bu ayıplı, bu utanç verici, ahlaksız hikayeyi sizlerle paylaşmaya karar verdiğim şu dakikalar itibariyle, o zamanları hatırladıkça, hala daha yüzümü alların bastığını bilmenizi isterim. ayak fetişi eski sevgilimle simste aile kurarak dört nesil boyunca duşta woohoo yapılmasını izlemeyi tercih ederim ki, bu melun teklifle karşıma çıkan kişi, maalesef ex boyfriendlerim arasında, dışarıdan baktığınızda oldukça kibar zannedeceğiniz, olgun, andropoz bir beydi.

o yıllar, yani üniversite üçü okumakta olduğum ve merkez camisi imamı kamil efendinin adımı kulağıma okumasının üzerinden yaklaşık olarak 19-20 yılın geçmiş olduğu zamanlar, kızlar arasında git gide popülerleşen "olgun sevgili" modasına ben de uymaya karar vermiş ve geçmişimde hiçbir daddy issues olayı barındırmamama karşın; çevremde, hayatıma alacağım, avrupa yakası mösyö bülent tadında, buruşuk tipler aramaya başlamıştım.

bir çeşit andropozda olduğunu düşündüğüm bu bey, üniversite gençlerinin sık sık takıldığı pubların birinde, en sote köşeye oturmuş, önünden gelip geçmekte olan genç hanımları göz ucuyla kesiyor ve bir yandan boşalan bardağını, sürahi birasından tazeleyerek içeceğini yudumluyor, sigaradan sararmış bıyıklarına şekil veriyordu. ahh tanrım, lanet olasıca yaşlı erkekler midemi bulandırıyor, elimden gelse hepsinin buruşuk derisini ütüleyip, naftalinler içerisinde gardıroba kaldıracağım ama dediğim gibi, o zamanlar biz üniversiteli kızlar arasında bir olgun sevgili akımı başlamıştı ve ben de modayı takip etmeyi seven bir genç kızdım.

çevremdeki kızlar, evli-bekar fark etmiyor, denk gele bir amcanın radarına giriyor ve eğlencelerine bakıyorlardı; ancak ben hala o kadar dejenere olmamıştım. kurallarım vardı, yuva yıkacak kadınlardan biri asla değildim. bana, kıçının kılları pişmaniyeye dönen beylerden herhangi birinin, çocuklarına ve boşandığı karısına nafaka vermemek için sistemdeki açıkları kullanan açıkgöz bir çapkın olması yetecekti.

pubın o sote köşesinde oturmakta olan ve saçlarının, ayakkabı boyasıyla boyanmaya çalışılıp sonradan vazgeçilmiş gibi durduğu, giyindiği yırtık kot ve iron maiden tişörtü ile gençlerin arasına karışınca yaşlılığının fark edilmeyeceğini düşünen, ölmeyi unutmuş bey ile uzaktan gülüştük. yaşlı erkeklere biraz yüz vermeye görün genç hanımlar, hemen on sekizlik aptal birer oğlana dönüşüveriyolardı.

içkimi alarak usulca masasına doğru yürümeye başladım, kendisi bir yandan eliyle, başıyla "bana katılabilirsin" işareti yapıyor, bir yandan da tişörtünün yakasından ağarmış göğüs kılları görünmesin diye kıyafetini yukarı doğru çekiştiriyordu. o loş ortamda bile belliydi yaşlılığı, aramızda en iyi ihtimalle yirmi yaş kadar filan vardı, tanrım ışıkları neden biraz daha kısmamışlardı ki o gece? kafamın iyi olması bile bu manzarayı kurtarmıyordu.

kendisiyle biraz sohbet ettik. bana eşinden boşandığını ve benle yaşıt oğlunun okumak için şehir dışında başka bir üniversitede olduğundan bahsetti. bir süre çocuklarını anlattı durdu, onlarla ne kadar ilgili bir baba olduğundan filan bahsetti. hadi oradan amca, kendi babamdan biliyorum ilgi böyle bir şey değildi, onların hayatını biraz umursuyor olsaydın pubda üniversiteli kızları avlamak yerine, şimdi oturmuş boncuktan kuş örüyor ve aylık nafakalarını düzenli yatırıyor filan olurdun.

