1.
psikolojik bozukluk nedeniyle karşısındakilerin düşünce ya da duygularını anlama kabiliyetinden yoksun olan bu ruh hastalarının başlıca özellikleri şunlardır:
insanları etkileme ve kandırma konusunda kimse sosyopatın eline su dökemez.
kolay kolay kimsenin inanmayacağı yalanları, allayıp pullayarak yutturmakta çok beceriklidirler.
utanma, suçluluk veya pişmanlık duymazlar. aslında beyinlerinde bu duyguları işleyebilecek bir merkez yoktur; varsa bile bozuktur.
kendi çıkarları için başkalarına zarar vermekten çekinmezler.
kendi egosunu sürekli göstermeye çalışıp karşısındakini aşağılarlar.
insanları konuşmalarıyla kendilerine hayran bırakacak kadar iyi hatiptirler.
aykırı davranışlar sergilemekte beis görmezler, canları ne isterse onu yapar.
empati yeteneğinden yoksun oldukları için hissettiklerinizi hissedemezler.
karşılarında oturup ağlasanız etrafı izlemekle ve ağlamanızın bir an önce bitmesini beklemekle meşgul olurlar.
duyguları olmasa da çok iyi rol yaparlar.
rahatlıkla başkalarını manipüle edebilir, kendi düşüncelerine inanmaya ikna edebilirler.
yalan söyleme konusunda oscar'lık performansa sahip olan sosyopatlar, sadakat ya da merhamet gibi duyguları olmayan insanlardır.
yalanlarını o kadar güzel sunarlar ki, gözünüzle gördüğünüz ya da kulaklarınızla duyduğunuz şeylerden bile şüphe etmeye başlarsınız.
sizin hayallerinizi ve isteklerinizi kolaylıkla öğrenip, size hayallerinizi gerçekleştirecekmiş gibi konuşurlar.
olayları o kadar abartırlar ki bir noktadan sonra saçmalamaları kaçınılmaz hale gelir. ancak çarpıtılmış gerçekleri bir öykünün arasına ustaca gizleyerek, saf ve iyi niyetli insanları yalanlarına kolayca kandırırlar.
şahsi kazanç uğruna yaşam boyu aldatmaca sergilerler.
kuralları çiğnemekten hoşlanır, insanların haklarını çiğnerler. sürekli bir biçimde sorumsuzca davranırlar. insanlara hükmetmeye bayılırlar.
bedeli ne olursa olsun her tartışmada ve kavgada kazanan taraf olmak isterler.
sevme yeteneğinden yoksundurlar. istediklerini elde etmek için severmiş, empati duyarmış gibi yaparlar. gerçek yaşamlarında kimseyi sevmezler.
derin bir hayal âleminde yaşarlar. bütün bu özellikleri nedeniyle bir sosyopatla mantık çerçevesinde tartışılmaz.
pek çoğu sorgulanmayı hakaret olarak algılar, tepkileri öfke ve saldırganlık şeklinde ortaya çıkar.
insanların güçsüz yanlarını bulup oradan saldırmayı çok severler.
sosyopatın karşısına yalanlarını ve sahtekârlıklarını ortaya koyan kanıtlarla çıktığınızda, sizi kendisine karşı komplo kurmakla suçluyorsa bilin ki karşınızdaki gerçek bir sosyopattır.
sosyopatlar insanlara hiçbir zaman değer vermezler. tedavileri oldukça zordur ve bazen de imkânsızdır. sosyopatlara karşı korunmak için bazı insanların vicdanlarının olmadığı acı gerçeğini kabul edin. vicdansız birisini hayatınıza almayın.
sizi kıran, inciten ve hayal kırıklığına uğratan sosyopatlardan en iyi intikam alma yönteminin iyi ve mutlu bir biçimde yaşamınıza devam etmek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
insanları etkileme ve kandırma konusunda kimse sosyopatın eline su dökemez.
kolay kolay kimsenin inanmayacağı yalanları, allayıp pullayarak yutturmakta çok beceriklidirler.
