1.
ernest cline'ın aynı isimli romanında uyarlama steven spilberg filmi. film uzak gelecekte, oasis isimli sanal gerçekliğin programcısı james halliday'in ölümünün ardından ortaya çıkan bir etkinliği konu almaktadır. halliday, oasis içine bir takım easter eggler koymuştur ve bütün bu bulmacayı çözene oasis'in anahtarını teslim edeceğini vaad etmektedir.
çok sevdiğim bir yapım oluyor kendileri. star wars efsanesini saymazsak (ki saymayalım) en fazla izlediğim ikinci film olma titrini taşıyorlar aynı zamanda (birincisi (gbkz: v for vendetta)) (yine, yeni, yeniden... star wars hariç).
filmin hitap ettiği, asıl doyurduğu nesil aslında 80'lerin çocukları. inanın bu filmden x3 daha fazla keyif alıyorlar. filmde o kadar çok gönderme, o kadar fazla referans var ki ben büyüüükk çoğunu bilmiyorum fakat benden yaşça büyük iş arkadaşlarım çok mutlu oluyorlar filmi izlediklerinde. 2045 yılında geçmesine rağmen müzikleriyle 80'lere götürmesi hoş bir detay.
ayrıca filmin logosu bir labirent, ve labirentin sonunda yumurta var (easter egg) bkz. logo. kitabı okumadıysanız okuyun. filmle hiç alakası yok, hatta filmden çok daha güzel diyebilirim. anlatılan 3 anahtarın hepsi filmde farklı yarışmalarla elde ediliyor, kitapta farklı. dungeons and dragons seviyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim *
çok sevdiğim bir yapım oluyor kendileri. star wars efsanesini saymazsak (ki saymayalım) en fazla izlediğim ikinci film olma titrini taşıyorlar aynı zamanda (birincisi (gbkz: v for vendetta)) (yine, yeni, yeniden... star wars hariç).
filmin hitap ettiği, asıl doyurduğu nesil aslında 80'lerin çocukları. inanın bu filmden x3 daha fazla keyif alıyorlar. filmde o kadar çok gönderme, o kadar fazla referans var ki ben büyüüükk çoğunu bilmiyorum fakat benden yaşça büyük iş arkadaşlarım çok mutlu oluyorlar filmi izlediklerinde. 2045 yılında geçmesine rağmen müzikleriyle 80'lere götürmesi hoş bir detay.
ayrıca filmin logosu bir labirent, ve labirentin sonunda yumurta var (easter egg) bkz. logo. kitabı okumadıysanız okuyun. filmle hiç alakası yok, hatta filmden çok daha güzel diyebilirim. anlatılan 3 anahtarın hepsi filmde farklı yarışmalarla elde ediliyor, kitapta farklı. dungeons and dragons seviyorsanız kitabı mutlaka okuyun derim *
devamını gör...
2.
bir gece uyku tutmazken oyun filmleri serisi yapmıştım.
free guy'dan sonra ready player one'a başladım.
kitabını okumadım ama izlediğim film müthiş.
ölmeden önce mutlaka izlemeniz gereken filmlerden.
film, insanların gerçeklerden kaçmak uğruna sanal bir dünyada sanal hayata dalıp gerçek dünyada sorumluluklarını unutup estetik zevkleri sanal dünyaya taşımalarını anlatıyor.
bizim bu döneme de uyuyor bir şekilde.
free guy'dan sonra ready player one'a başladım.
kitabını okumadım ama izlediğim film müthiş.
ölmeden önce mutlaka izlemeniz gereken filmlerden.
film, insanların gerçeklerden kaçmak uğruna sanal bir dünyada sanal hayata dalıp gerçek dünyada sorumluluklarını unutup estetik zevkleri sanal dünyaya taşımalarını anlatıyor.
bizim bu döneme de uyuyor bir şekilde.
devamını gör...
3.
biraz önce izlediğim geleceğe dair bol mesaj veren filmdir. metaverse adlı mark zuckenberg'in yeni projesini resmen filmde oasis adlı sistemle anlatan geleceği gören steven spielberg filmidir. gelecek gerçekten ürpertici metaverse bizi gerçekten alıp sanal bir dünyada yaşamamızi vadediyor hemde hiç olmadığı kadar. gün gelecek gerçek ilişki gerçek doğa ve gerçek sosyallik bizim için büyük bir zenginlik olacak.
devamını gör...
4.
ernest cline'in aynı adlı romanından uyarlanan 2018 yapımı bilim kurgu ve aksiyon filmi. steven speilberg tarafından yönetilen filmin oyuncuları arasında tye sheridan, olivia cooke, ben mendelsohn, lena waithe gibi isimler yer alıyor. 2045 yılında dünya ekonomisinin çöktüğü ve insanların bir sanal gerçeklik platformu olan oasıs'e kaçtığı bir distopik gelecekte geçen film hakkında benim de söyleyeceklerim var.
hiç öyle yakın gelecek, sanal gerçeklik konuşmanın alemi yok. hollywood’un super hero filmlerindeki reçete burada da harfiyen uygulanmış.
