sjw

(bkz: social justice warrior)

çeşitli sivil haklar, multi-culturalism, feminizm, eşcinsellik gibi toplumun geniş kesimleri tarafından benimsenmemiş akımları normalize etmeye (hatta mümkünse benimsetmeye çalışan) kişi. pek çok insan tarafından antipatik bulunurlar. avrupa ve abd'de oldukça güçlü oldukları söylenebilir.

duyar tayfa.
sorsan en iyi insanlar kendileridir ama dünyadaki en faşist topluluklardan biri bunlar. harry potter'da neden eşcinsel karakter yok diye bile kuduranları var. her dizide filmde bir siyah karakterin öne çıkması için isyan ederler falan. insanlar hayal güçlerini kullanarak ortaya bir şeyler çıkarıyorlar bunlar oradan çıkıp diyor ki "e hani bize?"
hayal dünyanıza bile müdahale edip, eleştiren insanlar yani. valla sevmiyorum.
ayrıca harry ile ron sevişseydi bok gibi olurdu. kusura bakmayın.

gereksiz duyar kasan insanlar ordusu. vesselam.

militant olursam hedefim olacak faşist tayfa.

feministlerin, eşcinsellerin ve zencilerin (ırkçı bir kelime falan değil siyahi kullanmadım yerine çünkü sjw siyahi kelimesini de ırkçı olarak kabul ediyor) eşitlik maskesi altında diktatörleştiği, kendinden olmayanları twitter başta olmak üzere tüm sosyal mecralarda linç ettiği hastalıklı, kanser kitle. amerikanın çöküşünü bunlar başlatmıştır.

sanıldığı aksine ezilen kesimleri savunmaz onları sömürürler. eğer onlardan olmayan bir eşcinsel siyahi veya kadınsanız sizde hedef olursunuz. genelde sol görüştendirler. özellikle avrupada başı çekiyorlar. amerikadaki demokratlar dediğimiz kesimin bel kemiğide bunlar. resmen uluslararası örgüt gibi bir şeyler. ülkemizde de yeni yeni çıkmaya başladılar.

ezileni savunan değil ezileni sömüren, kendilerine araç edinen kişiler topluluğu.
özellikleri:
1- algı. bağlamları uzak kavramları bir araya getirip algı yaratmak. yav bunun 15 temmuzla ne alakası var tepkisine yol açabilir.
2- linç. kesin olmayan sosyal konular hakkında gerçeği bulmak yerine yargısız infaz yaparlar.
3- duyar. daha önceki mağduriyetleri dillendirerek konuyu saptırmak ya da kişinin önceki yaşantısından alakasız örnekler sunmak.
4- sömürü. yaşça küçük insanları, toplumda yer edinememiş insanlara vs. kimlik sunması onları kendilerine bağlamaları. çoğu olayda hızlı örgütlenmelerinin fakat ezber ve mantıksız argüman sunmalarının sebebi bu.
5- ambalaj. tüm bu olumsuzlukları bir avukat, doktor, sosyolog vs. çevresinde toplayarak sözde bilimsel bir ambalaj haline getirme.
6- örümcek kafalılık. sömürü düzeninde kendileri de bir zamanlar aynı yoldan geçtikleri için bir cemaat üyesinden farkları yoktur.
7- nefret. 100 yıl önceki mevzuları bahane ederek saldırabilirler. örneğin "siz zamanında şunları öldürdünüz."
8- cahillik. bilimsel gerçekleri reddetmeyi severler başta biyolojiyi sevmezler. bilimsel gerçeklikleri, kendi gibi düşünenlerin yazdığı sosyal konulu kitaplarla sınırlıdır.

düşünüldüğünde malûm partiden ya da bir tarikattan cemaatten farkları yoktur.

duyarcı ruh hastalarına verilen isimdir.

avrupa, özellikle de kuzey avrupa bunlar yüzünden ortadoğuya dönüştü, kafa kesen adamlar dokunulmaz oldular. aşırı sağ da bunlardan dolayı yükselmiştir, kimse sesini çıkaramıyor çünkü aman bana ırkçı denmesin, aman bana faşist denmesin, aman bana kadın/hayvan düşmanı denmesin diye korkan bir toplum yarattılar. kanser hücreleri bunlar, bütün gelişmiş ülkeleri bitirdiler, güvenli ve huzurlu hiçbir yer kalmayana kadar durmayacaklar.

bir de bunların ciddi ciddi adalet için savaştıklarını düşünen sürüyle insan var hala, bunların derdi eşitsizliği ve ayrımcılığı falan bitirmek değil, bunların istediği "şimdi de zenciler beyazları ezsin" gibi saçma sapan gayelerdir. çünkü bunlar için beyaz ırk şeytanidir, trajikomik olansa kendilerinin de çoğunlukla beyaz olmasıdır.

hiçbir sektörün keyfi yok bu sjw zombileri yüzünden, her şeyi bitirdiler. filmlerde, dizilerde ve oyunlarda zenci, trans, asyalı, eşcinsel falan olması şart artık, sanki bunları koyunca adaleti sağlıyorlar ve dünyada tüm ayrımcılık, eşitsizlik ve ırkçılık bitiyor.

bu tiplerin bir amacı olmalıdır. zannımca eski dünya dedikleri, şunun şurasında elli sene önceki dünyada kabul gören ve aslında ulus devletlerin altyapısını oluşturan her şeyin yerine bir alternatif koyma çabasındalar. ulus devletleri baskın görüşler kurdu; bunlar da nerede küçük bir grup varsa ona tutunarak ve mümkün olduğunca o grupları suistimal ederek yeni "değerler" üretme hevesindeler. zihinlerini asıl meşgul eden şey, sayıca küçük dezavantajlı gruplar değil; dertleri sayıca çok olan baskın/avantajlı gruplarla.

bu amaçlarına ulaşabilmek için insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan adalete sahne ışıklarını çevirip çoğunluğun adaletsizlik ettiğinden dem vuruyorlar. bir de adalet duyguları enteresan bir şekilde mutlak eşitlikle süslü. ama sadece haklarda! mesuliyetlere gelince o mutlak eşitlik, ötelere atılarak gözden kayboluyor. sözgelimi bir eşcinsel bireyin zorunlu askerlik yapamayışına pek de itiraz etmiyorlar. kadınların, mesela bizim ülkemizde, zorunlu askerlik sorumluluğu olmayışını da mutlak eşitliğe uygun buluyorlar ilginç bir şekilde.

elbette bu demek değildir ki eşcinsel bireyleri, kadınları söylemlerinde kullanan herkes sjw'dir. gayet adil bir yaşam isteyen ve bizzat kendi haklarını savunanlar için sjw yakıştırması yapmak insafsızca olacaktır. ta ki birey olarak, somut durumlarda ve birilerince güdümlenmeden ayrımcılığa karşı durabilsin o birey. toplumdan uzaklaşmak yahut kendini soyutlamak yerine toplumla bütünleşmenin adil yollarını yani uzlaşıyı arasın. nitekim sjw'ler kaosu ve didişmeyi sever, birey ve toplum arasındaki makul uzlaşı noktasını aramak yerine. bunu yaparken de bireyi topluluğun içinde belli bir şablonla, kolektif bir kimlikle güdümleme çabaları vardır ki aha o noktada pek yakındıkları eski dünya ile aynı noktada birleşirler esasen! toplumsal cinsiyet rollerinin yerine bu defa toplumsal cinsiyetsizlik rolleri inşa ederler usulca. yahut kadına eski dünyanın biçtiği rolleri eleştirirken yeni bir şeyler söylüyormuş pozlarında bu defa kendileri, kadına kolektif bir kimlik inşa etmenin örneklerini dillendirirler.

sjw'lerin pek aktif kullandığı sosyal medya üzerindeki faaliyetlerinin bireye çok ciddi zararları olduğunu düşünmekteyim naçizane. avustralya'daki koalaları paylaştıklarında ben olağan olarak merhamet ve öfke duyarım. ama unutmamak lazımdır ki insanın merhameti sonsuz değildir. çook uzaklardaki bir koala için ciddi anlamda acıma duygusu hissetmiş biri olarak aynı gün içinde yakın çevremdekilere pek merhamet duygum kalmamış olabilir! bazen katillerin sosyal medya hesaplarını stalk eylediğimde falan yerdeki yavru köpek/kedi için yahut ülke gündemindeki ve kendi yaşamları dışındaki bir mağdur kadın hakkında yazdıkları merhamet dolu paylaşımlar görüyorum...yanılıyor olabilirim ama bence onları yazarken hayli samimiydi. ama işte insanın merhameti sınırsız değil, neylersin. ötelerde birine merhamet kotasını kullandı ama aynı evde yaşadığı kişiye kalmadı belki de merhameti. ya da vicdanı pınar gültekin için yazdıklarıyla huzur doldu da artık kendisinde zalim olma hakkını buldu...kim bilir. pınar'ın katiline duyduğu öfke içinde hapsolmuştu ve akacak yer arıyordu belki de.