her ne ise, gel zaman git zaman, içinde asla cinselliğin bulunmadığı ilişkimiz pekişti. insanın midesi kaldırmıyor arkadaşlar, hayal dahi edemiyorum; ancak kendisi bir gün bana cinsel manada da kavuşacağından emin halde ilişkimize tutunmuş, bekliyordu. ucuz bir şişe şarapla aniden evime çıkagelip beni sarhoş ederek gardımı mı indirmeye çalışmalar filan, artık ne numaralar arkadaşlar. yaşlı kurt hala fark edememişti ki, yok, bazı şeylerin oluru yoktu işte.
lanet olasıca akranım kızlar neden bunu yapıyorlardı? daha da saçma olan, ben, olgun erkeklerden hoşlanmadığım halde niye kendime bunu yapıyordum?

nihayetinde ayrılık çanları çalmaya başlamıştı.
ilişkimiz tıkanmış, yarım adım bile ilerlemiyor, aksine gittikçe birbirinin gereksiz varlığına alışan bünyelerden kibarlık sıfatı eksiliyordu.

bir gün, o melun günde, yaşlı boy friendim, yanımda, içindeki tüm kötülüğü salmaya karar vererek, belki de başka bir galakside "artık benimle seviş!1" manasına gelen o sesi, mabadından çıkarıverdi:
oozzooaart

bakın düz bir "zort"tan bahsetmiyorum, ya da yanlışlıkla kaçırılan ve duymazdan gelinmesi kolay olan bir "pırt"tan. bu tarz bir sesi, makatınızın kontrolünü tamamen kaybetmekte olduğunuz ölüm anında filan çıkarırsınız, öylesi bir yellenmeden bahsediyorum.

amca içkiyi kaçırmış, kafası gelmiş ve yellene yellene salonumda oturmaktaydı. lanet olasıcaya biraz kanım kaynayabiliyor olsaydı o osuruğu, baba osuruğunun samimiyetine yoracak ve kabullenecektim ancak olgun boy friendim, benim tepkisizliğimi belki de hoşgörüme bağlayarak ikinci top atışını gerçekleştirdi:

zzzzooarrzozort

makatıyla ara gaz çekiyordu arkadaşlar bakın, bunu size tarif etmem imkansız. bunun dilimizde bir karşılığı yok. üzerinize en az üç adet çim biçme makinesi saldırdığında böylesi sesler çıkabilir sanıyorum. yaşlılıktan mütevellit artık götünün üzerindeki hakimiyetini kaybettiğini düşündüğüm olgun boy friendime dönerek, "yani, ayıp olmuyor mu biraz?" dedim sonunda. kendisi, olan biten hiçbir şey yokmuş gibi "ha?" demez mi? kutsal lpg tankları aşkına, "çakmakla yaklaşmayınız" ibaren nerede senin?!!!

-ya affedersin de, zort zort filan salıyorsun, ben varım burada. ayıp ama.
-osuruğun ayıbı mı olurmuş, ne yapayım, gelince osurulur.
-tuvalete git yap, ya iğrenç ya.
-abartma morticia, basit bir osuruk. hatta ne diyeceğim bak, var mısın yarışalım?
-ne?!
-osuruk yarışı ya, hiç yapmadın mı minik perim? hadi hadiii..
-ayyy çık git evimden, çıık!!111

koskoca, yaşı kemale ermiş olgun boyfriendimin, kendisini gözümde tamamen bitirdiği andı o an. bir götünüzün olması, onunla her ortamda ve her şekilde osurabileceğiniz anlamına gelmiyor neticede, bizim kültürümüzde yok bu arkadaşlar yok!!1111!!!

işte, böyle bir yarış teklifi aldım. bir süre "bende çok osuran bir kız tipi mi var acaba?" diye kendimi sorguladığım o melun depresyon sürecimin tetiklenmesi de, bu yüzden gerçekleşmişti. bu utanç verici, hüzünlü hikaye ne zaman aklıma gelse, narin popomu okşayarak "hayır balım hayır, sen asla öyle osurmazsın" der ve ağlarım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevgilisine osuruk yarışı teklif eden kişi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim