rüyada görülen en ünlü kişi

rahmetli papa jean paul beni ziyarete gelmişti.birlikte çay içtik tavla oynadık.dışarıda katolik halk toplanmış papa hazretlerini dışarı çağırıyor.ama papa benimle tavla oynamaktan çok mutlu.boşver beklesinler hadi at zarı diyor.rakipsiz bir rüyadır bu.

elon musk'ı görmüştüm sonra annem beni kahvaltı için uyandırdı.

sene 2012. sahnenin bitimiyle eve gelip uyumam bir olmuştu. derken o unutmadığım ve anlattığımda dalga geçilen rüyamı gördüm. rüyada miss world finalinde sahne alan michael buble’nin orkestrasında çalıyordum. cidden çok mutlu olarak uyanmıştım. ayrıca fena kafalar yaşıyormuşum o dönemler.

daha bu sabaha karşı 4 gibi gerçekleşen hadise. sanırım üstüm açık yatmış olmaktan mütevellit; rüyamda, bir kanepede uyandım. bu arada salonda biri dolaşıyor, burası serdar kuzuloğlu'nun evi değil mi diye sordum, evet dedi. dolaşan kadını hatırlamıyorum. sonra salondaki kapalı balkondan konuşma sesleri duydum, o tarafa yürüyünce, balkondaki masada beyazıt öztürk vardı, sanki 40 yıllık ahbap gibi "iyi uyudun" filan dedi. masada 2-3 kişi daha vardı; ancak onları hatırlayamıyorum. sonra noluyor ulen edasında fırladım yataktan. şaka gibiydi.

be rüya göremiyorum ya.

bi ara katty pary'yi görmüştüm.

bi ara da recep ivedik. çok saçma rüyalarım var.

hz. muhammed. bedir savaşı'nın başlangıç evresinde kalabalıkta beraber yürüyorduk.

iron maiden istanbul'a gelmiş. konserden önce beyoğlu'nda dolaşmaya çıkmışlar. steve harris in koluna giriyorum abi buranın en kral kebapçısına götüreyim sizi diye. beraber takılıyoruz grupla laf lafı açıyor. ama nasıl ilgilizce şakıyorum sanırsın bbc news sunucusuyum... o gece janick gers bende kalıyor.

(bkz: taha duymaz)

tam anlamıyla fenomen.

wentworth miller nam-ı değer micheal scofield, beni aldatmıştı.
diyecek hiçbir şeyim yok. yazıklar olsun.

pique ile beraber başka bir barcelona'lı futbolcuyla sahada sohbet etmiştik. çok gerçekçi olup konuşurken ingilizce konuşmamız gerçekliği bir kat daha arttırmıştır.

bir kez atatürk'ü bir kez de hz. muhammed'i görmüştüm. iki rüyadan uyandığımda da ağlamıştım duygu yoğunluğundan. şimdi bile hatırlayınca tüylerim ürperiyor.

bir gece rüyamda üstüm başım pislik içinde yırtık pırtık perişan bir halde bir tahtaya el ve ayak bileklerimden bağlanmış bir şekilde yatıyorum. aklınız hemen fesatlığa çalışmasın öyle bağlanmak değil bu.benle beraber belki binlerce kişi o halde bağlanmış ve feryat figan içersinde ortalık.
anlamaya çalışıyorum etrafıma bakıyorum tepemizde bir grup adam var. platform gibi bir şeyin üstündeler ve birinin elinde kumanda benzeri bir şey var. elinde kumanda olanı bir yerden tanıyor gibiyim. ve bizim bağlı olduğumuz tahtalar kocaman bir bıçağın olduğu yerde bitiyor. eli kumandalı adamın hitler olduğunu o an anlıyorum. hissettiğim o korkuyu hala hatırlıyorum. hitler olacak o katil kumandayla bu devasa bıçağı çalıştırıyor. bizi bıçağa yaklaştırıp duruyor. insanlar ve ben tabi çığlık çığlığayız. açık açık bizim acımızdan besleniyor. o korkuyla uyandım. hala dehşete düşerim aklıma geldikçe.
bu da böyle bir kabusumdur ünlü bir kişiyle.

cem yılmaz.

okan bayülgen.

yataktayım üzerimde babaanne yorganı var. uzanıyorum ve bir yandan da ders dinliyorum. okuldayız. öğretmenimiz okan bayülgen ve kara tahta üzerinde bize ingilizce öğretiyordu.

mustafa sandal. ne severim ne dinlerim açıkta kalmış yerlerim vardı heralde.

allah sayılır mı ?

bülent ersoy, alt komşumuzmuş. sabah onun sesine uyanıyor olmama söyleniyordum, bu kadar erken saatte yüksek sesle konuşulur mu diye, hayra alamet midir bilmem

nihat doğan. gerçi kabustu ama.

rüyamda, pablo escobar'dan kokain alıyor ve wembley statındaki kuliste sesini açan freddy mercury'e teslim ediyordum. 2 seneyi geçti ama asla unutamam bu rüyayı