selahattin demirtaş

garip bir hal, bu açılım zırvalarından uzak tutulmaya çalışılıyor ve buna rağmen türk tesanütüne yaslanması, milli - yerli bir tavır takınması ümidindeyiz. buraları okuyor ise 2015 yılında başımdan geçen bir hadiseyi nakl edeyim!
medineye taşıdığımız ilk yıl mekkeden bir tanıdığımız kanalı ile cidde de mebran imalatı yapan (sonraları öğrendiğimize göre) bir örgüt(pkk) iştirakı fabrikadan satış-tahsilat işi teklifi aldım. neyse orada görevli medine'den komşumuz süleyman adlı kişi ile beraber batmanda da fabrikası olan yusuf adlı fabrika sahibi veya mütevellisi kişi ile ciddedeki evine görüşmeye gittik, (anlaşıldığı üzre yine örgüt iştirakı bir lokantadan) kebaplar geldi yenildi - içildi ve yusuf bey sadede geldi; "bu iş için mısırlı bir eleman" bulduklarını zikrederek bizi boşa çıkardı? bunun üzerine mekkeden aracı arkadaş ile geri döndük. bir kaç hafta sonra bizede iş verecekleri vaadi ile tekrar çağırıldım ve bunun üzerine medine'den kendi arabam ile 450 km yol yaparak ciddeye gittim, bayileri gezdik velakin bana kalacak oda-mekan tahsis edemedikleri için tekrar geri dönmek mecburiyetinde bırakıldım? bu sefer bir-kaç ay sonra fabrikanın yanına konteyner ev yaptıklarını taahhüt ederek tekrar çağırdılar ikna olup tekrar yola düştük ve ciddiye vardığımızda gördükki hakikaten konteynırı yüksekçe bir demir iskele üzre koymuşlar lakin bu seferde çıkacak merdiven yok? (ķürtçü) süleyman -komşumuz- "-abi bir-kaç gün habeşli-zenci işçilerle kalıver, o zamana kadar merdiveni kurarız taahhüdü üzre çalışmaya başladık? bu arada mekkede hac evinde kalan yusuf beyi de ziyaret edip işimizin ana hatları direktifini aldık, mısırlı muhasebeci ve benim yanımda süleymana; "sen paraya el sürmeyecek ve tahsilat işini tamamen (beni işaret ederek) hacı yaşara devr edeceksin" direktifi verdi ve ciddiye döndük. bir gün, iki gün, üç gün derken baktım ķi ne bizim merdiven kuruluyor ne de satışa-tahsilata yaklaştırılıyoruz? süleyman ağa eski tas, eski hamam misali estiriyor? bir gece yarısı (bitin-pirenin içerisinde uyumaya çalışır iken aşağıdan müzik sesi ile karışık çağırıldığımı işittim! baktım "arkadaşım eşşek" şarkısı eşliğinde süleyman efendi bize yemek getirmiş, gecenin yarısı? 15 milyon riyal(4 milyon dolar) para harcayacaksın, sonra da (sırf ķürtçü diye) 1500 riyal maaş tahsis ettiğin bir hırsız-müptezelin eline-insafına koca fabrikayı bırakacaksın? olacak iş mi, tabi ki değil? selo diyeceğimiz odur ki, bu gıllı-gışlı işlerle bu tezgâh dönmez, bir defa bu gâvurun soktuğu aklı reddedeceksin ve hısızın-yolsuzun kürdü-türkü olmaz diyerek aklını başına devşirecek milletimiz nezdindeki tesanüte(dayanışmaya) iltihak edecaksın? anlata-biliyoruzdur, inşaallah!.

ne fikirlerini ne kendini ,ne mensup oldu görüşü sevmem sevenleri omo bilmem ne diyenleri sempatik göstermeye çalışanları hiç sevmem saygı da duymam.

