sabah kedi olarak uyanılsa yapılacak ilk şey

böcek olarak uyanmaktan iyidir. (bkz: kafka)

hemen ciğer arardım. gerçi insanken de aynı şey. değişen bir şey yok.

uyumaya devam ederim.

neden kedi diye uzun bir içsel yolculuk yaparim..

kuyruğumu kovalar, yakalamaya çalışırdım. baya eğlenceli bir şeye benziyor.

uyumaya devam ederim :)))) madem kediyim 14 saat uyumam gerekir, mecburiyetten yani yoksa tembellikten değil :))))

kediler tıpkı güveler gibi nocturnal hayvanlardır. geceleri bölgelerini işaretlerler ve bölgeleri için savaşırlar. geceleri sıcak yatağımızda sokaktaki tuhaf sesler çıkaran kedileri ve kedi kavgalarını duymamız bundandır. gıda ve su kaynakları için ve ayrıca bölgesini en rahat şekilde seyredebileceği yükseltiler için kavga ederler.
ülkemiz sokaklarında maalesef ağaçlar olmadığı için kediler balkonlara, motorsikletlere, arabaların altlarına girerler. kışın ise soğuk beton taşlarda, metal otobüs duraklarında, mermer balkon taşlarında kıvrılıp uyumak zorundadırlar. çünkü bazı şerefsizler bu hayvanlar için koyulan karton kulübeleri, mama kaplarını alıp geri dönüşüm tesislerine satmaktadır.
ülkemizdeki kedilerin psikoloji de tıpkı ülkemiz insanı gibi bozuktur. çünkü bir kedinin yaşam şeklini kimse oturup araştırmaz. kediler ağaç ister, ama çam ağacı değil. mesela niye kaldırımlara çam ağacı dikiyorlar hiç anlamam. benim bile kafama batıyor altından geçerken. bir de bu ağaçları otobanın ortasına dikerler. iç güdüsel olarak ağaca tırmanma ihtiyacı hisseden kedi otobanın ortasına atlayıverir.
ev kedileri için de durum aynıdır. tepelere çıkıp vazoları, bardakları yere atmasının tek bir nedeni vardır: zirvede yalnız olmak.
sabah kedi olarak uyansam beni anlamadığınız için yatağınıza büyük tuvaletimi yapardım. pis kokar bir de o ıyy gömmekte haklı hayvan. ben de yorganın altına gömerdim.
ben sizi anlıyorum siz de beni anlayın.

fena halde miyavlardim

kuyruğumu kovalarım. ?

tekrar uyumak.

kardeşimin yüzünü çizerim. nalet olası beni hiç dinlemiyor.

fok döverdim.

sahibimi mama kabıma götürür acıkmış gibi heyecanla doldurmasını bekler sonra da hiçbir şey yemeden en sevdiğim yere gidip uyurdum...

evin en sıcak köşesini bulur kıvrılıp, tüm gün uyurum. ne dert var ne tasa oh mis gibi.

sevdiğim beyin yamacına kıvrılırdim

eğer varsa sobanın dibine kıvrılırım.

koridorun halisina sicmak. nasil bi his acaba.

önce büyük bir şoktan sonra yapacağım şeydir. sonra hemen kedimin yanına gidip, kedi dilinde ''bak ben de kedi oldum.'' derdim.

kedimin sürekli çişini yaptığı köşeye gidip ne çekiciliği varmış da kedim buraya sürekli çiş yapıyormuş diye bakarım. alakasız fakat kafka'nın dönüşüm kitabını aklıma getiren bir başlık.

hani o apış aralarını yalıyorlar ya işte o hareket standart yükleniyorsa geçmiş olsun bize *

esnemek