utanma, suçluluk veya pişmanlık duymazlar. aslında beyinlerinde bu duyguları işleyebilecek bir merkez yoktur; varsa bile bozuktur.
kendi çıkarları için başkalarına zarar vermekten çekinmezler.
kendi egosunu sürekli göstermeye çalışıp karşısındakini aşağılarlar.
insanları konuşmalarıyla kendilerine hayran bırakacak kadar iyi hatiptirler.
aykırı davranışlar sergilemekte beis görmezler, canları ne isterse onu yapar.
empati yeteneğinden yoksun oldukları için hissettiklerinizi hissedemezler.
karşılarında oturup ağlasanız etrafı izlemekle ve ağlamanızın bir an önce bitmesini beklemekle meşgul olurlar.
duyguları olmasa da çok iyi rol yaparlar.
rahatlıkla başkalarını manipüle edebilir, kendi düşüncelerine inanmaya ikna edebilirler.
yalan söyleme konusunda oscar'lık performansa sahip olan sosyopatlar, sadakat ya da merhamet gibi duyguları olmayan insanlardır.
yalanlarını o kadar güzel sunarlar ki, gözünüzle gördüğünüz ya da kulaklarınızla duyduğunuz şeylerden bile şüphe etmeye başlarsınız.
sizin hayallerinizi ve isteklerinizi kolaylıkla öğrenip, size hayallerinizi gerçekleştirecekmiş gibi konuşurlar.
olayları o kadar abartırlar ki bir noktadan sonra saçmalamaları kaçınılmaz hale gelir. ancak çarpıtılmış gerçekleri bir öykünün arasına ustaca gizleyerek, saf ve iyi niyetli insanları yalanlarına kolayca kandırırlar.
şahsi kazanç uğruna yaşam boyu aldatmaca sergilerler.
kuralları çiğnemekten hoşlanır, insanların haklarını çiğnerler. sürekli bir biçimde sorumsuzca davranırlar. insanlara hükmetmeye bayılırlar.
bedeli ne olursa olsun her tartışmada ve kavgada kazanan taraf olmak isterler.
sevme yeteneğinden yoksundurlar. istediklerini elde etmek için severmiş, empati duyarmış gibi yaparlar. gerçek yaşamlarında kimseyi sevmezler.
derin bir hayal âleminde yaşarlar. bütün bu özellikleri nedeniyle bir sosyopatla mantık çerçevesinde tartışılmaz.
pek çoğu sorgulanmayı hakaret olarak algılar, tepkileri öfke ve saldırganlık şeklinde ortaya çıkar.
insanların güçsüz yanlarını bulup oradan saldırmayı çok severler.
sosyopatın karşısına yalanlarını ve sahtekârlıklarını ortaya koyan kanıtlarla çıktığınızda, sizi kendisine karşı komplo kurmakla suçluyorsa bilin ki karşınızdaki gerçek bir sosyopattır.
sosyopatlar insanlara hiçbir zaman değer vermezler. tedavileri oldukça zordur ve bazen de imkânsızdır. sosyopatlara karşı korunmak için bazı insanların vicdanlarının olmadığı acı gerçeğini kabul edin. vicdansız birisini hayatınıza almayın.
sizi kıran, inciten ve hayal kırıklığına uğratan sosyopatlardan en iyi intikam alma yönteminin iyi ve mutlu bir biçimde yaşamınıza devam etmek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
devamını gör...
2.
karşı tarafın düşünce yada duygularını anlayıp manipüle ettiklerini ama bu duygu düşünceleri umursamadıklarını düşünmekteyim.
devamını gör...
3.
sherlocktan gördüğüm kadarıyla cooldurlar.
devamını gör...
4.
iletişimde önemli olanın iletişimin kendisi değil de karşısındakinin veya kendisinin egosu olduğunu düşünmek.
devamını gör...
