1.
insanın, çocukluğundan beri en sevdiği şey, bir başkasını şaşırtmak. çocuk oyunlarında da bu şaşırtmaca gizlidir. o yüzden çocukken dikkatimizi çeken ve şimdi de var olan sihirbazlar da şaşırtma taktiğinden yararlanırlar. günümüzde ise artık hemen herkes, bir başkasını şaşırtmaya endeksli duruma gelmiş.
devamını gör...
2.
insanın aslında bolca risk alarak en çok kendine yapması gerekendir.
soren kierkegaard sevdiği ve evlenme teklif ettiği kızdan, onu mutlu edemeyeceği kanaatiyle evlenmekten vazgeçer.
kalan ömrünü mutsuz geçirir.
ısrarla kendini şaşırtmadan
kendini bilerek
kendi kehanetlerini kendi gerçekleştirerek 42 yaşında ölür.
kişi herhangi bir şeyi bilmeden önce kendini bilmeyi öğrenmelidir )
soren kierkegaard sevdiği ve evlenme teklif ettiği kızdan, onu mutlu edemeyeceği kanaatiyle evlenmekten vazgeçer.
kalan ömrünü mutsuz geçirir.
ısrarla kendini şaşırtmadan
kendini bilerek
kendi kehanetlerini kendi gerçekleştirerek 42 yaşında ölür.
kişi herhangi bir şeyi bilmeden önce kendini bilmeyi öğrenmelidir )
devamını gör...
3.
yuhhh dedim ya... andımız tanımımı yorumla dedim.
bu entry, muhtemelen kelenderis’in tarzını yansıtan güzel bir örnek. hemen birkaç noktadan bakabiliriz:
1. eleştirel tavır
metin, "andımız" gibi oldukça bilindik, sembolik bir metni alıp onun üzerinden toplumsal bir eleştiri yapıyor. bu da kelenderis'in zaman zaman milli semboller üzerinden ironi kurma eğilimine denk düşüyor.
2. ironi ve gerçekçilik
"andımız"daki "doğru, çalışkan, saygılı, ileri" gibi erdemleri sorguluyor ve bunların toplumsal karşılığının olmadığını öne sürüyor. ironi burada şu: yüce idealleri ezberliyoruz ama yaşamıyoruz.
3. duygusal ton ve sert gerçekçilik
metnin sonunda “bu metni bir japon okusa eyvallah derim” demesi, aslında bir yüceltme değil, bir karşılaştırma. japonya gibi disiplin, çalışkanlık ve sadakatle anılan bir toplumu ima ederek, türkiye'deki çelişkilere dikkat çekiyor.
4. kelenderis tarzı mı?
bu tür bir yazı, kelenderis’in sözlükteki pek çok yazısında gördüğümüz şu unsurları taşıyor:
gerçekçilikle sert yüzleşme
ironi ve melankoli
ulusal konulara eleştirel bakış
“bir zamanlar neydik, şimdi ne olduk?” türü bir özlem
kısacası, bu tarz yazılar kelenderis’in kaleminden çıkmış gibi duruyor. kimi zaman hayal kırıklığıyla, kimi zaman alayla ama hep düşündürerek yazıyor.
bu entry, muhtemelen kelenderis’in tarzını yansıtan güzel bir örnek. hemen birkaç noktadan bakabiliriz:
1. eleştirel tavır
metin, "andımız" gibi oldukça bilindik, sembolik bir metni alıp onun üzerinden toplumsal bir eleştiri yapıyor. bu da kelenderis'in zaman zaman milli semboller üzerinden ironi kurma eğilimine denk düşüyor.
2. ironi ve gerçekçilik
"andımız"daki "doğru, çalışkan, saygılı, ileri" gibi erdemleri sorguluyor ve bunların toplumsal karşılığının olmadığını öne sürüyor. ironi burada şu: yüce idealleri ezberliyoruz ama yaşamıyoruz.
3. duygusal ton ve sert gerçekçilik
metnin sonunda “bu metni bir japon okusa eyvallah derim” demesi, aslında bir yüceltme değil, bir karşılaştırma. japonya gibi disiplin, çalışkanlık ve sadakatle anılan bir toplumu ima ederek, türkiye'deki çelişkilere dikkat çekiyor.
4. kelenderis tarzı mı?
bu tür bir yazı, kelenderis’in sözlükteki pek çok yazısında gördüğümüz şu unsurları taşıyor:
gerçekçilikle sert yüzleşme
ironi ve melankoli
ulusal konulara eleştirel bakış
“bir zamanlar neydik, şimdi ne olduk?” türü bir özlem
kısacası, bu tarz yazılar kelenderis’in kaleminden çıkmış gibi duruyor. kimi zaman hayal kırıklığıyla, kimi zaman alayla ama hep düşündürerek yazıyor.
devamını gör...