kürt ırkçısı olmasına rağmen türkçe kitaplar yazan tuhaf şahıs. kendi dilinde yazsana kitaplarını kardeşim, ne diye başka dilde yazıyorsun? yaşar kemal de öyle, yılmaz güney de. kürtçe çek o dandik filmlerini. kürt ırkçısı olmak zor vesselam. türkleri gütmek zorunda kalmak bile nasıl bir kabustur. türkler de avel avel güdülmeseymiş. türk ırkçısı olmak da zor işte. kürtler tarafından güdülecek kadar düşmüşler. yazık. bu elemanda işte solculuk ayağına türk güdüyor kendince.

demirtaş, kürt sorununa yaklaşım ve çözüm konusunda, apo ve çevresinden farklı düşünen bir aydındır. farkın ne olduğu ve önemini de sistem egemenlerince demirtaşın rehin alınıp, apoyla açık işbirliğine girilmesinden anlıyoruz.
demirtaş'ı apoculukla, terör yanlılığı ile suçlayanlar, iktidar ve destekçilerinin, apo ve pkk.nın kendisi ile kolkola girmesi sizi şaşırtmıyor mu.. demirtaş, aponun kendisinden daha apocu olabilir mi.? pkk.nın kendisinden daha pkk.cı ve terör yanlısı olabilir mi..? düşünün biraz.
demirtaş kürt bir aydın ve avukat, sanatçı. hayatı ve yaptıkları, yazdıkları tümüyle göz önünde. kendisi de şeffaf ve net. demirtaş'ı kimse sevmek zorunda değil. ama apo ile arasındaki farkı anlayabilmek çok önemli. demirtaş bir aydın ve genç bir politikacı olarak son derece dürüst, yürekli ve şeffaf bir kişilik olarak düşüncelerini, önerilerini gerek parlamentoda gerek dışarda korkusuzca dile getirmiş, anlatmış; sadece kürt yurttaşların değil, geniş bir türk yurttaş kitlesinin de destek ve sempatisini kazanmıştır. apo ise iktidar ortakları ve (kürt-türk)terör tüccarları dışında seveni olmayan biridir.
demirtaş, gizli pazarlıklar ve ülke bütününün çıkarlarına aykırı hiç bir projenin destekçisi ve talepçisi olmamıştır.
tüm bu gerçekliğe rağmen ve her ne hikmetse baççeli ve rte ve tüm iktidar yanlıları, ülkenin terör ve kürt sorununun çözümünde, apo ve çevresini, demirtaş'a tercih etmektedirler.
bu durum size de ilginç gelmiyor mu.. apo.nun da bu konuda demirtaşı hatalı bulup iktidarla hemfikir olup cilveleşmesi hiç enteresan değil mi..? sizce sistem ve apo, düşünce ve hedef birliğinde ise, o zaman demirtaş farklı ne istemektedir ki, bu kadar ondan korkulup nefret söylemi üretiliyor.
hadi çalıştırın gri hücrelerinizi..

#3754950
apoculuktan yükseldiği siyasette kardeşinin dağa kaçması sonrası başkanlığı devralan sonra da erdoğan'ın açtığı siyasi alanda buraları bize abd verdi, sen kimsin çektiği için 2014 ağustos'ta ayakta alkışladığı adam tarafından senelerdir hapiste tutulan kişi.

görüldüğü üzere, ne kendisi demokrattır, ne de halkın kendisine bir borcu vardır. siyaseten araçlar 1, hedefler 10.000 kafasıyla yaşadığı için hesabı tutmamış ve hapiste kalmıştır.

ayn el arab'a zamanında partisinin türkiye'den suriye'ye geçişine göz yumduğu islamcı teröristler saldırınca, türkiye'de iç karışıklık çağrısı yapmış ve kaybetmiştir. bu süreçte de kendisinin lafını dinleyen teröristler yerel halkı linç etmiştir.

