sözlük yazarı olmak

müthiştir. her gün okuduğum yazarların olması, beni her gün okuduğunu bildiğim yazarların olması... harikadır. kitabını bastıramazsın belki ama burada yazdığın şey anında görülür. en güzel şeyi o zaten...

nasip olması beklenen şey .

biraz sorumluluk, biraz düşünce gücü, biraz mizah anlayışı yani her şeyden biraz bir şeyler gerektiren bir durumdur aslında. toplumda bir statü kazandırmasa bile, yazdığının okunduğunun bilinmesi, düşüncelerini birilerini duyurabilme fırsatının yakalanması nedeniyle aslında güzel bir şeydir. yine de kendini çok kaptırmamak lazım bu duruma. aksi takdirde durum psikolojiyi biraz zorluyor. gece yatağına girince sözlüğe yazacaklarını, yazabileceklerini düşünmeye başlıyorsun. bırak geceyi hayatına bariz giriyor sözlük kavramı, aranıyorsun ne yazsam, ne ilgi çeker, ne okunur diye. ciddi boyutlara ulaşması bunun asosyallikle sonuçlanabilecek durumlara sebebiyet verebiliyor. abartmamak gerek dediğim gibi durumu. ha nereden biliyorsun böyle olduğunu derseniz, kendimi inceledim, gözlemledim. ordan biliyorum. evet bu aralar iyi değilim. sözlükle bozdum kafayı. hayatta statüm ne olmuştur acaba? soru bu olmalı. sözlük statüsü önemli değil.

dert sahibi olmaktır.

sözlüğe yazar olmak koşa koşa avm ye gidip insanı entellektüel yapan o meşhur gözlüğü alarak başlayıp, olum edebiyat okunmaz öğretmen olup ne yapacağım fikriyle biter.

çok keyifli yaw *) son zamanlarda çok keyifli şeyler yazamasam da ya da anlatmak istediklerimi doğru kelimeler ile ifade etmeyi başaramasam da -yine de- her şeye rağmen keyifli.

hayata renk katan bir skaladır sözlük yazarı olmak. uzun izinler alamazsın, çünkü yazar olmak hayatında kendine bir yer etmiştir. her bildirimde çocuksu bir heyecan, her tanımda biraz daha liseli. her nickaltında biraz daha sevinç. yazmayı sevince müthiştir sözlük yazarı olmak.

simit ve çay gibi güzeldir.

barajda biriken su gibi tanımlarını yapıp, sözlüğe bırakmaktır.

güzel bir duygudur.

küçük ağa olmaktır.

iki yıldan fazladır tattığım durum. hem iyi hem de kötü bir alışkanlık. arkadaşlık kurmak açısından güzel aslında. bu süreçte oldukça naif insanlar tanıdım. onlarda gerçekten benim nazarımda değerli insanlar. hatta bazen onların kibarlığı ve nezaketi karşında mahcup oluyorum acaba aynı şekilde ben de olabiliyorum mu diye. yeni insanlar tanımayı da çok seviyorum. benim işim aslında iletişim üzerken yani çekingenliğe yer yok. olası bir çekingenlik hata doğurur. iyi olmayan yanlarına gelecek olursak insanın anlaşılma isteği hep ağır basıyor yani bazen gereğinden fazla zaman ayırıbiliyor insan. insan devinim halinde bir canlı olduğundan yazmak istiyor dogal olarak. ben de yazmayı çok seviyorum bu sebeple bazen fazla üstüne düşebiliyorum. bazen ekşide yazarlar görürdüm son tanımını 10 yıl önce girmiş belki ben de bir gün bu alışkanlığı ya da hobiyi bırakırım. biraz da yalnızlık ile ilintili sanırım sözlük yazarı olmak. bir de hoşlanma vesaire tarzı durumlar olabiliyor efenim. hiç aklımın ucundan geçmezdi ama bildiğin aşık oluyorsunuz. hayaller falan kuruyorsunuz. güzel şeyler bunlar. kısacası anlaşılma istediğidir ve güzel yanları da hiç yok değildir.

keyifli. beğenilerin ardı arkası kesilmese daha keyifli olabilir.

önceiilikle çok ama çok ciddi bi iştir bu çünki bunun nedenlerinden biri de her konuda donanmaya sahib olmanızdır. b u bağlamda balıkdığında dostdostefski ve torstein gibi yazarların üstünde bir merterdir.

uykuyu unutmaktır.

adeta zehir gibi işler tüm damarlarına ama bir türlü öldürmez.

çokta önemli bir şey değildir. kafa dağıtıyoruz işte.

okumaktır ilk önce. iki yıl önce girilen bir tanım, ana ekranda karşına çıkar, sonra yazarı merak edersin diğer tanımlarına da bakarsın . takibe alırsın.
ya da bakarsın ki çoktan gitmiş, hafif bir hüzün basar.
hassas bir konuda bir tanım girersin, biri kötü tepki verir şaşırırsın. kötü de değildir niyetin aslında. gider sorarsın neden böyle yaptın diye...
sonra dikkatini çeker takibe alırsın gizli gizli, bütün tanımlarını okursun. sonra bir bakarsın. canın birtaneciğin olmuş.

yazmaktır...
uzun zamandır takip ettiğin birinin doğum gününü kutlarsın, bir bakarsın sözlükte en sevdiğin insanlardan biri olmuş.

okumak, yazmak, sohbet etmek, radyoda serserilik yapmaktır. bu tabi biraz normal sözlük yazarı olmak tanımına da kaydı.
bir gün gidersem eğer, dostlar beni hatırlasın.
*
düşmanları biz önceden göndeririz zaten.
bu ne be kurtlar vadisi repliği gibi oldu.

dümdüz bir tip olarak yazıp çıkarsanız güzel. esneme payı bırakınca bir yerde hata yapabiliyor insan. istemeden de olsa. bu gibi şeylere dikkat ederseniz kimsenin keyfi kaçmaz.