1.
iki farklı ama çok farklı anlamda kullanılan sözdür.
türk dil kurumu güncel türkçe sözlüğüne göre sözün birinci anlamı:
sürgüne gönderilmek ya da sürgün cezasına uğramak.
bir sürgün memleketinin cezaevlerini bile özler, diyordu yılmaz erdoğan sen hiç ateşböceği gördün mü isimli oyununda. sürgüne gönderilmek zor bir şey olsa gerek. yaşamadım bilmiyorum ama okuduğum onca masalda, tarih kitaplarında ve bilimum yayında sürgüne giden insanların neler yaşadığını içimde hissetim. ölü evinden anılar gibi bir yaşam.
aynı sözlüğe göre sözün ikinci anlamı ise:
olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak, ishal olmak.
bunu deneyimledim biliyorum. hayatının bir anında herkes de yaşamıştır. onlarca anımda bir tanesi hayatımda silinmez izler bıraktı.
okulun ve dolayısıyla şehrin atletizm takımında olduğum dönem izmir atatürk stadında türkiye şampiyonasına katılmak için izmir'e gittik. taşralı çocuklar olduğumuz için afyon'da bir lokantada müdür istediğinizi yiyebilirsiniz deyince bolca kaymaklı sütlaç yedik. ertesi sabah herkes sürgün gidiyordu.
turnuva başladığında ilk gün yarışmaları berbattı bizim için. herkes normal süresinden kötü sonuçlar aldı. benim içinse en kötü durum söz konusuydu çünkü ben üç adım atlamacıydım. zihnimde sürekli bir görüntü ile ısındım. ertesi gün haberlerde zıçan adam olimpiyatlarda gibi bir haber görme korkusu. havada iken bir tazyiki mesane ile derecemi arşa erdirme korkusu içimi yedi bitirdi.
üç adım atlamada onuncu olabildim o sene ama bence iyi bir derece idi. bez getirmeye de gerek kalmadı.
türk dil kurumu güncel türkçe sözlüğüne göre sözün birinci anlamı:
sürgüne gönderilmek ya da sürgün cezasına uğramak.
bir sürgün memleketinin cezaevlerini bile özler, diyordu yılmaz erdoğan sen hiç ateşböceği gördün mü isimli oyununda. sürgüne gönderilmek zor bir şey olsa gerek. yaşamadım bilmiyorum ama okuduğum onca masalda, tarih kitaplarında ve bilimum yayında sürgüne giden insanların neler yaşadığını içimde hissetim. ölü evinden anılar gibi bir yaşam.
aynı sözlüğe göre sözün ikinci anlamı ise:
olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak, ishal olmak.
bunu deneyimledim biliyorum. hayatının bir anında herkes de yaşamıştır. onlarca anımda bir tanesi hayatımda silinmez izler bıraktı.
okulun ve dolayısıyla şehrin atletizm takımında olduğum dönem izmir atatürk stadında türkiye şampiyonasına katılmak için izmir'e gittik. taşralı çocuklar olduğumuz için afyon'da bir lokantada müdür istediğinizi yiyebilirsiniz deyince bolca kaymaklı sütlaç yedik. ertesi sabah herkes sürgün gidiyordu.
turnuva başladığında ilk gün yarışmaları berbattı bizim için. herkes normal süresinden kötü sonuçlar aldı. benim içinse en kötü durum söz konusuydu çünkü ben üç adım atlamacıydım. zihnimde sürekli bir görüntü ile ısındım. ertesi gün haberlerde zıçan adam olimpiyatlarda gibi bir haber görme korkusu. havada iken bir tazyiki mesane ile derecemi arşa erdirme korkusu içimi yedi bitirdi.
üç adım atlamada onuncu olabildim o sene ama bence iyi bir derece idi. bez getirmeye de gerek kalmadı.
devamını gör...
"sürgün gitmek" ile benzer başlıklar
sürgün
20