islamcı teröristler geçerken susan ama sıra kendi sevdiklerine saldırıya gelince isyan eden yerel seçmeni de, artık buradan terörist geçiremezsiniz demiştir. tabandan tavana aynı omurgasız yaklaşım gerçekten. belki de o taban dışarıda, kendisi içeride olduğundan o kişi demirtaş'a borçlu olabilir.

onun dışında kendisi ve eşi sağda solda konferans konferans gezerken, diyarbakır'ın bir ilçesinde politikacılar oturuyorken, diğer bir ilçesinde pilot bölge gibi yığınak yapılmış ve güvenlik güçleriyle çatışmaya girilmiştir. demirtaş bu aşamada da iç savaş çağrısında bulunmuştur. cizre türkiye'nin kobani'sidir, pkk tarih yazıyor demiştir.

tabii ki pkk çatışmaları kaybedince de pkk doğru yapmıyor demek zorunda kalmıştır. böyle sığ kapasite bir karakterin erdoğan gibi eski ortağından kazığı yedikten sonra hapiste erdoğan ve bahçeli'nin ömrüne dua etmesi ve sonrasında öcalan tarafından sen niye şu güzel ortamı bozdun suçlamasına hedef olması eşyanın tabiatıdır.

bu derece çamur bir siyasi ilerlemesi olan bir adamın yandaşları da utanmadan sözlükte debe propagandasında muhalifleri yeterince kendisine sahip çıkmamakla suçlamaktadır. muhalefet yeterince mücadele etse zaten akp ile oturdukları komisyon olmayacaktır ama zaten mantığı ikinci paragrafa doğru kaybettik.

biraz daha dışarıda kalsa apo, tahir elçi, musa anter, sakine cansız (ve daha niceleri gibi) onu da infaz ettirirdi.
kendisine "sus, karının, çocuğunun başına bir şey gelir" denilmiş bir kürt aydınıdır.

bölücü ve terörcü olduğu halde, keskin dili ve süslü laflarıyla kürtleri ve solcuları etkileyen tutuklu siyasi. ırkına ait bir devleti olması için dinini yıkanlardan biri.

bir süredir 8 ekim'de tahliye edilme ihtimali olduğu söyleniyor. mhp medyası bunun sinyalini verirken, akp medyasında çıt yok. yarın görelim bakalım.

siyasetin sert dili içinde insani bir yüzü temsil eden bir isimdi… kimi zaman bir avukat, kimi zaman bir siyasetçi, kimi zaman da kalemiyle insan hikâyeleri anlatan bir yazar olarak sempati duyduğum kişidir… halkların demokratik partisi’nin eş genel başkanı olarak, türkiye’de barışın, kardeşliğin ve bir arada yaşamanın mümkün olabileceğini anlatmaya çalıştı… bizler gibi…
kürt meselesine, demokrasiye, kadın haklarına, çevreye ve adalete kısaca insana dair sesini yükseltti. dili öfke değil, umut taşıyordu. farklı kimliklerin birbirini dinlemesini, konuşmasını savundu. tutuklanmasına rağmen kalemini bırakmadı; içeriden yazdığı hikâyelerle hem kendi sesini hem de halkın sesini dışarıya ulaştırdı…
demirtaş, sadece bir politikacı değil; cesareti, mizahı, vicdanı ve yazdıklarıyla türkiye’nin yakın tarihine insani bir iz bırakmıştır. devletin karanlık tarafının yöneteceği biri olmadı…

youtube.com/shorts/9QmwnTPL...

kendisinden savunduğu dava sebebiyle hazetmem lakin şu bir gerçek ki seloyu dışarda bırak diğer tüm muhalif görünenlerin alayını topla demirtaş gibi doğru noktalar üzerinden muhalefet kurgulayan birisini bulamazsın.

bana deseler ki tüm muhalif görünenleri içeri tıkacaz seloyu salacağız valla kabul ederim. tek başına çarpanı hepsinden yüksek birisi.