5.
tüm diğer kişilik, kişilik bozukluğu, duygu durum bozuklukları konularında olduğu gibi kaynak belirterek açıklama yapmaya gayret edersek çok iyi olacağını düşündüğüm özellikler.
hangi teknik ile ve nasıl birinin akademik yetisiyle açıklama yapıyoruz!? empati çuvaldızını nereye batıracağımızı bilmeliyiz.
hiç değilse parantez içinde; 'bir doktor olarak.. ', 'konunun uzmanı değilim. ' gibi açıklamaları sosyal sempati için bile olsa borçluyuz insanlara. empatiyi geçtim yani..
hangi teknik ile ve nasıl birinin akademik yetisiyle açıklama yapıyoruz!? empati çuvaldızını nereye batıracağımızı bilmeliyiz.
hiç değilse parantez içinde; 'bir doktor olarak.. ', 'konunun uzmanı değilim. ' gibi açıklamaları sosyal sempati için bile olsa borçluyuz insanlara. empatiyi geçtim yani..
devamını gör...
6.
antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olan bireylere verilen isimdir. aynı zamanda psikopat olarak da adlandırılabilirler. bu tanıyı alabilmek için 18 yaşından büyük olmak ve 15 yaşından itibaren tanı için gerekli davranış örüntülerine sahip olunmalıdır. 18 yaş altındaki bireylerde bu örüntülere benzer davranışlar görülmesi, davranım bozukluğu olarak adlandırılır.
antisosyal kişilik bozukluğunda kişiler; empati yoksunluğu, abartılı bir şekilde kendini övme, söz cambazlığı, bencilce ve duyarsızca davranışlar gösterirler. en önemli özellikleri ise antisosyal şiddet ve yeniden suç işleme eğilimidir.
sosyopatlar, ilk görüşmelerde etkileyici, duyarlı ve doğal görünebilir. fakat bunun altında yatan karşılarındaki insanı çıkarları için kullanmaktır. vicdan gelişimleri yetersizdir. yasaları sonuçlarını düşünmeden kolayca çiğneyebilirler.
itkisellik, ileriyi planlayamama, asabi tavırlar, sürekli sorumsuzluk ve pişmanlık duymama hali de antisosyal kişilik bozukluğu ölçütlerindendir. yasaları çiğneme özelliklerinden dolayı sıklıkla adli olaylara karışırlar.
sosyopat kişilerde alkol ve madde bağımlılığı oranı oldukça yüksektir ve intihar eğilimi gösterirler.
antisosyal kişilik bozukluğunda kişiler; empati yoksunluğu, abartılı bir şekilde kendini övme, söz cambazlığı, bencilce ve duyarsızca davranışlar gösterirler. en önemli özellikleri ise antisosyal şiddet ve yeniden suç işleme eğilimidir.
sosyopatlar, ilk görüşmelerde etkileyici, duyarlı ve doğal görünebilir. fakat bunun altında yatan karşılarındaki insanı çıkarları için kullanmaktır. vicdan gelişimleri yetersizdir. yasaları sonuçlarını düşünmeden kolayca çiğneyebilirler.
itkisellik, ileriyi planlayamama, asabi tavırlar, sürekli sorumsuzluk ve pişmanlık duymama hali de antisosyal kişilik bozukluğu ölçütlerindendir. yasaları çiğneme özelliklerinden dolayı sıklıkla adli olaylara karışırlar.
sosyopat kişilerde alkol ve madde bağımlılığı oranı oldukça yüksektir ve intihar eğilimi gösterirler.
devamını gör...
7.
uzun yıllardır anlatılan basmakalıp tanımında çok büyük bir paradoks olan kişilik özellikleridir. 1 ve 2 numara bu durumu anlatır.
1- çok üst düzey yalanları karşı tarafın anlayamayacağı şekilde söylerler.