çok kudretli, çok zengin, ultra şeytani bir güç (pastanın en büyük dilimini kapan evil corp’lar) ve bu gücün tam karşısında duran bir avuç zeki, becerikli, fakir gencin kapışmasını izliyoruz. iki buçuk saat boyunca kaldığımız rezillikler: lay lay lom cgi'lar, ergenlik döneminin çiğ duyguları, siyahi ve asyalı birer oyuncuyla tüm uluslara hitap edeceğini sanma kerizliği, yoldaşlıkla uyanan libido, mutlu son.
ne diyorsunuz abi açık açık konuşalım. evil corp sizsiniz, pastadaki aslan payı sizin. filminizi izleyen fakir kerizler olarak n’apalım, kapitalizminize karşı gelmenin doyumuna sizin boktan filmlerinizi izleyerek mi varalım? varamazsak tövbe haşa sokaklara ineriz, direniş örgütleriz falan aman ya rabbi. ulan azıcık the boys izleyeseydiniz bari. en azından lezzetli bir şey izledik derdik.
t/ arkadaş tavsiyesiyle izleyip cuma gecemi çöp etmiştir. sana puanım 5,7 kanka.
hiç öyle yakın gelecek, sanal gerçeklik konuşmanın alemi yok. hollywood’un super hero filmlerindeki reçete burada da harfiyen uygulanmış.
çok kudretli, çok zengin, ultra şeytani bir güç (pastanın en büyük dilimini kapan evil corp’lar) ve bu gücün tam karşısında duran bir avuç zeki, becerikli, fakir gencin kapışmasını izliyoruz. iki buçuk saat boyunca kaldığımız rezillikler: lay lay lom cgi'lar, ergenlik döneminin çiğ duyguları, siyahi ve asyalı birer oyuncuyla tüm uluslara hitap edeceğini sanma kerizliği, yoldaşlıkla uyanan libido, mutlu son.
ne diyorsunuz abi açık açık konuşalım. evil corp sizsiniz, pastadaki aslan payı sizin. filminizi izleyen fakir kerizler olarak n’apalım, kapitalizminize karşı gelmenin doyumuna sizin boktan filmlerinizi izleyerek mi varalım? varamazsak tövbe haşa sokaklara ineriz, direniş örgütleriz falan aman ya rabbi. ulan azıcık the boys izleyeseydiniz bari. en azından lezzetli bir şey izledik derdik.
t/ arkadaş tavsiyesiyle izleyip cuma gecemi çöp etmiştir. sana puanım 5,7 kanka.
devamını gör...
5.
orijinal adı ile ready player one, türkçe adı ile başlat.
2018 yapımı bilim kurgu/aksiyon türündeki filmin yönetmenliğini ise steven spielberg yapmıştır.
bu filmi çok fazla izledim ama buraya yazmamışım buraya yazmadığım için şaşırdığım bir çok film gibi buna da çok şaşırdım çünkü çok beğendiğim bir film ve kesin yazmışımdır diye düşünüyordum. neyse şimdi yazıyoruz sıkıntı değil.
filmi çok sevdiğimi söylemeliyim bu arada, mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.
oyun dünyasının içine daldığımı bu filmde insanların deli gibi oynadığı bir oyunun bazı görevleri vardır. insanlar bu görevleri yapmak için yıllarca oyunu oynarlar ama henüz ilk görevi geçebilen olmamıştır. oyunu ve oyunun yaratıcısı hakkında çok fazla bilgiye sahip bir çocuk ise oluşturduğu grup ile birlikte ilk görevi çözmek için oldukça kararlıdır. biraz saçma cümleler kuruyorum gibi geldi ama aklımdakiler o kadar üst üste binmiş ki kelimeler rastgele çıkıyor gibi görünebilir. konumuza dönecek olursak. kahramanımız oyunun yaratıcısını çok iyi takip eder ve oyunu yaratırken çektiği videoları çok fazla izler. bu sayede ilk görevi farklı bir şekilde geçmeyi başarınca herkes onun yolundan giderek ilk görevi yapar. bu sayede oyunun aslında oynamak üzerine kurulduğunu görüyoruz kazanmak biraz farklı bir yerde bu oyunda ki filmin sonunda son görevde de yine buna vurgu yapılır. tabii oyunu herkes oynar ama oyunun tüm görevlerini yapıp oyunu bitiren kişi oyunun sahibinin tüm servetine sahip olacağı için ve çok fazla oynanan bir oyun olduğu içinde bir zengin bu işi çok ciddiye alıp oyunu oynamaları ve görevleri bitirmeleri için çok fazla oyuncu ve bilgili insan toplar. anahtarı alan ilk oyuncudan anahtarı almak içinde inanılmaz para teklif eder ama kahramanımız bunu kabul etmez. kendince bütün görevleri bitirip oyunu oynamanın zevkini yaşama peşindedir. arkadaşlarının yardımı ile ve daha sonra zengin adamın oyunun son bölümünü diğer oyuncuların oynamaması için çevrelemesinde sonra kalan bütün oyuncular ile birlikte son görevi yapmak için çarpışırlar. biraz yardım biraz şans ve çokça gayret ile oyunun sonunu yine kazanmak değil oynamak olduğunu belirterek son görevi bitirir ve anahtarı alır. oyunda açılması gereken kapıyı açıp bütün her şeyin sahibi olduğunda ise bize anlattığı şey haftada iki gün oyunu kapattığıdır. hayata dönmek için oyunun sahibi olarak bize oyundan çıkmamız gerektiğini hatırlatır.
