quentin tarantino

balon. izlediğim filmlerindeki hikayeler çok çok daha etkileyici bi yoldan anlatılabilir diye düşünüyorum. bunu söylediğimde körü körüne savunan hayranları aniden üstüme saldırıp anlamıyosun çünkü filmleri çok derin vs diyorlar hayır anlıyorum :d iyi olabilir ama en iyisi asla değil.

benim gibi diyalog seven bir sinema izleyicisi için bu işin kralıdır.

sinemaya bakış açımı değiştirip, bu konuda ergenlikten çıkmamı sağlayan reservoir dogs'un da yönetmenidir.

tarihsel olayları filmlerinde tersine çevirmesiyle bilinen aykırı abd'li yönetmen.şimdiye kadar ucuz roman,rezervuar köpekleri,soysuzlar çetesi bir zamanlar hollywood'da gibi efsane filmleri yönetmiştir.filmlerde kullandığı çekim açıları hikayenin bir baştan bir sondan ilerlemesi ve sonra ortak bir noktada buluşması gibi detaylar kendine özgüdür.yeni bir film çekse de izlesek dediğim nadir yönetmenlerden biridir.

başarılı bir yönetmen, her filmini severek izledim. şahsi listem django>pulp fiction> reservoir dogs> ınglourious basterds> kill bill vol1> kill bill vol 2
once upon a time in hollywood izlemedim hala diğer filmleri de izleme listemde. he bir de çıplak ayak görüntüsünden nefret etmem bu adamın filmlerini izlerken benim için ayrı bir imtihandır.

filmlerinin alamet-i farikası diyalogları olan yönetmen. eğer 10 film çekme sözünde durursa izleyeceğimiz son bir filmi kalmıştır.

şimdiki zaman piyasasındaki kült filmlerin birçoğunun yonetmeni. kendisinin vakti zamanında didem erol ile birlikteliği olmuş. didem erol'u avrupa yakası vic karakteriyle tanıma serefi bulup, sevdiğimden ufak çapli bir şaşkınlık yaşamama sebebiyet vermişti bu durum.

kendine ait bir janr'ı olan, kült filmlerin yönetmeni.

ayak fetişisti olduğu yönünde iddalar bulunan yönetmen.. filmlerinde bolca ayak çekmişliği vardır..

bana göre dünyanın en iyi yönetmenleri listesinde ilk beştedir.

the hateful eight isimli şaheserin yapımcısı.
django unchained'ı da tavsiye ederim.

yazdığı senaryosu ile "true romance" filmi de benim en sevdiğim filmlerdendir. tarantino filmin senaryosuna pek uygun olarak çekilmediğini söyleyip beğenmese de.
yönettiği filmlerden ise "reservoir dogs" favorimdir.

çocukluğumda bir süre bir örümcek türünün adı olduğunu sanmıştım. sonra öğrendim tabi yönetmen, senarist ve oyuncu olduğunu. (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler) affet tarantino.

kendisi bir ayaksever olarak tüm filmlerinde kadın başrol oyuncularının ayakları ile ilgili bir sahnesi vardır.

(bkz: quentin tarantino)

hakkında taraf olduğum yönetmen.

ne yaparsa yapsın beğeniyorum, takdir ediyorum doğru. ama senaristlik kabiliyetini tartışanın sinema tanrıları alnını karışlar, uyarayım.

tarantino çok fazla dış mekan kullanmaz. platolar, stüdyolar, iç mekanlardır oyun sahası. fotoğraf karelik gün batımları, doğa manzaraları filmlerinde pek sık rastladığımız sahneler değildir. çokça da eleştirilir bu konuda. tarantino kendi sinemasında bunu ilk kez django unchained filminde ciddi anlamda yoğun bir şekilde uyguladı ve muvaffak oldu. bu da bunu yapmayışının, yapamadığından değil yapmayı tercih etmediğinden kaynaklandığının kanıtı.

çok yetenekli, çok başarılı kalemler biliyoruz, okuyoruz, takip ediyoruz, izliyoruz. çok yaratıcı olanlar var aralarında doğru. tarantino da senaristliğinden çok yönetmenliği ile anılan bir sinemacı haklısınız. ama şunu da bir gözden geçirin derim; dakikalarca süren bir konuşmada, üstünkörü geçilen sadece bir kelimeyle filmin asıl anlatmak istediğinin özetini vermeyi beceren kaç kişi izleyebiliyoruz? reservoir dogs'u düşünün. filmin en başındaki köpeklerimizin, konusu bahşiş verme olan polilogunu hatırlayın. kaç dakika sürmüştü? 10? 15? kaç kere izlediniz filmi, bağlantıyı çözdünüz mü çözemediniz mi bilmiyorum ama eğer bu filmi izledikten sonra "abi adam bir film süresini doldurmak için oturtuyor adamları dakikalarca filmin hiçbir yeriyle alakası olmayan saçma sapan konulardan bahsettiriyor, bu ne biçim senaristlik anlayışı" diyorsanız bir daha tarantino izlemeyin isterseniz. siz bilirsiniz yani. öyle işte.

yazsın, çeksin, izleyelim, sebeplenelim!

..

leonardo yu yeniden ve yeniden sevdiren adam.

pulp fiction filmindeki uyuşturucu satıcısı rolünü aslında kendi oynamak için yazmış. sırf vincet vega*nın mia wallace*a adrenalin yaptığı sahnenin çekiminde dışardan bakarak daha iyi bir sahne çekeceğini düşündüğü için oynamamıştır.

sinema yapış biçimi ile düşünce dünyasını aktarma tarzı onun "ortadan başlayan" bir amerikalı "piç" olduğunu gösterir. sinemayı imkan ve kabiliyetleri ile yeniden kurma becerisi gösterirken "zenci" olana karşı tutarlı tavrını ortaya koyarken gösterdiği cesaret onu ölumsuzlestirmeye yeter.
ucuz roman, rezervuar köpekleri, kill bill... vd.

gizli müslümandır. 2023 yılında müslüman olduğunu açıklayacaktır.