floyd'a harcadığı merhamet kotası; trafikte birine şiddet uygulama hakkını kendisinde bulmasına sebep oluyor kişinin...ve merhamet duygusunu her gün sömürüyor sjw'ler dünyanın kişiden uzak yerlerindeki eşitsizliklerle. sonra yeni mağdurlar ve o mağdurlara bilmem kaç kilometre uzakta ağlayan, yakın çevresindeki kişiler yönünden yeni zalim adayları. merhamet sonsuz olsaydı keşke!

dünya için en büyük tehdit sjw ve sjw tayfasıdır. bu oluşumu destekleyenlerin neredeyse hepsinin ruh sağlığı bozuktur. adamlar amerika'da 13 yaşındaki çocuklar için gay temalı pornografik içerik yayınlamışlar ve bu kütüphanede sergileniyor. buna karşı çıkanları ise linçletiyorlar. bunun gibi daha bir çok örnek var yok she yok he yok they diye hitap et affedersin bu ne lan? böyle saçma bir şey olur mu. birde kürtajı savunurlar. ben kalp oluşmadan önce alınması taraftarıyım yoksa sonrası cinayete girer ama bunlara kalırsa yasal hak hadi lan ordan. alayı teröristtir.

son yüzyılın vebası.
aykırı fikirler, marjinal olan her boku doğru bir şeymiş gibi topluma faşizanca empoze etme isteği en büyük özellikleridir.
sosyal medyada sürü halinde takılırlar.
çoğunluğu ruh hastası olup, kaybetmişliklerinin acısını masum insanlardan çıkarmaya çalışırlar.
kanunların işlediği bir ülkede terörizm ile yargılanmaları gerekir.

ursula k. leguun, elizabeth woodcraft gibi feministlerin söke söke aldığı hak bazlı ve entelektüel itibari 5 yılda itin götüne sokup çıkartan tayfa.

sorsan sosyal adalet savaşçısı dersin kim bilecek!

sinemayı ve televizyon dizilerini ele geçirmiş oluşum.

tiskiniyorum, alayı kolpa çakaldır.

%99.9'u faşist olan gruptur. asla karşıt fikirlere tahammül etmezler. abd'yi saran bu insan sağlığına tehdit saçmalık, maalesef ülkemizde de palazlanmaya başlamıştır. seçimden sonra el bombası gibi patlayaxağını düşünüyorum. şimdiden ön almak gerekiyor.

her şeyi özgürlük olarak lanse etmeye çalışan faşist oluşum. güya en özgürlükçü bu kitledir. ama işlerine gelince en yasakçı, en muhafazakar da bunlar olurlar. ülkemizde şimdilik çok görülmese de ilerde artacak bir sorun olacaktır.

hollanda ve amerika vb. bazı ülkelerde pedofiliyi lgbt olarak lanse edip savunmaya çalışan güruh, bunlara en iyi örnektir.

isim verebiliyor muyuz? neyse vermeyelim.

bir kere bu dürzülerin kendi fikirleri yoktur. bir konudaki en aykırı fikri kendine düstur edinip ona göre hareket ederler. onlara göre o en ''aykırı'' fikir net doğrudur. onların söylediğine ''saçmala istersen.'' dediğin an da faşist ilan edilirsin.

tatlı su solcuları ile büyük bi kesişim kümeleri de vardır.

- modern dünyayı lanetleyip çocuk gelinlere "gelenek" diye özür bulan sözde çok kültürlülük,
- kadının çalışma hakkı gibi hakiki problemleri gölgelemek için üretilen "tiyatroda alkış sesi hassas bünyelerde kokuya neden oluyor, onun yerine el sallayalım" gibi osurup osurup ipe dizilmiş uyduruk sosyal davalar,
- tecavüzcüyü koruyan, güçlü kadını yok etmeye çalışan, erkek ve ilerleme düşmanlığı olan 3. dalga feminizm

gibi, egemenlerin tasma yapıp güttüğü gerici fikirleri savunan kişiler için kullanılan bir aşağılama sözü.

algı yaparak duyar kasan tayfadır.

duyar kastığı olay onun için önemli değildir, maksat zarar vermektir.