1.
bazen kabul ediyorum bunu. bakmayın siz insan kendisini bilmez mi. bilir işine gelmez.
bir yazı okumuştum ne kadar doğru bilemedim ama diyor ki. ruhsal hastalıklarda en sor tedavi edilenler veya edilemeyenler en zeki olanlardır. çünkü onlar işte deli veya ruhsal bir bozukluğu olduğunu kabul etmez .
hep başkaları suçludur o ise mükemmeldir.
bazı konularda suçu kendinde arıyor insan. tabi etraf şimdilerde öyle bir haldeki kendisine sıra gelmiyor.
bir yazı okumuştum ne kadar doğru bilemedim ama diyor ki. ruhsal hastalıklarda en sor tedavi edilenler veya edilemeyenler en zeki olanlardır. çünkü onlar işte deli veya ruhsal bir bozukluğu olduğunu kabul etmez .
hep başkaları suçludur o ise mükemmeldir.
bazı konularda suçu kendinde arıyor insan. tabi etraf şimdilerde öyle bir haldeki kendisine sıra gelmiyor.
devamını gör...
2.
benim huyumdur… bir şey olduğunda önce suçu kendimde ararım. iğneyi kendime batırmadan, çuvaldızı kimseye batırmam. “acaba hata bende mi?” diye düşünür, kendimi sorgularım. bu süreç bazen zaman alır ama taşlar yerine oturunca gerçeği görüyorum…
çoğu zaman suçlu sandıklarımız değildir; ama elbette benim de hatalı olduğum zamanlar oluyor. o zaman da efendi gibi özrümü diliyorum, kırdıysam tamir etmeye çalışıyorum. mesele haklı çıkmak değil ki insan kalabilmek…
çoğu zaman suçlu sandıklarımız değildir; ama elbette benim de hatalı olduğum zamanlar oluyor. o zaman da efendi gibi özrümü diliyorum, kırdıysam tamir etmeye çalışıyorum. mesele haklı çıkmak değil ki insan kalabilmek…
devamını gör...
3.
*
bir tür yüklenilmiş/yüklenmiş suçluluk duygusu tezahürü.
vicdanla, utançla ve pişmanlıkla direkt ilişkisi var bu duygunun. menşei değişken ama çocuk yaşlarda ebeveynlerin ve okul sıralarının bilinçli ya da bilinçsiz olarak küçücük bünyelere gark ettikleri ruh burkulması ile başladığını söyleyebiliriz.
normal sınırlar içinde kalması halinde bir "iç denetim mekanizması" olabilecekken, her vakada suçu otomatik olarak kendinde aramanın, suçu hep başkasında aramakta görebileceğimiz gibi bir gerçeklik kayması, hastalıklı bir empati becerisi ya da özdeşleştirme olabileceğini de söyleyeyim.
"üşürüz suçluluktan
suçluyuz yaşamaktan" *
bir tür yüklenilmiş/yüklenmiş suçluluk duygusu tezahürü.
vicdanla, utançla ve pişmanlıkla direkt ilişkisi var bu duygunun. menşei değişken ama çocuk yaşlarda ebeveynlerin ve okul sıralarının bilinçli ya da bilinçsiz olarak küçücük bünyelere gark ettikleri ruh burkulması ile başladığını söyleyebiliriz.
normal sınırlar içinde kalması halinde bir "iç denetim mekanizması" olabilecekken, her vakada suçu otomatik olarak kendinde aramanın, suçu hep başkasında aramakta görebileceğimiz gibi bir gerçeklik kayması, hastalıklı bir empati becerisi ya da özdeşleştirme olabileceğini de söyleyeyim.
"üşürüz suçluluktan
suçluyuz yaşamaktan" *
devamını gör...