ruhsal bozukluk

genellikle bireyde kaygıya da yeti yitimine bağlı olarak duygu düşünce ve davranışlarında değişik derecelerde tutarsızlık aşırılık uygunsuzluk ve yetersizliğin neden olduğu işlevsellikte ve kişiler arası ilişkilerde bozulmadır.

genelde gerçek hastaların tedavi edilemediği hastalık.

psikolojik ve ruh sağlığının kötü etkilenmesi sonucu oluşur.

en sonunda başardıkları, bende olan yegane şey.

kişilerin genetik ya da yaşadıkları olaylar sonrasında yaşadıkları durumdur. tedavi edilme süreçleri terapi ve ilaç olmakla beraber kişilerin stres ve kaos ortamlarından uzaklaşması istenir. genetik olan yatkınlıklar için önlem alınmış olsa dahi yine semptomları görülmektedir kişilerde ve tedavi süreci teşhis zamanına göre değişiklik göstermektedir.

çevresel, genetik, travma geçmişi gibi pek çok faktörün sebep olabildiği ruh sağlığı sıkıntısıdır. çoğunlukla fizyolojik rahatsızlıklar kadar dikkate alınmadığı için basit bir psikolojik problem bile zamanla ilerleyerek bireyde ruhsal bozukluğa sebep olabilir.

korona günlerinin üzerimizde bıraktığı etki. * ülke olarak bedensel sağlığımızı korumaya çalışırken ruhsal sağlığımızı uğurladık. *

maalesef hala "ruhsal" kelimesi kullanılmaktadır. bu da bu alanı (psikolojiyi) sömürüyü açık kılıyor. ruhsal deyince sanki doğa üstü bir şeyden bahsediyormuşuz gibi! geliyor insanlara. oysa psikolojinin "ruhsal"dan kastı, tamamen gözle görülebilir ve ölçülebilir şeylerdir. biz, henüz insanı tam olarak bilemediğimiz ve beyni çözemediğimiz için sorunlara spesifik isimler bulmak yerine bu karmaşık yapıdan kolaya kaçarak "ruhsal" deyip çıkıyoruz. nöropsikoloji ve bilişsel psikoloji umarım bu durumu aşacaktır. ruh sağlığı terimi yerine alternatifler:
akıl sağlığı
psikolojik sağlık

o kadar kötüdür ki her an kaynayan ve kapağı sıkıca kapatılmış bir kazanın içindeymiş gibi hissettirir.

herhangi bir ruhsal bozukluğu olmayan insanlar ne kadar şanslı ve huzurlu bir hayat geçirdiklerini bilselerdi muhtemelen kurban keserlerdi. ruhsal bozukluğu da ruhsal sağlığı da yaşamış birisi olarak sağlıklı durumda maddi zorluklar, sevgisizlik, yalnızlık, çok çalışıp emeğinin karşılığını alamamak, gelecek kaygısı vs vs. vız gelir tırıs gider arkadaşlar. akıl sağlıklı olduktan sonra bu acılara katlanmak gerçekten hiçbir şey. tabi ben cehennemden çıkıp geldiğim için biraz iyimser davranıyor olabilirim ama umarım 2 yıl önceki ruh halimi bir gün bile yaşamazsınız.

her şeyin bozuk olduğu bir dünyada çürümekte olan bir beden içinde hapsolmuş ruh, elbette ki bozuk olacak. aksine inanmak bozukluğu kabul edip çürümeyi seçmektir

olaylar karşısında ruhunu ve aklını yitirmek

bendeki karşılıkları uzak durmak.

mental sağlığı bozuk yazarlar, engellerse beni, hiç çekemem.

allah kurtarsın. işim olmaz.

temelinde psikolojik travmalar yatar. ama genellikle genetik faktörler ruhsal bozukluklarda büyük öneme sahiptir. yani anne veya baba psikolojik sorunlu ise herhangi travma yaşamasa bile çocuk da büyük ihtimal ile hayatının bir bölümden sonra sorunlu olacaktır.

tam güzel güzel motive videoları izledim saniyelik iyi hissettim kendimi,ardından okuduğumda kafamı donduran soru;

nedeni tam olarak bilinmeyen ruhsal bozukluk, akıl hastalığı ya da mental bozukluk, sıkıntı, bilişsel işlevlerin bozulması, atipik davranış ve/veya maladaptif davranış ile tanımlanan akıl sağlığı durumlarından birini ifade eder

düşman başına. ayarsız ruh hali, günü gününe tutmayan insan modeli. ben böyleyim cümlesine sığınış ve kapanış.

ruhun bozulmasi. tamirciye goturun derim.

6 şubat depremi öncesi psikolojik anlamda çok makul bir insan değildim. sürekli olarak entelektüellik ve güncelleşme kaygılarım sebebiyle kendimi fazlasıyla yoran bir insanım. üstüne bir de 6 şubat depremi gelince, ruhsal anlamda daha da bir kötü döneme girdim. hayatımda ilk defa böylesini yaşamıştım ve muhtemeldir ki benimle birlikte bu depremi yaşayanlar da ilk kez bu kadarını yaşamışlardır. çok zor bir olaydı, uyumakta zorlanmak, ilk birkaç ay hatta deprem sonrası birçok ay gece rahat uyuyamamak, bir yer hafif sallansa deprem mi oluyor diye düşünmek. üstüne geçen hatta yanlış hatırlamıyorsam konusunu da açtığım, eskişehir'e olan tayin talebimin reddedilmesi(her ne kadar sözleşmelik ve yönetmeliğe uygun yazmış olsam da), ne bileyim böyle ruhsal anlamda pek iyi bir dönemde değilim. hani en son olan tayin talebimin reddi hususunda öyle çok formdan düştüğümü söyleyemem zaten genel olarak bir düşüklük hali mevcuttu, bir süredir psikyatriste de gitmiyordum, bir ara ilaç falan almıştım, onlar da pek faydalı geldi desem doğru olmaz. sanırım bir miktar psikolog arzum var yahut kendime kalıp bir süre kendimi dinleyip diyaloglardan kaçıp monolog kurmaya ihtiyacım var.

ne bileyim başka türlü bu ruh halinden pek çıkamayacağım gibi geliyor. bir şeylerin üst üste gelme hali çok da öyle artık umursadığım bir olay değil, hani olur böyle şeyler elbette de. gerçekten yaşama dair çok büyük amacı olan yahut direkt yaşamak amacı olan biri değilim, kendimi sürekli olarak olduğum yerden düşürüyorum. her gün daha kötüye gidiyorum ve şu an bu halimi hissedip yazdıkça daha bir gözümden yaş gelecek gibi oldu, neyse uzatmayayım işte.

bu ruhsal bozukluk halinden artık ne zaman çıkabilecek isem bir şekilde başarıp çıkmak istiyorum.