmişsiniz.
devlet kurumlarının yabancılara satılıp özelleştirilmesinden rahatsız olmuyorsanız,
belinde silah asarım keserim diye terör estiren at hırsızı kargaşa çetelerinin milliyetçi olduğunu düşünüyorsanız,
ülkenin eğitimli aydın kesiminin yerli ve milli olmadığını düşünüyorsanız,
iktidara oy atınca sevap işlediğinizi ve cennete gidince mahrum bırakıldığınız her şeye kavuşacağınızı sanıyorsanız,
ikide bir durduk yere herkesi vatan hainliğiyle suçluyorsanız,
inancınıza aykırı şeylere yine inancınız için müsamaha göstermek gerektiğini düşünüyorsanız manipülasyona uğramışsınız.
adnan oktarın mürit edinme stratejisi klavuzlarına bir bakın. benzer şeyler yaşadınız mı?
deprem gibi bir mahvoluşun bataklığının içinde, ekonomik çöküşün ortasında 'her şeyimiz var çok şükür' 'erdoğan babamız' 'reis sevdamız' falan diyorsanız manipüle edilmişsiniz.
küresel savaş sanayisinin devlet eliyle reklamının yapılmasından gurur duyuyorsanız manipüle edilmişsiniz.
devlet kurumlarının yabancılara satılıp özelleştirilmesinden rahatsız olmuyorsanız,
belinde silah asarım keserim diye terör estiren at hırsızı kargaşa çetelerinin milliyetçi olduğunu düşünüyorsanız,
ülkenin eğitimli aydın kesiminin yerli ve milli olmadığını düşünüyorsanız,
iktidara oy atınca sevap işlediğinizi ve cennete gidince mahrum bırakıldığınız her şeye kavuşacağınızı sanıyorsanız,
ikide bir durduk yere herkesi vatan hainliğiyle suçluyorsanız,
inancınıza aykırı şeylere yine inancınız için müsamaha göstermek gerektiğini düşünüyorsanız manipülasyona uğramışsınız.
adnan oktarın mürit edinme stratejisi klavuzlarına bir bakın. benzer şeyler yaşadınız mı?
devamını gör...
12.
manyak ötesi akpli ailem ve teyzelerimin yanında piknikteyken rol yapmanın da etkisi olacak ki ilerideki kel adamı süleyman soyluya benzetmiştim.
bir de twitterda tip ile ilgili tweetler görmek ve tvde maalesef ki full a haberin açık olmasını karma yapan bilinçaltım sera kadıgil ile akpli olduğunu bildiğim ama adını hatırlamadığım birini sevgili yaptırdığı bir adet rüya göstermişti bana.
bir de twitterda tip ile ilgili tweetler görmek ve tvde maalesef ki full a haberin açık olmasını karma yapan bilinçaltım sera kadıgil ile akpli olduğunu bildiğim ama adını hatırlamadığım birini sevgili yaptırdığı bir adet rüya göstermişti bana.
devamını gör...
13.
fark etmemekte bir psikolojik bozukluktur. o zaman kadar fark etmemen psikolojinin normal olduğu anlamına gelmez.
devamını gör...
14.
genelde insanlar psikolojilerinin bozulduğunu fark etmez. psikolojinin bozulduğu dışarıdan birileri tarafından genelde fark edilir. eğer bir şeylerin ters gittiğini fark edecek kadar algınız açıksa, psikolojiniz bozulmamıştır. ufak bir duygusal/davranışsal değişim yaşıyorsunuz demektir
“psikolojik bozukluk” terim olarak uzun sürede, uzman tedavisi olmadan iyileşmeyecek orta seviye ve üstü problemleri kapsar. bozukluk kavramı benim için ilaçlı terapiyle daha çok eşleşen süreçleri temsil ediyor mesela.
halkın diline sakız olmuş her şeye “ psikolojik bozukluk” diyorlar. ufak duygu , düşünce ve davranış değişimleri ( içerisinde bilinç ve irade barındırıyorsa) psikolojik bozukluk olarak bence tanımlanamaz çünkü psikolojik problemin ortaya çıktığı nokta kendinizde hissetiğiniz şeyi “ kontrol edememeniz ve kendi iradenizle düzeltememenizdir”. bu yüzden sözlü telkin veya ilaçlı tedavi ile desteğe yönlendirilirsiniz.
dolayısıyla küçük duygusal/davranışsal değişimleri “ bozukluk” olarak adlandırmak çok tatsızdır ve karşınızdaki kişi - kendiniz ile alakalı farklı düşüncelerin oluşmasına sebebiyet verir. “ bozukluk” kelimesi, insanlarda ciddi bir probleme sahip olduğunuz ön yargısını oluşturabilir ve bu yüzden potansiyel çevrenizi hatta iş hayatınızı bile zedeleyebilirsiniz. bu tarz durumlara illa isim vermek istiyorsanız, depresyon, melankoli, ufak çaplı duygusal trauma hatta incinmişlik dahi diyebilirsiniz.
ama “psikolojik rahatsızlık - bozukluk - problem “ bunlar ciddi etiketler. bunları karşılayacak seviyede söylem ve davranışlarınızın olması gerekir.