açıkçası filmin yaşattığı atmosfer ve bana vermek istediği ana fikir ile filmi çok beğendiğimi tekrardan söylemek isterim. oyunu kazanmak değil oynamaktır asıl mesele, bir oyunda olduğumuzu farz edersek kazanmanın bir amaç olmaması gerektiğini söylüyor açıkça. filmi kesinlikle tavsiye ederek filme puan olarak aslında 9 vermek isterim ama 9 puan çok üst düzey filmlere verdiğim puan olduğu için 8,7 vermek istiyorum. dokuza çok yakın bir film bu ve bu puanı kesinlikle hak ediyor. iyi seyirler.
2018 yapımı bilim kurgu/aksiyon türündeki filmin yönetmenliğini ise steven spielberg yapmıştır.
bu filmi çok fazla izledim ama buraya yazmamışım buraya yazmadığım için şaşırdığım bir çok film gibi buna da çok şaşırdım çünkü çok beğendiğim bir film ve kesin yazmışımdır diye düşünüyordum. neyse şimdi yazıyoruz sıkıntı değil.
filmi çok sevdiğimi söylemeliyim bu arada, mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.
oyun dünyasının içine daldığımı bu filmde insanların deli gibi oynadığı bir oyunun bazı görevleri vardır. insanlar bu görevleri yapmak için yıllarca oyunu oynarlar ama henüz ilk görevi geçebilen olmamıştır. oyunu ve oyunun yaratıcısı hakkında çok fazla bilgiye sahip bir çocuk ise oluşturduğu grup ile birlikte ilk görevi çözmek için oldukça kararlıdır. biraz saçma cümleler kuruyorum gibi geldi ama aklımdakiler o kadar üst üste binmiş ki kelimeler rastgele çıkıyor gibi görünebilir. konumuza dönecek olursak. kahramanımız oyunun yaratıcısını çok iyi takip eder ve oyunu yaratırken çektiği videoları çok fazla izler. bu sayede ilk görevi farklı bir şekilde geçmeyi başarınca herkes onun yolundan giderek ilk görevi yapar. bu sayede oyunun aslında oynamak üzerine kurulduğunu görüyoruz kazanmak biraz farklı bir yerde bu oyunda ki filmin sonunda son görevde de yine buna vurgu yapılır. tabii oyunu herkes oynar ama oyunun tüm görevlerini yapıp oyunu bitiren kişi oyunun sahibinin tüm servetine sahip olacağı için ve çok fazla oynanan bir oyun olduğu içinde bir zengin bu işi çok ciddiye alıp oyunu oynamaları ve görevleri bitirmeleri için çok fazla oyuncu ve bilgili insan toplar. anahtarı alan ilk oyuncudan anahtarı almak içinde inanılmaz para teklif eder ama kahramanımız bunu kabul etmez. kendince bütün görevleri bitirip oyunu oynamanın zevkini yaşama peşindedir. arkadaşlarının yardımı ile ve daha sonra zengin adamın oyunun son bölümünü diğer oyuncuların oynamaması için çevrelemesinde sonra kalan bütün oyuncular ile birlikte son görevi yapmak için çarpışırlar. biraz yardım biraz şans ve çokça gayret ile oyunun sonunu yine kazanmak değil oynamak olduğunu belirterek son görevi bitirir ve anahtarı alır. oyunda açılması gereken kapıyı açıp bütün her şeyin sahibi olduğunda ise bize anlattığı şey haftada iki gün oyunu kapattığıdır. hayata dönmek için oyunun sahibi olarak bize oyundan çıkmamız gerektiğini hatırlatır.
devamını gör...
6.
holy handgrenade detayıyla yardırmıştır.
sevdiğim filmlerdendir. zaten biliyorsunuz steven abi riskli iş yapmaz sindirilebilir beğenilebilir işler yapar, çoluk çocuk çocuksuluk da ekledi mi reytingi olmaması mümkün olmaz. bu film de öyledir.
sevdiğim filmlerdendir. zaten biliyorsunuz steven abi riskli iş yapmaz sindirilebilir beğenilebilir işler yapar, çoluk çocuk çocuksuluk da ekledi mi reytingi olmaması mümkün olmaz. bu film de öyledir.
devamını gör...