2- utanma duyguları, empati duyguları yoktur
barbie bebek kapak fotoğraflı 3. sınıf magazin dergileri tanımıdır bu tanımlar ve gerçeği yansıtmaz. şimdi gelelim neden gerçeği yansıtmadığının açıklandığı çelişkiye...
bir insanın çok iyi yalan söyleyebilmesi için, karşı tarafa çok iyi empati yaparak, karşı tarafın inanma ihtimalini kuvvetlendirmesi gerekir.
tamamen bağımsız bir örnek vermek gerekirse, pop müzik hayranı bir kadına pop müzik ile ilgili çok iyi bir yalan söylemek için onun pop müzik hakkındaki bilgisini tartmak ölçmek gerekir. buna göre yalanın kalitesini ayarlamış yani yalanı karşı tarafın inanacağı bir hale getirmiş olmak gerekir.
sözün özü, sosyal zekanızın çok üst seviye olması gerekir, empati yeteneğinizin ve poker face olma yeteneğinizin(ki bu da sosyal zeka ile doğrudan ilintilidir) çok gelişkin olması gerekir ki karşı tarafı bu yalanlara inandırın. bu yüzdendir ki çok üst düzey zeki insanlarda toplumdan soyutlanma vardır ve bu soyutlanmaya mensup olan insanların değil insanları kandırmak, gündelik hayattaki sohbetlere eşlik etmeleri, basit sosyal tartışmaları bile kazanmaları mümkün değildir.
dizi ve filmlerde aktörlerin canlandırdıkları çok sevimli karakterler bu tanımı karşılamaz. tıpkı alfa erkek alfa kadın olmadığı gibi, sosyal zekası çok düşük olan süper zeka bir insanın da manipülasyon yeteneğinin üst düzey olması beklenemez.
manipülasyon, yalan için çok üst seviye empati-sosyal zeka gerekir.
bunların dışındaki bazı özellikler akla mantığa uygundur.
1- çok üst düzey yalanları karşı tarafın anlayamayacağı şekilde söylerler.
2- utanma duyguları, empati duyguları yoktur
barbie bebek kapak fotoğraflı 3. sınıf magazin dergileri tanımıdır bu tanımlar ve gerçeği yansıtmaz. şimdi gelelim neden gerçeği yansıtmadığının açıklandığı çelişkiye...
bir insanın çok iyi yalan söyleyebilmesi için, karşı tarafa çok iyi empati yaparak, karşı tarafın inanma ihtimalini kuvvetlendirmesi gerekir.
tamamen bağımsız bir örnek vermek gerekirse, pop müzik hayranı bir kadına pop müzik ile ilgili çok iyi bir yalan söylemek için onun pop müzik hakkındaki bilgisini tartmak ölçmek gerekir. buna göre yalanın kalitesini ayarlamış yani yalanı karşı tarafın inanacağı bir hale getirmiş olmak gerekir.
sözün özü, sosyal zekanızın çok üst seviye olması gerekir, empati yeteneğinizin ve poker face olma yeteneğinizin(ki bu da sosyal zeka ile doğrudan ilintilidir) çok gelişkin olması gerekir ki karşı tarafı bu yalanlara inandırın. bu yüzdendir ki çok üst düzey zeki insanlarda toplumdan soyutlanma vardır ve bu soyutlanmaya mensup olan insanların değil insanları kandırmak, gündelik hayattaki sohbetlere eşlik etmeleri, basit sosyal tartışmaları bile kazanmaları mümkün değildir.
dizi ve filmlerde aktörlerin canlandırdıkları çok sevimli karakterler bu tanımı karşılamaz. tıpkı alfa erkek alfa kadın olmadığı gibi, sosyal zekası çok düşük olan süper zeka bir insanın da manipülasyon yeteneğinin üst düzey olması beklenemez.
manipülasyon, yalan için çok üst seviye empati-sosyal zeka gerekir.
bunların dışındaki bazı özellikler akla mantığa uygundur.
devamını gör...
8.
devamını gör...
9.
haklarında çekilen dizilerin genellikle izlenesi olması.
öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan nasıl da bağladın beni...
öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan nasıl da bağladın beni...
devamını gör...