“psikolojik bozukluk” terim olarak uzun sürede, uzman tedavisi olmadan iyileşmeyecek orta seviye ve üstü problemleri kapsar. bozukluk kavramı benim için ilaçlı terapiyle daha çok eşleşen süreçleri temsil ediyor mesela.
halkın diline sakız olmuş her şeye “ psikolojik bozukluk” diyorlar. ufak duygu , düşünce ve davranış değişimleri ( içerisinde bilinç ve irade barındırıyorsa) psikolojik bozukluk olarak bence tanımlanamaz çünkü psikolojik problemin ortaya çıktığı nokta kendinizde hissetiğiniz şeyi “ kontrol edememeniz ve kendi iradenizle düzeltememenizdir”. bu yüzden sözlü telkin veya ilaçlı tedavi ile desteğe yönlendirilirsiniz.
dolayısıyla küçük duygusal/davranışsal değişimleri “ bozukluk” olarak adlandırmak çok tatsızdır ve karşınızdaki kişi - kendiniz ile alakalı farklı düşüncelerin oluşmasına sebebiyet verir. “ bozukluk” kelimesi, insanlarda ciddi bir probleme sahip olduğunuz ön yargısını oluşturabilir ve bu yüzden potansiyel çevrenizi hatta iş hayatınızı bile zedeleyebilirsiniz. bu tarz durumlara illa isim vermek istiyorsanız, depresyon, melankoli, ufak çaplı duygusal trauma hatta incinmişlik dahi diyebilirsiniz.
ama “psikolojik rahatsızlık - bozukluk - problem “ bunlar ciddi etiketler. bunları karşılayacak seviyede söylem ve davranışlarınızın olması gerekir.
devamını gör...
15.
düzgün müydü ki bozulduğunu fark edelim.
devamını gör...
16.
bir başkasının davranışından rahatsız olduğun, görüntüsünden tiksindiğin andır.
omuzları seninki gibi çökmüş birini gördüğünde hissettiğin o hor görme hali var ya,
veya sen sürüne sürüne hala o mail kutusunu bir daha hiç dolmayacakmış gibi temizlemeye çalışırken birinin galler prensesi gibi davranıp "yha bugün migrenim tuttu hiç havamda değilim" diyip basıp gittiğinde ekşittiğin yüzün var ya,
sen kendine zulümler ederken götüyle dünyayı devirenlerin rahatlığını gördüğünde iç çektiğin an var ya,
seni eleştirmeden sevsinler diye mükemmel olmaya çalıştığın hayatta anne babanın yeri geldiğinde kıçlarını kurtarmak için sana "çok takıyorsun kafana" dediği an var ya... işte o anda anlıyorsun tünelin sonunda olduğunu ve gırtlağına kadar boka battığını.
kanser olsan acı içinde kıvranıp ölsen arkandan "çok takıyordu" diyecekler. seni her bir hücrende hissedeceğin kadar değersiz ve önemsiz hissettirdiğinin sorumluluğunu almayacak kimse.
omuzları seninki gibi çökmüş birini gördüğünde hissettiğin o hor görme hali var ya,
veya sen sürüne sürüne hala o mail kutusunu bir daha hiç dolmayacakmış gibi temizlemeye çalışırken birinin galler prensesi gibi davranıp "yha bugün migrenim tuttu hiç havamda değilim" diyip basıp gittiğinde ekşittiğin yüzün var ya,
sen kendine zulümler ederken götüyle dünyayı devirenlerin rahatlığını gördüğünde iç çektiğin an var ya,
seni eleştirmeden sevsinler diye mükemmel olmaya çalıştığın hayatta anne babanın yeri geldiğinde kıçlarını kurtarmak için sana "çok takıyorsun kafana" dediği an var ya... işte o anda anlıyorsun tünelin sonunda olduğunu ve gırtlağına kadar boka battığını.
kanser olsan acı içinde kıvranıp ölsen arkandan "çok takıyordu" diyecekler. seni her bir hücrende hissedeceğin kadar değersiz ve önemsiz hissettirdiğinin sorumluluğunu almayacak kimse.
devamını gör...
17.
17-18 yaşlarındayken sürekli gelen yorgunluk, durgunluk, kaçma ve ölmek isteğiyle fark ettim. bir daha da düzelmedi. uğraşıyoruz bakalım.
devamını gör...